‘Biz değiştireceğiz’

Kadın Haberleri —

Ayşe Acar Başaran

Ayşe Acar Başaran

  • Kadınların 8 Mart direnişini, itirazlarını, taleplerini değerlendiren HDP Kadın Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, ne barikatlar ne polis yığınları ne de insanlık onurunu ayaklar altına alan uygulamaların kadınları engelleyemediğini belirtti.

MASİS HESKİF / ANKARA

Bu yıl hem Amed mitingine hem de İstanbul’daki Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan HDP Kadın Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kadınların mücadelelerini 8 Mart ile sınırlı tutmadıklarını belirterek, “Kadınlar mücadelelerini Newroz’a, oradan da 1 Mayıs’a taşıyan en nihayetinde 365 gün özgürlüğünün mücadelesini veren kesimlerdir” dedi.

Yüz binlerce kadın, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Türkiye ve Kürdistan’ın birçok kentinde sokaklara inerek taleplerini dile getirdi. Hemen hemen tüm illerde polisin engellemesine rağmen kadınlar kararlılıkla alanda olurken, Kürdistan’da “İmralı tecridi kaldırılsın” sloganı, Türkiye’de ise “Bu isyan bitmeyecek” sloganları yankılandı.

.
İstanbul

Şölenler mitinglere dönüştü

HDP Kadın Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ile Kürdistan ve Türkiye’deki 8 Martları konuştuk. Ne iktidarın yasakçı kararlılığı ne de kadınların direniş kararlılığının kendileri açısından şaşırtıcı olmadığını belirten Başaran, kadınların hakları, gelecekleri için on yıllardır mücadele ettiğini, yalnızca 8 Mart’larda değil, yılın 365 gününde evde, iş yerlerinde, parlamentoda, sokakta erk zihniyete karşı mücadele halinde olduklarını söyledi. Kadınların bu yılki 8 Mart’ta da mücadeleden vazgeçmeyeceklerini gösterdiklerini kaydeden Başaran, “Bizler Kürdistan’da Tevgera Jinên Azad (TJA) ile ortak etkinlikler yaptık. 4 merkezimizde miting, birçok ilde ise şölen kararları almıştık ama bazı yerlerde bu şölenlerimiz mitinge dönüştü. Üstelik çok kısa sürede yaptığımız çalışmanın sonucunda bu gerçekleşti” şeklinde konuştu. 

.
Amed

Hiçbir güç direnci kıramadı

Amed, İstanbul gibi birçok kentte engellere rağmen kadınların bir araya gelerek seslerini birleştirmeyi başardığının altını çizen Başaran şöyle dedi: “Amed’de engellemeler, dayatılan ince aramalar, neredeyse askeri düzen şeklinde bizi miting alanına almaya çalışmalarına karşı kadınların verdiği direnç görülmeye değerdi. Nihayetinde kadınların direnciyle bunun aşılmış olması önemliydi. Yine İstanbul’da olağanüstü hal ilan edilmiş durumdaydı. Neredeyse tüm polislerin sokağa indirildiği, her köşe başında öbek öbek polislerin beklediği olağanüstü hal tablosu ile karşı karşıya kaldık. Fakat kadınlar bu durumdan ne çekindi ne korktu ne de o alana varmak için gösterdikleri çabadan vazgeçti. Sonuç olarak itirazlarını, taleplerini ve duruşlarını sergiledi. Bu durum iktidara, kadınların mücadelesini ve direncini hiçbir gücün kıramadığını gösteriyor. Ne barikatlar ne polis yığınları ne de insanlık onurunu ayaklar altına alınacak biçimdeki uygulamalar kadınları engelleyemedi.”

.
İstanbul / Foto:Zeynep Kuray

İki coğrafyada da talepler ortak

Bu yıl katıldığı İstanbul ve Amed’deki eylemlerde kadınların verdiği mesajlara değinen Başaran, “İki farklı coğrafya olmasına rağmen verilen mesajlar ve taleplerin ortak” diyerek şöyle devam etti: “Çünkü uygulama ve yönelimin merkezi farklı değildi, iki tarafta da erkek egemen, tekçi devlet anlayışının ortaya çıkardığı etkiler var. Belki Kürdistan’da özel olarak özel savaş politikaları ve çatışmalı sürecin yansıması daha görünür bir biçimde ama bunun Türkiye’ye yansıması çok farklı değil. Amed’de bir tecrit hali vardı. Kadınların sesi, sözü İstanbul’da da tecrit altına alınmaya çalışıldı. Kadınlar, İstanbul’da da ‘Savaşa hayır’ sloganları attı, Amed’de de aynı sloganlar yükseldi. 

.
İstanbul 

Garibe, Aysel tüm kadınların gündemi

Atılan sloganlar farklı olsa da varacağı noktada talepler çok ortaktı. Kürdistan’da ‘Aysel Tuğluk’un hafızasıyız’ sloganı ön plandayken aynı slogan İstanbul’daki Feminist Gece Yürüyüşü’nde de ön plandaydı. Garibe Gezer İstanbul’un da, Amed’in de gündemindeydi. Bir bütün olarak kadın kazanımlarına yönelik saldırı iki yerde de kadınların gündemindeydi. Erkek egemen, milliyetçi, tekçi, dinci rejimin bütün politikalarının faturasını kadınlar ödüyor ve bunun karşısında da ‘Biz değiştireceğiz’ dedik.”

.
Dersim

Coşku Newroz’a da taşınacak

8 Mart coşkusunun Newroz’a da yansıyacağını belirten Başaran son olarak şunları söyledi: “8 Mart her zaman Newroz açısından bir göstergedir. Bu yıl yapılan 8 Mart, önceki 8 Martlar arasındaki en coşkulu, en kararlı, eylemsellikleri ve kitleselliği yakaladığımız bir 8 Mart’tı. Bu 8 Mart’ın karşılığı mutlaka Newroz’da da olacaktır. Newroz’a giderken kadınlar öncü rolünü de oynamış oldu. Çünkü kadınlar, mücadeleyi 8 Mart ile sınırlı tutmuyorlar. Kadınlar, mücadelelerini Newroz’a, oradan da 1 Mayıs’a taşıyan, en nihayetinde 365 gün toplumun ve özgürlüğünün mücadelesini veren kesimlerdir. Bu Newroz, kazanımla sonuçlandıracağımız bir Newroz olacak. Bu zaman kazanma zamanıdır.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.