Rêber Apo'nun Suriye rahatsızlığı

Pervin Buldan

Pervin Buldan

  • DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, Rêber Apo'nun teorik ve pratik gücüne güveninin tam olduğunu belirterek, "Çözüm için iradesi tamdır; ancak devletten ciddiyet, yasal güvence ve demokratik adımlar beklediği de bir gerçektir" dedi.
  • Sürecin önüne alınmaya çalışılan Suriye gündeminin yer yer çarpıtıldığına işaret eden Buldan, şunu söyledi: "Sayın Öcalan bu durumdan rahatsız. Oradaki rolü ve gücü için doğru temelde diyalog, özgür çalışma ve iletişim şartları sağlanmalı."
  • Meclis'in rolüne dikkat çeken Buldan, şunları söyledi: Sayın Öcalan’ın ifade ettiği barış yasaları ve buna bağlı olarak demokratik entegrasyon, toplumsal barışın hukuki zırha bürünmesidir. Birlikte yaşamı kurmanın yolu ve yöntemidir."

DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, “Çok açık ifade ediyorum; barış sürecinde en çok kadına güveniyor Sayın Öcalan” dedi.

DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, Rêber Apo ile görüşmelerine dair JINNEWS'ten Melek Avcı'nın sorularını yanıtladı. Sürecin başarıya ulaşması konusunda kadınlara büyük bir rol biçtiğini, demokratik komünal yaşamın inşasında öncü rol oynayacağına inandığını belirten Buldan, "Sayın Öcalan’ın ısrarla 'kadın özgürlüğü ile demokrasi' arasında doğru orantı kurması ve biri olmazsa diğeri de eksik kalır demesini iyi görmek gerekiyor” dedi.

En çok kadına güveniyor

Rêber Apo'nun, kadınları “asıl kurucu güç” olarak gördüğünü; siyasette, toplumsal yaşamda ve çatışma ile çözüm süreçlerinde aktif rol almasını beklediğini kaydeden Buldan, şöyle devam etti: "Çok açık ifade ediyorum; barış sürecinde en çok kadına güveniyor. 27 Şubat’tan bu yana yaşanan tarihi gelişmelere bakıldığında özellikle barışta kadınlara düşen rolün önemi çok hayatidir diye düşünüyorum."

Doğru yönetilirse bu dönem 100 yıllık çatışmayı bitirebilir

Rêber Apo'nun en başından beri çok büyük bir çalışma, tempo ve üretim içerisinde olduğunu; insanüstü bir çabayla tartışıp ürettiği barış sürecini sürdürdüğünü vurgulayan Buldan, şunları söyledi: "1 Ekim 2024’te başlayan dönemi 'tarihi bir fırsat' olarak gördüğünü tekrarlıyor. Bu fırsatın heba edilmesi durumunda doğuracağı riskleri de gerçekçi bir yerden belirtti. Kendisi küresel, bölgesel ve yerel bir okuma yapıyor. Buradan yola çıkarak silahların tümden devre dışı kaldığı, yani çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zeminine geçildiği, Kürt meselesinin Meclis’te bir çözüme kavuştuğu, Kürt olgusunun Cumhuriyet’in yasallığına eklendiği, demokratik bir cumhuriyete fırsat verildiği ve kalıcı barış için hukuk, yerel demokrasi, kadın özgürlüğü gibi başlıklarda değişimin olduğu rasyonel beklentileri var. Amacını da böyle belirtiyor. Toplumdan ve siyasetten sürece sahip çıkmaları, sadece seyirci kalmamalarını da her seferinde talep etti. 'Doğru yönetilirse bu dönem yüz yıllık çatışmayı bitirebilir' diyor.

Umudu da toplumdadır

Elbette umudu da toplumun kendisindedir. Bundan ötürü 'Demokratik Toplum ve Barış' dedi. Yine Türk-Kürt ilişkilerinin tarihselliği, daha açıklayıcı bir ifadeyle Türk-Türk halklarının birlikteliği ve kader birliği, siyaset kurumunun süreci sahiplenmesi de önemli umut adımları olarak görülüyor diyebilirim. 'Koşullar oluşursa, bu süreci hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim' demişti. Kendine ve birikimine olan güveni tamdır. Yani çözüm için iradesi tamdır; ancak devletten ciddiyet, yasal güvence ve demokratik adımlar beklediği de bir gerçektir.

Sürecin şeffaflığından yana

Rêber Apo'nun başından beri sürecin, tartışmaların şeffaf olması gerektiğini belirttiğini; her kesimle görüşmek istemesinin de bununla ilgili olduğunu hatırlatan Buldan, şöyle konuştu: "Anlatmak, tartışmak istiyor. Komisyon'un yaptığı görüşmenin elbette faydalı olması açısından kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini kendisi de belirtti. Sadece, özet bile diyemeyeceğimiz bir çıktının okunması, üç saat süren tartışmaların ruhunu verdiğini düşünmüyorum."

Suriye gündemi çarpıtılıyor

Sürekli yol açan, her tıkanmada yeni bir yol öneren Rêber Apo'nun pozisyonuna dikkat çeken Buldan, şunları ifade etti: "Suriye gündeminin buradaki sürecin önüne koşulması ya da buranın gündemlerini Suriye’deki gündemlerin önüne koşmak hatalıdır. Bizi doğru bir yere çıkarmaz. Elbette kesişen, birbirine değen ortak noktalar var ama bunlar aşılabilecek meselelerdir. Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi başından beri pozitif yerdedir. On yıllar süren bir savaştan sonra adil ve demokratik bir temelde yaşamak istiyor. Türkiye’ye düşen buradaki süreçten de ilhamla orayı cesaretlendirmektir. Özerk Yönetim, Şam hükümeti ile sorunu çözmek istediğini, demokratik bir entegrasyona hazır olduğunu ifade ediyor. Bundan daha iyi bir niyet beyanı olabilir mi? Fakat gelinen aşamada Suriye gündemi yer yer çarpıtılıyor. Bu durumdan rahatsız Sayın Öcalan. Elbette kendisinin orada da rolü ve gücü var. Fakat bu konuda bir beklenti varsa doğru temelde bir diyalog ve özgür çalışma, iletişim şartları da sağlanmalıdır."

Şimdi artık yasalar zamanı

Partiler raporlarını vermeye başladığını ve Komisyon'un önerilerini Meclis'e sunacağını belirten Buldan, şunları ekledi: "Şimdi artık barış yasalarını oluşturma ve bu yasaların gereği olarak yasal düzenlemeleri yapma zamanıdır. Toplumun da doğal beklentisi budur. Şunu net ifade etmek isterim; Sayın Öcalan’ın ifade ettiği barış yasaları ve buna bağlı olarak demokratik entegrasyon, toplumsal barışın hukuki zırha bürünmesidir. Birlikte yaşamı kurmanın yolu ve yöntemidir." ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.