CHP'den beklentimiz büyük

Tuncer Bakırhan

Tuncer Bakırhan

  • DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, Cumhuriyet'in kurucu partisi CHP'nin yüzyıllık meselede sorumluluğu olduğunu hatırlatarak, çözümünde de rol oynamasını istediklerini söyledi.
  • Bakırhan, CHP'den beklentilerinin büyük olduğunu belirterek, "İktidar hedefi olan bir parti, Türkiye'nin en temel meselesinin çözümünde gerekirse cesur olmalı ve risk almalıdır" dedi.

CHP'nin 'İmralı'ya gidilsin mi, gidilmesin mi?' ya da 'SEGBİS ile bir bağlantı kurulmasın mı?' tartışmasını çok talihsiz gören ve bunu eleştiren DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer, "CHP'den beklentimiz büyük. İktidar hedefi olan bir parti, Türkiye'nin en temel meselesinin çözümünde gerekirse cesur olmalı ve risk almalıdır. Siyasetin görevi cesur olmak ve tabanını bu meselelere dahil etmek için bir çerçeve, bir perspektif ortaya koymaktır" diye konuştu.

Bir Türk televizyonunun sorularını yanıtlayan Bakırhan, 1 Ekim 2024'te başlayan sürecin tarihi nitelikte adımlarla ilerlediğini hatırlatarak, Rêber Apo ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin çıkışlarına dikkat çekti.

İktidar tereddütledi gidermeli

Barışı toplumsallaştırmak için atılacak kimi adımlara işaret eden Bakırhan, şunları söyledi: "Yani yasal düzenleme gerektirmeyen, idari kararlarla çözülebilecek; toplum 'bak, bu iş ilerliyor, iyiye doğru gidiyor' diyebilecek. Nefes almamızı sağlayacak bir barış iklimi yaratacak adımlar atılabilir. Cezaevleri tıklım tıklım. Hâlâ kayyumlar duruyor. Hâlâ muhalefetin belediyelerine kayyumlar atanıyor. Belediye eşbaşkanları, belediye başkanları tutuklanıyor, yargılanıyor. Büyük iddianameler hazırlanıyor. Dolayısıyla iktidar da burada biraz yapıcı olmalı; yürütme erki olarak tereddütleri giderici, barışı toplumsallaştırıcı bir rol oynamalı."

Bir linkle çözülecek mesele değil

Eşbaşkan Bakırhan, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun Rêber Apo ile görüşme kararına kararına, bazı partileri SEGBİS bağlantısı önerisine dair şöyle konuştu: "100 yıllık bir mesele, SEGBİS'e, link'e ya da bir bağlantıya indirgemeyecek kadar değerlidir, kıymetlidir. Şunu söylüyorum: 100 yıllık bir meseleyi çözüyoruz. Çözelim mi, çözmeyelim mi? Karar verin. Bir toplumu temsil ediyorsunuz; koca koca siyasi partilersiniz. Ha SEGBİS'e bağlanmışsın, ha oraya Komisyon gitmiş. Meselenin kendisi, oradan ne denileceği ile ilgili bir meseledir. Kürt meselesi bir linkle çözülecek bir mesele değil. Öcalan'a gidilirse daha yapıcı bir değerlendirme çıkacağını düşünüyorum. Biz niye dünyadaki benzer deneyimlerden kendimize örnek çıkartmıyoruz? Mandela ile görüşülmedi mi? Aliya İzzetbegoviç ile görüşülmedi mi?

Kurucu parti rolünü oynamalı

Burada ana muhalefet partisi de aslında bu bahsettiğimiz kaygıları giderebilecek bir rol oynayabilirdi. CHP, gerçekten bu meselenin çözümünde çok aktif ve ciddi bir rol oynayabilirdi. CHP, Cumhuriyet'in kurucu partisidir; yüzyıllık meselede sorumluluğu olan bir partidir. Çözümünde de bence bir rol oynamalıdır. Dolayısıyla CHP'nin 'İmralı'ya gidilsin mi, gidilmesin mi?' ya da 'SEGBİS ile bir bağlantı kurulmasın mı?' tartışmasını çok talihsiz görüyorum. Çok üzüldüm. Onların da gidilmeme yönlü bir kararı var. Sadece SEGBİS meselesinden bahsetmiyorum. Dolayısıyla bu durumu eleştiriyoruz.

CHP'den beklentimiz büyük; iktidar hedefi olan bir partidir. İktidar hedefi olan bir parti, Türkiye'nin en temel meselesinin çözümünde gerekirse cesur olmalı ve risk almalıdır. Kim tabanının hassasiyetine sığınarak siyaset yürütebilir? Tabanlarımız, 100 yıldır, son 50 yıldır öylesine karşı karşıya getirildi ki… Öylesine kötü algılar oluşturuldu ki bazen duygusal davranabiliyor, bazen soruyor, bazen sorguluyor, bazen de karşı noktada durabiliyor. Siyasetin görevi cesur olmak ve tabanını bu meselelere dahil etmek için bir çerçeve, bir perspektif ortaya koymaktır. CHP'den tabii ki beklentilerimiz var. Bu meselenin çözümü 86 milyonun ilgilendiriyorsa, 86 milyonun hatırı sayılır bir kesimini temsil eden bir partinin bu meselede sağa sola bükmeden, iktidar karşıtlığına sıkıştırmadan, bu meselenin çözümünde bir kez daha aktif rol oynaması gerekiyor."

Anayasa bugünün konusu değil

Bakırhan, AKP ve MHP ile görüşmelerinin sadece sürece ilişkin olduğunu aktararak, Anayasa çalışmaları hakkında şunları söyledi: "Biz de dönem dönem hem MHP hem de AKP ile görüşmeler yaptık. Gündemin kendisi bu meselenin çözümüdür, bu sürecin kendisidir. Anayasa henüz gündemimizde yok, henüz öyle bir tartışmamız yok, henüz öyle bir hazırlığımız yok. İktidar cenahından da anayasa tartışmasına dönük bir dayatma, bir gündem yok. Şu anda meselenin çözümüne odaklanmışız. Bu mesele çözüldükten sonra tabii ki Türkiye demokratik bir anayasaya kavuşmalıdır. Bu hangi vadede gelir, nasıl olur, bu dönemde gündem olur mu bilmiyorum. Anayasa gündeme geldiği zaman biz demokratik, kapsayıcı, eşitlikçi, Türkiye'nin bütün renklerini barındıran bir anayasa tartışmasına tabii ki önerilerimizle katılırız." İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.