Çarşı karıştı

Cihan DENİZ yazdı —

  • AKP cenahı açısından belirtilen sorumluluktan kaçma stratejisine ek olarak yandaş sermaye içinde derinleşen kriz keskinleşen rekabet ve birbirlerinin pazarlarına göz dikme söz konusu olabilir.
  • Zincir marketlerin bu kadar palazlanması da şu anda onlardan şikayet eden, onları suçlayan iktidarın teşviki ve desteğiyle olmuştur. Tersinden bu zincir marketleri elinde bulunduran sermaye de yıllarca iktidarın en büyük destekçisi olmuş durumdadır. 
  • “Enflasyon neden faiz sonuç” gibi ekonomi bilimi literatüründe yeri olmayan bir “epistemolojik kopuş” ile hali hazırda içinde olunan ekonomik kriz daha da derinleşmiştir.

İktidar her başı sıkıştığında, her sorun karşısında çözümsüz kaldığında, kendi politikalarını sorgulamak, sorunu kendi yaptıklarında veya yapmadıklarında aramak yerine, sonuçları yaşanan sorunların nedeni gibi göstermekte ve bu şekilde sorumluluğu üstünden atıp toplumu yanıltmaya çalışmaktadır. 

Bu coğrafya Dolmabahçe’de varılan mutabakat ile tam da onlarca yıldır özlemini duyduğu barış ve özgürlük atmosferine bir adım kalmışken kendi tekçi, inkarcı ve sadece şiddeti temel alan “siyasi” tercihlerinin sonucu olarak tekrar ve çok daha şiddetli bir şekilde şiddet sarmalına giren Kürt sorunu için olan tam da budur. 

İktidara göre Kürt sorunu yoktur; şiddet sorunu vardır. Ama şiddetin neden böyle tırmanmasında kendi yaptıkları veya yapmadıkları konusunda tek laf etmez. Neden Dolmabahçe mutabakatını sonlandırdığına ilişkin ağzından tek laf çıkmaz. Tersine böyle bir süreç asla yaşanmamış gibi davranır. Ortaya çıkan sonucu neden olarak tanımladığında geliştirdiği yegane çözüm de şiddet siyasetinin dozunu daha arttırmak olur. Bu ise tam da şimdi içinden bir türlü çıkamadığımız bir kısır döngü yaratır. 

İktidarın neden ile sonuç arasında kurduğu yanlış denklemin sebep olduğu bir diğer kısır döngüyü ekonomide de görmekteyiz. “Enflasyon neden faiz sonuç” gibi ekonomi bilimi literatüründe yeri olmayan bir “epistemolojik kopuş” ile hali hazırda içinde olunan ekonomik kriz daha da derinleşmiştir. Ekonomik kriz karşısında “faiz neden enflasyon sonuç” diye diye sözde enflasyonu çözmek için faizleri indirdiler ama sonuç enflasyon oranının rekor seviyelere yükselmesi oldu. Ama bu konuda da sorumluluğu üstlendikleri ve özeleştiri yaptıklarına dair tek kelime duyamazsınız. 

Bu durum coğrafyadaki tüm sorunlar ve krizler için geçerlidir. Ve bunun son örneği zincir marketler konusunda yaşanmaktadır. 
İktidarın yukarıda bahsedilen yanlış ekonomik “modelin” enflasyonu tetiklemesi ve buna eşlik eden yanlış üretim ve tarım  “politikaları” nedeniyle temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında görülen aşırı yükselme karşısında toplumda yükselen tepkileri karşılamak için iktidar, yine sorumluluktan kaçmakta ve suçu incir marketlere atmaktadır. Adeta “neden marketler, sonuç zam” denmektedir. 

Şüphesiz mahalle bakkallarını ve küçük marketleri ortadan kaldırma pahasına büyük zincir marketlerin neredeyse her köşe başında açılması toplum için bir sorundur. Ama zincir marketlerin bu kadar palazlanması da şu anda onlardan şikayet eden, onları suçlayan iktidarın teşviki ve desteğiyle olmuştur. Tersinden bu zincir marketleri elinde bulunduran sermaye de yıllarca iktidarın en büyük destekçisi olmuş durumdadır. 

Ama bugün çarşı karışmış durumda. Yaşananlar basit bir sorumluluğu üstünden atma çabasının ötesine geçmiş durudadır. Ekonomik ve politik olarak çok daha karmaşık bir durum söz konusudur. 

İlk önce Cumhurbaşkanı’nın para cezalarının yeterli olmadığı yönündeki açıklamasının ve ilgili bakanların yaptıkları açıklamaların ardından (ki bunlar son tahlilde yukarıda bahsedilen sorumluluktan kaçma stratejisinin bir parçasıdır)  MHP Genel Başkanı Bahçeli, bir adım ileriye gidip söz konusu marketler ile Cemaat arasında bir bağ olduğunu ima etmesiyle işin rengi değişmiştir. İktidar bloğunun MHP kanadından gelen bu topyekûn saldırı karşısında bu zincir marketlerden birinin tepe yöneticilerinden biri doğrudan Bahçeli’yi de hedef alarak sorumlunun kendileri değil hükümetin izlediği politikalar olduğunu söylemiştir. 

Ama bundan sonra olanlar daha önemli ve dikkat çekicidir. Verilen bu cevap karşısında bir ülkücü mafya bozuntusu “tuttuğunuz köşe başları mezarınız olur” diyerek açık bir tehditte bulunmuştur. 

Ne değişti de, iktidar bloğunun tüm bileşenleri neredeyse ağız birliği etmişçesine bu market zincirlerini suçlamaktadır? Bu konu da iktidar bloğu içindeki güç dengesi bağlamında değerlendirilmelidir. Daha önce bu köşede vurgulandığı gibi iktidar bloğunu oluşturan taraflar arasındaki ilişki asimetriktir. Kürt Sorunu başta olmak üzere temel siyasi konulara ilişkin politikalar MHP/Ergenekon kanadı tarafından belirlenirken, AKP’ye düşen bu iktidar bloğuna siyasi ve toplumsal destek sağlama karşılığında ülkenin ekonomik rantının yönetilmesiydi. 

AKP cenahı açısından belirtilen sorumluluktan kaçma stratejisine ek olarak yandaş sermaye içinde derinleşen kriz keskinleşen rekabet ve birbirlerinin pazarlarına göz dikme söz konusu olabilir. 

Ama anlaşılıyor ki, mevcut iktidar açısında yolun sonuna gelindiği anlaşıldıkça, iktidar içi dengeler de, roller de değişmektedir. Yine MHP’ye yakın olduğu bilinen ve Kırıkkale’de bir market zincirine sahip olan birinin hedefe konulan zincir marketlere “çökme” anlamına gelecek açıklaması, tesadüf veya tekil bir örnek değil siyasi rantı dağıtma işinin de eskisi gibi sadece bir kanadın tekeline bırakılmayacağının bir göstergesi olarak okunmalıdır. 

Ekonomik boyuta ek olarak, yaşananlar aynı zamanda, MHP ve Ergenekon kanadının, daha önce de örnekleri görüldüğü gibi, AKP’yi yalnızlaştırma, kendi doğal tabanına yabancılaştırma ve bu ittifaka onu daha da çok mahkum etme stratejisinin bir paçasıdır. 

Özcesi iktidar bloğu içinde işler her geçen gün daha da karışmakta ve iç hesaplaşmalar her geçen gün daha da keskinleşmektedir. Ama önemli olan bu iç iç çelişkileri ezilenler açısından bir fırsata çevirecek güçlü bir muhalif cephenin olup olmadığıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.