Bitmeyen pazarlıklar

Aykan SEVER yazdı —

  • Geçen hafta Türk ve İngiliz savunma bakanları güvenlik ve savunma alanında işbirliğini daha da güçlendirmek için bir Niyet Beyanı imzaladılar. Eurofighter savaş uçaklarının satışı konusunu masaya yatırdılar.

3. Dünya Savaşı'nın Ukrayna cephesinde olanlar dikkatler Orta Doğu'ya kayınca adeta unutuldu. Halbuki çatışmalar durmadı, özellikle karşılıklı füze ve SİHA saldırılarıyla sürüyor.

Savaşın Batılı güçler açısından en azından bu evrede bekleneni vermediğinin işaretleri bir hayli fazla. Baharda başlayan Ukrayna karşı saldırısı Rusya'yı ele geçirdiği hatlardan geri çekilmeye zorlayamadı. Ukrayna yönetimi sık sık Batılı güçlere daha çok silah yardımı çağrısı yapıyor. Ancak bunun yeterli olacağı şüpheli olduğu gibi ABD yönetimi içinde ayrılıklar var. Yardımlarda İsrail'in ön plan çıkarılması gerektiği görüşü zaman zaman ağır basıyor. Bu hafta başı Brüksel'de başlayan NATO dışişleri bakanları toplantısının gündeminde Ukrayna'nın NATO'ya katılımı ve yardım konusu var. Ukrayna'ya desteğin yinelenmesi bekleniyor. Ancak Batı basınında ABD ve Almanya'nın Kiev'i Moskova ile müzakerelere sessizce ittiğine dair haberler yer alıyor. Bazı AB ülkeleri ucuz iş gücü ihtiyacını kısmen Ukraynalılar üzerinden çözdü ama başka sorunlar da var. Zira Almanya'da özellikle artan enerji maliyetleri nedeniyle ekonomik kriz yaşanıyor. Polonya'da ise haksız rekabet gerekçesiyle kamyoncular Ukrayna'dan mal geçişini engelliyor. Savaşın daha fazla uzaması kaçınılmaz olarak bu toplumlarda yeni sorunları tetikleyecektir. Onlara bunun yerine Ukrayna'nın Rusya'yla masaya oturmasını zorlamak daha akılcı gözüküyor olabilir ancak Kiev yönetiminin böyle bir şeyi yakın zamanda tercih etme olasılığı bir hayli zayıf. Fakat görünen o ki hem Rusya hem Ukrayna'dan milyonlarca insan Batı'ya kaçarak savaşmak istemediklerini gösteriyor. Her iki yönetimin de asıl sorunu bu.

NATO toplantısının bir diğer gündem başlığı Batı Balkanlar'da Kosova-Sırbistan gerilimi gerekçesi üzerinden Rusya'ya karşı bölgede NATO'nun askeri varlığının artırılması. Şu an bölgede 4 bin 500 NATO askeri var. Hesapta Rusya ile tarihi bağlara sahip Sırbistan'a korku vermek hedeflenirken, Kosova ve Bosna'ya destek çıkılmış olacak. Ancak belki iktidarlar nezdinde bu hesaplar tutsa da halklar açısından öyle olmayabilir. Zira Bosna'da yaşayanlar NATO yönetiminin tersine Gazze savaş sürecinde Filistin'e en çok destek çıkan toplumlar arasında yer aldı.

TC ile Batılı ülkeler arasındaki pazarlıklar da yeniden hareketlendi. Geçen hafta Türk ve İngiliz savunma bakanları güvenlik ve savunma alanında işbirliğini daha da güçlendirmek için bir Niyet Beyanı imzaladılar. Eurofighter savaş uçaklarının satışı konusunu masaya yatırdılar. 

Bu hafta başı ise NATO Genel Sekreteri İsveç'in NATO üyeliğinin onaylanması için Ankara ve Budapeşte'yi güya sertçe uyardı. Her iki yönetimin de bu sözleri ciddiye aldığına dair herhangi bir işaret yok.

Bu hafta bir kısım ABD Hazine Bakanlığı yetkilisinin Türkiye'ye giderek diktatörlükle yeni pazarlıklara girmesi bekleniyor. Amerikan yönetiminin TC'nin Rusya ve Hamas'la ilişkilerini tartışma konusu yaparak Rusya'ya karşı ambargoyu büyütmelerini isteyeceği buna karşılık F-16'ların ve TC'ye mali destek verilmesinin pazarlık konusu olacağı iddia ediliyor. TC'nin Hamas'la ilişkilerde her tür satışı yapması mümkünken aynı şey Rusya için söylenemez. Moskova ile Ankara arasında Türkiye’de bir gaz dağıtım merkezinin kurulması anlaşması yapılması gündemde. Ayrıca Rusya-TC ticareti bu yıl yaklaşık yüzde 50 arttı. İlaveten başka ülkeler üzerinden Rusya'ya yasaklı mikro çipler dahil 144 milyon euro’luk satış yapıldı. Türkiye'de her şeyin pazarlığını yapabilen bir rejim hüküm sürse de önümüz kışken Rusya ile ilişkileri riske etmeleri beklenemez.

Daha da önemlisi bu bitmeyen pazarlıklardan barış ve  özgürlük isteyen halklar lehine herhangi bir olumlu sonucun çıkması düşünülemez…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.