Cezaevlerinde kadın nüfusu arttı

• Yeni veriler, çoğu düşük seviyeli suçlardan hüküm giymiş olmasına rağmen, parmaklıklar ardındaki kadın sayısının arttığını gösteriyor.

Kadın hapishanelerinde nüfusu azaltmayı amaçlayan uluslararası kurallara rağmen, küresel olarak hapse atılan kadınların sayısı son on yılda 100 binden fazla arttı.
‘Bangkok Kuralları’nın 10. yıl dönümünde Birleşmiş Milletler Uluslararası Ceza Reformu tarafından yayınlanan yeni veriler, şu anda 741 bin kadın ve kız çocuğunun cezaevinde olduğunu gösteriyor.
The Guardian’a konuşan Uluslararası Ceza Reformu İcra Direktörü Olivia Rope, “Dünya genelinde cezaevinde bulunan kadınların sayısı endişe verici bir oranda artıyor; tipik olarak düşük seviyeli, şiddet içermeyen suçlardan hüküm giymiş olsalar da” dedi.

Gereksiz yere hapsedilenler fazla

Örgütün araştırması, birçok ülkede kadınların gereksiz yere hapsedildiklerine de dikkat çekiliyor. 
80’den fazla kuruluş, hükümetlerin kuralları tam olarak uygulamaları ve parmaklıklar ardındaki kadın sayısını azaltmak için politikaları gözden geçirmeleri için bir eylem çağrısı imzaladı.

Kötü muamele görüyorlar

Rope, “Şiddet ve kötü muamele de dahil olmak üzere insan hakları ihlallerine ilişkin şok edici sistemik vakalar dünya çapında devam ediyor. Birçok kadın, temel sağlık ve rehabilitasyon hizmetlerinden yoksun bırakılıyor ve cezaevinde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor” dedi. 
Bangkok Kuralları, ceza dışı alternatifleri teşvik ederek ve suçlarının nedenlerini ele alarak kadınların hapsedilmesini azaltmak için uygulandı. Yine de son on yılda Avrupa dışındaki her bölgede rakamlar arttı.
Pandemi kısıtlamaları, kadın haklarını ve adalete erişimini daha da etkiledi.
Çoğu cezaevinde ziyaretlerin askıya alınması, ailelerin hamile kadınlar ve emziren anneler için yeterli beslenmeyi sağlayacak sıhhi ürünler ve ek gıda gibi temel malzemeleri sağlamasını engelledi. Rope, “Covid-19 önlemleri cezaevindeki kadınlar üzerinde yıkıcı bir etki yarattı, pek çoğu çocuklarıyla herhangi bir teması reddetti veya acil durum tahliye programlarından dışlandı” dedi.

Ayrımcılık ve yoksulluk temelli suçlar

Eylem çağrısı, cezaevi nüfusunun yüzde 2 ila yüzde 9’unu temsil eden birçok kadının ayrımcılık veya yoksulluk içinde işlenen suçlar nedeniyle hapsedildiğini vurguluyor. Kadınlar ayrıca cezalandırıcı uyuşturucu politikalarından orantısız bir şekilde etkileniyor; uyuşturucuya bağlı suçlardan dolayı hapis yatan mahkumların yüzde 35’i kadın iken yüzde 19’u erkek. 

HABER MERKEZİ

 

Türkiye’de sayı 10 binden fazla

2018 verilerine göre Türkiye’de 10 bin 208 kadın mahpus bulunuyor. 6 yaşından küçük 743 çocuk  anneleriyle birlikte cezaevlerinde kalıyor. Yine İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre cezaevlerinde 50’si ağır en az 110 hasta tutsak var. Sağlık hakkına erişiminin işkenceye dönüştüğü cezaevlerinde kadınlara kelepçeli muayene, hastane gidiş gelişlerinde çıplak arama dayatılıyor. 
Hapishanelerin fiziki koşulları (özellikle F tipi kapalı hapishanelerdeki koşullar), iklim şartları, hijyenik koşullar, beslenme sorunları, havalandırma kısıtlamaları, ısıtma sistemlerindeki yetersizliklerden kaynaklı sağlıklı bir tedavi mümkün olmadığı gibi, bu koşullardan dolayı var olan hastalıklarına başka hastalıklar da ekleniyor. Doktor muayenesinin yasaklanması ya da kısıtlanmasıyla da karşılaşabiliyorlar.