• Semsûr’daki çadır kentlerde cinsel şiddeti önleyecek mekanizma yok ve 5 ay içinde 3 çocuk ile bir kadın cinsel saldırıya uğradı. Psikolog Gökçe Korkmaz, cinsel saldırıları önlemek için öz savunma atölyelerinin yapılması ve kadın dayanışmasının örülmesi gerektiğini belirtti.

6 Şubat’ta meydana gelen depremin etkileri kadınların ve çocukların hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor. Depreminin ilk anından beri kaderine terk edilen Semsûr’da temizlik, barınma, gıda ve hizmet sorunlarını günbegün artıyor.

Jinha’dan Medine Mamedoğlu’un çadır kentlerde yaşananları takip etmesi korkunç bir tabloyu karşımıza çıkarıyor. Buna göre, çadır kentlerde çadırların bitişik bir şekilde kurulması da hem güvenli alan hem de mahremiyet alanı için tehdit oluşturmaya devam ediyor.

AFAD’ın çadır kentinde cinsel saldırı

AFAD tarafından kurulan çadır kentlerde 5 ay içerisinde 3 çocuk ve bir kadın cinsel saldırıya uğradı. Cinsel saldırıya uğrayan kadın ile saldırının failinin aileleriyle birlikte sınır dışı edildiği kaydedildi.

Haberde yerel kaynaklara dayandırılan bilgilere göre, cinsel saldırı olayının ortaya çıkmasıyla birlikte 3 aile sınır dışı edildi ve çadır kent kapattı. Öte yandan geçtiğimiz Pazar günü AFAD’a bağlı çadır kentte de bir çocuk üvey babası tarafından cinsel saldırıya uğradı. Aile bireylerinin, çocuğun anlatımıyla öğrendikleri saldırıyı polise haber vermesiyle üvey baba gözaltına alındı.

Cinsel şiddet vakalarında artış

Çadır kentte yaşayan kadın ve çocuklara yönelik atan şiddete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Psikolog Gökçe Korkmaz, depremin üzerinden 5 ay geçmesine rağmen barınma ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmadığına işaret etti.

Çocuk istismarlarında taciz, tecavüz ve kadına yönelik şiddet vakalarında artışın olduğunu belirten Korkmaz, “Erkeklik dediğimiz şey hangi koşulda olursa olsun kendini yeniden üretecek alanlar yaratmaya çalışıyor” dedi.

Şiddeti önleyecek mekanizma yok

Kadına yönelik şiddeti önleyecek mekanizmaların yetersizliğine işaret eden Gökçe Korkmaz, “Her şeyin yıkılmasıyla kimse arkasına dönüp bakmadı. Üstüne şikâyet etmeye çalışan pek çok kadına görevlerini yapmak yerine köstek oldular. Bütün bu faşizm koşulları da aslında erkekliği besleyen şeyler. Deprem bölgesinde şiddeti önleyici mekanizmaların hiç olmadığının bilinmesi, iktidarın bu alanda kendini erkeklik üzerinden yeniden kurmasına yol açıyor” şeklinde konuştu.

Toplu alanlarda yaşayan çocukların ve kadınların güvenliğinin sağlanması gerektiğini söyleyen Korkmaz, deprem bölgelerinde şiddeti önleyici mekanizmaların da daha etkili bir şekilde kurularak çadır kent ve konteynırda yaşayan herkesin bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini belirtti.

‘Öz savunma atölyeleri yapılmalı’

Oluşturulacak mekanizmada kamu çalışanlarının erkek şiddeti konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğinin altını çizen Korkmaz, “Bu noktada çadır kentlerde öz savunmaya dönük atölyelerin yapılması gerekiyor. Bunun yanı sıra kadınlar arasında dayanışma mekanizmaları oluşturmamız gerekiyor. Biz tabi ki böyle şeyleri devletten beklemiyoruz ama devletin aldığı vergilerle halkına karşı bir sorumluluğu var” şeklinde konuştu. HABER MERKEZİ

* * * 

3 bin 500 çocuk anne veya babasını kaybetti

Mereş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıcı olan depremlerde Hatay, Maraş, Adıyaman başta olmak üzere kimsesiz kalan 3 bin 500 depremzede çocuğun 2 bin 500’ü halen deprem bölgesinde birinci derecedeki akrabalarının yanında yaşarken, 1000’e yakın çocuk diğer illerdeki birinci derecedeki akrabalarının yanına gönderildi.

Depremzede çocuklarla ilgili aktarılan resmi bilgiler şöyle:

-3 bin 500 çocuk ya annesini ya babasını ya da her ikisini kaybetti

-2 bin 500 yetim çocuk deprem bölgesinde yaşıyor

-1000 çocuk diğer illerdeki birinci derece akrabalarına gönderildi

-Aile Bakanlığı’nca bin 914 çocuk kayıt altına alındı

-Bin 850 çocuk ailelerine teslim edildi, 40 çocuk devlet korumasına alındı

-Depremzede bir çocuk evlatlık verildi, iki çocuk koruyucu aile yanında