Biz utandık, onlar utanmadı

  • Bir oğlu 30 yıl ceza alan diğer oğlu da Bahçesaray’da çığ altında kalan Zeynep Dayan “Biz hiçbir zaman boyun eğmedik, hiçbir cezaya razı gelmedik. Zor olanı seçtik ama çocuklarımıza yapılanlara karşı hep direndik. Biz utandık, onlar utanmadı” diyor.

 

ERDAL BAZ / HAKKARİ

“İnsanın hayatında bazı anlar unutulmuyor. Çünkü ondan sonraki bütün hayatını etkiliyor. O andan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Benim hayatımda öyle iki an var biri Sinan’ın yakalandığı haberinin geldiği o an, diğeri de Siyabend’in ölüm haberini duyduğum andır.” Bu sözler bir oğlu 30 yıl ceza alan, bir oğlu da Şubat 2020’de Van Bahçesaray’da (Miks) meydana gelen çığda yaşamını yitiren Zeynep Dayan’a ait.

Dünyam karardı

Altı çocuk annesi 49 yaşındaki Zeynep Dayan’ın 30 yaşındaki oğlu Sinan 5 yıldır cezaevinde. Siyabend ise çığ altında kaldığında 25 yaşındaydı. Oğlu Sinan’ın 27 Ağustos 2016 yılında tutuklandığını aktaran Zeynep Dayan, oğlunun yakalandığı bu tarihi hiç unutamıyor. Oğlunun tutuklanmasını “Benim dünyam karardı” sözleriyle özetliyor. Dayan, “O zamanı anlatamam. Ne yapacağımı kime gideceğimi, derdimi kime açacağımı bilmiyordum. Yer yarılsa içine girsem de oğlumun yakalandığını görmeseydim” diyerek yaşadığı duyguyu tarif ediyor.

Bir sonraki gün bir ana haber kanalında, oğlunun yakalandığı anı gördüğünü aktaran Dayan, “Elbiseleri çıkartılmış, çıplak bir şekilde esir almışlardı. O görüntüyü asla unutamıyorum. Hep gözlerimin önünde. Oğlum kim olduklarını bilmediğim insanların elinde çırılçıplak, elleri kelepçeli duruyordu” diyor.

Oğlunu görmek için her akşam hastanedeydi

Oğlu Sinan bir ay gözaltında kalan Dayan,“Her şeye Sinan’dan sonra diye bakıyorum” diyerek şöyle devam ediyor: ”O bir aylık süreç, benim için bir ömürdü. Ne sabahım vardı ne gecem. Oğluma ne yapıyorlar bilmiyordum. Her saniyesini hatırlıyorum. Tam bir ay boyunca avukatsız, görüşsüz onların elinde kaldı. Oğlum bir ay boyunca işkence gördü. Daha neler görmüştür de anlatmadı hiç bize. Gözaltında ‘her gece hastaneye muayene getiriyorlar’ dediler.Belki denk geliriz ve görürüm diye; her akşam hastaneye gittim, bir defa gördüm de sonra biraz rahatladım. Yaşıyordu. Bir insana bu yeter mi ama bana yetmişti.”

Cezaevine götürüldü diye sevindik!

Uzun gözaltı sürecinden sonra mahkemeye çıkarılan oğlunun tutuklandığını belirten Zeynep Dayan, ”Tutuklanmaya sevinilir mi? Ben sevinmiştim. En azından artık bir yatağı, birkaç arkadaşı vardı. Yeri yurdu vardı, uykusu, yemeği vardı. İşkence yoktu diye düşünüyordum. Bundan sonrası rahat dedim ama değilmiş. Sonrasında şunu da öğrendim, devlet senin sevineceğin her şeyi kursağında bırakırmış. Öyle de oldu. O gün bugündür sevinemedik” diyor.

Biz utandık, onlar utanmadı

Hakkari’de yaşadıklarını oğlu Sinan’ın ise Van Cezaevi’ne konulduğunu belirten Dayan, ”Evde sadece eşim çalışıyordu. Oğlumu Van’a göndererek sadece Sinan’ı değil hepimizi cezalandırıyorlardı” diyor. Yaşadıkları her zorluğa rağmen boyun eğmediklerini sözlerine ekleyen Dayan, “Devlet bizi sevindirmiyor, biz de kimseyi düştüğümüz durumdan dolayı sevindirmedik. İstemediğimiz halde, Van’a taşındık. Burada, yeni bir yaşam kurmak çok zor oldu. Akrabalardan koptuk, toprağımızdan koptuk, maddi-manevi çok zorlandık ama her hafta görüşe gittik. Her hafta görüşte tekrar tekrar saygısızlıkla, insan onuruna yakışmayacak uygulamalarla cezalandırıldık. Biz utandık, onlar utanmadı” diye aktarıyor.

İçeride nefessiz kaldı

Oğlu Sinan’ın astım hastası olduğunu dile getiren Dayan, “Gördüğü işkenceden dolayı Sinan’ın burnu kırılmıştı, nefes almakta zorlanıyordu. Dört yıl boyunca tedavi edilmedi. Ameliyat olması gerekiyordu etmediler. Nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Sinan içeride nefessiz kaldı. Gördüğü işkencelerden dolayı biz de dışarıda nefessiz kaldık. Sinan durumundan asla bahsetmezdi” diyor.

Oğlum gözümün önünde eriyordu

“Sinan daha ameliyat olmadan açlık grevleri başladı iki aydan daha fazla açlık grevinde kaldı. Onunla beraber bize yemek de haram oldu” diyen Dayan, “En kötüsü de görüşüne gittiğim zamanlardı. Titreyen, rengi solan, 25 kilo veren, gözümün önünde gram gram eriyen oğlum vardı. Onu öyle gördükten sonra yemek de yapamıyordum. İçerdeki çocukları öyle görünce herkes aç kalsın istiyordum. Kimsenin boğazından bir lokma geçmesin istiyordum” diyerek tepkisini dile getiriyor.

Tek hayalim özgürlüğünü görmek

Açlık grevinden sonra oğluna 30 yıl ceza verildiğini ifade eden Dayan, “Bu işkence 30 yıl sürecek. Ben 30 yılın nasıl geçeceğini hayal bile edemiyordum. Ama o içeride 30 yıl yaşayacak. Ben görür müyüm bilmiyorum tek hayalim bir gün oğlumun özgürlüğünü görmek” diye ekliyor.

Diğer oğlumu çığ altında bıraktılar

Zeynep Dayan diğer oğlu Siyabend ise 5 Şubat 2020’de çığ altında kalarak hayatını kaybediyor. Siyabend için “Evimizi, kardeşlerini geçindirmek ve bir de cezaevindeki abisine bakmak için çalışmaya başlamıştı. Van’da karayollarında şoför olarak çalışırken, Bahçesaray’da çığın altında kaldı” diyerek, o tarihin de kendisi için unutulmaz olduğunu vurguluyor: “Siyabend’in ölüm haberi geldi. Bahçesaray’a çığ düşmüş, Siyabend’i oraya göndermişler. O arada ikinci bir çığ inmiş, Siyabend’im altında kalmış. Oğullarımdan birine 30 yıl verdiler, birini de çığın altında bıraktılar. Sinan’ı da kardeşinin cenazesini elleri kelepçeli getirdiler. Ne ölene sarılabildim ne elleri kelepçeli getirilene. İki oğlumu aldılar benden. Siyabend devletin ihmalleri sonucu öldü.”

Çocuklarımızın hikayesini herkes bilsin

Dayan, “Biz barış, onurlu yaşayalım diyoruz, onların bize yaşattıkları bu. Benim çocuklarım zalim olacaklarına, iyi insan olsunlar, varsın böyle olsun bana acı çektirsinler diyorum. Bize bunu yaşatan zalimlere asla benzemeyeceğiz” diyor.

“Acımızın sesi duyulsun istiyorum” diyen Dayan, “Cezaevleri önünde o kadar insan var ki; bunlar bilinsin istiyorum. Umarım artık kimse bizlerin çektiğini çekmez. Cezaevlerinde olan herkes benim çocuğum, benim bir parçam. Özgür olacakları gün gelecek buna inanıyorum” diye belirtiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.