CHP’nin demokrasiyle sınavı

Forum Haberleri —

CHP

CHP

  • CHP, "Erdoğan bizi Suriye bataklığına soktu’’ diyor. Ama bu bataklıktan nasıl çıkacaklarına dair bir şey demiyorlar, diyemiyorlar. Çünkü bir biçimde bunun bir devlet politikası olduğunu biliyorlar. Kendileri de bu politikanın bir parçasıdırlar.

ZEKİ AKIL

Erdoğan’ın Kürtlere karşı soykırım projesini tamamlamak için görevlendirildiğini yazılarımızda dile getiriyoruz. Bu söylemin hem güncel hem de tarihi uygulamaları ve temeli var. Soyut veya günlük çelişkilerden yola çıkarak yaptığımız bir anlatım ve belirleme değildir. AKP’nin karakterini Önder Apo çok derin ve açık biçimde analiz etti. 2010 yılında yazdığı savunmada bu konuyu açıklığa kavuşturdu. Bu savunmanın İmralı’dan çıkarılmasını Erdoğan geciktirdi, engellemeye çalıştı. Ayrıca AİHM’in savunmayı avukatlara vermemesini ve olabildiğince geciktirmesini de sağladı.

Erdoğan Kürt halkının direnişini ve uyanışını engellemek ve bastırmak, saptırmak için bütün hükümetlerden daha fazla çalıştı. "Analar ağlamasın, Kürt sorunu benim de sorunumdur’’ söyleminden "MHP kafatasçıdır, kandan besleniyorlar’’ demeye kadar geniş bir anlatıma gitti. Sonuçta ortaya çıktı ki, amacı Kürt sorununu çözme değil, Kürtleri ve direnişlerini çözmekmiş. Özellikle 2015’ten beri aralıksız bir biçimde savaşı tırmandırdılar. Savaşın kapsamı ve alanı da giderek derinleşti, genişledi. Bugün Türk ordusu Suriye’nin büyük bir bölümünü işgal etmiş ve Güney Kürdistan’ı da önemli oranda işgal edip denetimine almıştır. Bu işgal ve saldırıları durdurma niyetleri de yok. Irak hükümetiyle de uzun uğraşlar sonunda anlaşarak PKK’yi, gerillayı kuşatmaya ve işgalini meşrulaştırmaya çalıştı. Şimdi de aynı şeyi Suriye’de yapmaya çalışıyor.

Erdoğan egosu şişik birisidir. B. Esad’ı da katil ve iktidardan düşürülmesi gereken birisi olarak yıllarca dile getirdi. Şam’a gidip Emevi Camii’nde namaz kılacaklardı. İhvancıları iktidara taşıyıp Suriye’yi kontrollerine alacak ve Kürtlerin de ruhlarına Fatiha okuyacaklardı. Bu hedeflerine ulaşamadı. Kürtler direnip ortakları DAİŞ gibi örgütleri yendiler ve koalisyon güçleriyle dünyayı bu tehlikeden kurtardılar. O Erdoğan şimdi B. Esad’a adeta yalvarır duruma geldi. Elinde kala kala bir Kürt düşmanlığı kaldı. Soykırım projesini sonuca ulaştırmak için Esad’a çağrı üzerine çağrı yapıyor. Rusya’yı devreye koymuş, onlar üzerinden Esad’ı masaya oturtmaya çalışıyor.

Erdoğan’ın maskesi düşmüş, ne yapmak istediği artık gizlenemez duruma gelmiş. Kürt halkının direnişi Erdoğan’ın kanlı yüzünü dünyaya gösterdi. O kadar Kürt düşmanıdırlar ki, "Güney sınırlarımızda bir terör devletinin kurulmasına asla izin vermeyiz’’ deyip duruyorlar. Kürtlerin kendi isimlerini kullanarak, kültürel haklarını istemelerine bile tahammülleri yok. Kürdistan dememek için "teröristan" kavramını icat ettiler. Kürtlere dair hiçbir çözümleri yok. Onlar bu dünyada isimleri ve kültürleriyle var olmamalı diyorlar. Dünyadaki bütün güçlerle görüşüyorlar, olmadık tavizler verip milyarlarca dolar harcıyorlar ama Kürtlerle görüşmüyorlar.

Erdoğan aldığı desteklere ve PKK’yi terör listelerine almalarına rağmen Kürtleri ezemedi. Şimdi de Kürt kapanını kurmak için yine klasik İran, Irak ve Suriye’yle ortaklaşarak direnişi ezmeye çalışıyor. Suriye’de on binlerce çeteye ve sürekli savaş suçları işlemelerine rağmen istediği sonucu alamadılar. Geldiği yer yine Şam’la ortaklaşarak Kürtlerin işini bitirmek oldu. Suriye’deki diğer hedef ve amaçlarından vazgeçmiş görünüyorlar. Bu da politikalarının yanlışlığını kabul ettiklerinden değil, şimdilik daha fazlasını yapamadıklarından kaynaklı.

Buna karşı muhalefet partileri ne yapıyor? AKP-MHP gibi faşist ve gerici bir iktidarı değerlendirip muhalefeti değerlendirmemek olmaz. Şimdi CHP birinci parti durumuna gelmiş. Bunu da büyük oranda Kürtlerden aldığı destekle elde etmiş. CHP şimdiye kadar Rojava, Suriye’deki Kürtler için ağzını açmıyor. Ama CHP yanlısı TV kanallarına yerleşmiş eski generaller bir yandan AKP’yi eleştiriyorlar ama diğer yandan da PYD/YPG terör örgütleridir deyip duruyorlar. Onların da Kürt çözümü Esad’la anlaşıp Kürtleri ortadan kaldırmaktır. Özcesi AKP-MHP iktidarından farklı hiçbir cümle kurmuyorlar. İktidarın ele geçirdiği basında "Terör uzmanlarından’’ geçilmiyor. Bunlar özel olarak görevlendirilmiş özel savaş elemanlarıdırlar. Görevleri halkı yönlendirmek ve sorunların sağlıklı biçimde tartışılmasını engellemektir. Toplumun beyin ve yürekleri üzerinde etkili olma gibi bir görev üstlenmişler. Aynı şeyi CHP yanlısı basın organlarında da izliyoruz.

CHP, "Erdoğan bizi Suriye bataklığına soktu’’ diyor. Ama bu bataklıktan nasıl çıkacaklarına dair bir şey demiyorlar, diyemiyorlar. Çünkü bir biçimde bunun bir devlet politikası olduğunu biliyorlar. Kendileri de bu politikanın bir parçasıdırlar. Açıktan Kürtlere karşı tutum alırlarsa seçimleri kazanma olanaklarının bulunmadığını da biliyorlar. CHP demokratik bir temelde zihniyet değiştirip politika geliştirirse o zaman bu bataklıktan Türkiye’yi çıkarabilir ve tarihi bir sorunu da çözüm şansı elde edebilir. O çokça övündüğü cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırırlar. Kürtsüz bir demokratik Türkiye olanaklı mıdır? CHP’lilerin kendilerine sormaları gereken en önemli soru budur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.