‘Çocuk sahibi olmalarını engelleyeceğiz’
Kadın Haberleri —

Tigray kadınlar / foto:AFP
- Tigray'da tecavüzden kurtulan bir kadının rahim ağzında sağlık çalışanları tarafından bulunan el yazısıyla yazılmış mesaj: "Tigray'daki kadınların çocuk sahibi olmasını engelleyeceğiz ."
Kuzey Etiyopya'yı ve sonrasında diğer bölgeleri kapsayan çatışmalar sırasında kadınlara ve kız çocuklarına karşı işlenen insanlık suçları, tıbbi raporlar ve sağlık çalışanlarının ifadeleri aracılığıyla ayrıntılı olarak inceleniyor. İnsan Hakları Doktorları (PHR) ve Afrika Boynuzu Adalet ve Hesap Verebilirlik Örgütü (OJAH) tarafından yayınlanan "Etiyopya'da Hiçbir Zaman Doğum Yapamama: Çatışmayla İlgili Cinsel ve Üreme Şiddeti" adlı yeni raporda tıbbi kanıtları ve sağlık çalışanlarının bakış açılarını kullanarak, Kasım 2020'den başlayan savaşın başladığı Temmuz 2024'e kadar Etiyopya'nın Tigray, Amhara ve Afar bölgelerindeki cinsel ve üreme şiddetini belgeleyen en kapsamlı araştırma oldu.
Münferit bir olay değil
"Tigray'daki kadınların çocuk sahibi olmasını engelleyeceğiz ." el yazısıyla yazılmış mesaj, Etiyopya'nın doğusundaki Tigray'da tecavüzden kurtulan bir kadının rahim ağzında sağlık çalışanları tarafından bulundu. EL PAÍS’ten Sılvıa Laboreo Longas’ın haberine göre kadın, sürekli karın ağrısı ve kötü kokulu vajinal akıntı şikayetiyle bir sağlık merkezine gelmişti. Sağlık personeli, yabancı cisimlerin varlığını fark etti. Cerrahi müdahalenin ardından sekiz vidayı, kalıntıları ve el yazısıyla yazılmış bir kağıt parçasını çıkarmayı başardılar. Kontrol sırasında kadının rahmine saplanmış metal bir tırnak makası da çıkarıldı. Kadını tedavi eden hemşireye göre, bu durum münferit bir olay değildi.
Failler ordu mensupları
Sağlık görevlileri, hayatta kalanların ifadelerine göre, Tigray'daki cinsel şiddetin çoğunlukla o dönemde Etiyopya hükümetini desteklemek için savaşan Eritre ordusu mensupları tarafından gerçekleştirildiğini belirtiyor. Diğer failler arasında Etiyopya Ulusal Savunma Gücü (ENDF) ve Amhara Özel Kuvvetleri ile Fano milisleri gibi gruplar da yer alıyor.
İmha ve soykırım suçu
PHR Araştırma Müdür Yardımcısı ve raporun ortak yazarı Lindsey Green, EL PAÍS'e yaptığı açıklamada, "Bu örüntüler, failler arasında ortak bir niyeti yansıtıyor. Tigray'da failler, özellikle Tigraylı kadınların üreme kapasitelerine zarar vererek bu etnik grup içinde doğumları engellemek istiyordu" dedi. Green, "Bu durum, bu eylemlerin potansiyel imha veya soykırım suçları olarak daha fazla araştırılması gerektiğini vurguluyor" diye ekledi.
Ailelerinin gözü önünde tecavüz
Avrupa Birliği, uluslararası örgütler ve bazı uzmanların tahminlerine göre , Etiyopya ordusu ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi'nin (TPLF) karşı karşıya geldiği Tigray Savaşı, 2020-2022 yılları arasında sürmüş ve yüzyılın en kanlı savaşı olarak kabul edilmiş, 600 bin sivilin ölümüne yol açmıştır.
İsminin açıklanmasını istemeyen Tigrayanlı bir sağlık çalışanı, gazeteye yaptığı açıklamada, "Ailelerinin gözü önünde tecavüze uğrayan kadınları tedavi ettik. Psikolojik olarak travmatize olmuş bir şekilde geldiler. Bazı durumlarda, onları korumaya çalışan insanlar bile gözlerinin önünde öldürüldü. Kadınlar ayrıca topluluklarının gözü önünde tecavüze uğradılar, bu yüzden [damgalanma nedeniyle] yerlerinden edildiler" dedi.
Yaptırım yoksa şiddet normalleşir
Araştırma ayrıca, çok daha küçük bir katılımcı oranıyla da olsa, Amhara ve Afar bölgelerindeki cinsel şiddeti de inceliyor. Bu durum, "çatışma sırasında yaşananlara önemli ölçüde tepki verilmemesi" nedeniyle, bu bölgelerde "insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları" da dahil olmak üzere vahşetin yayılmasına yol açtı. Green, "Burada failler, Tigray'da işlenen suçların intikamını alma niyetlerini de dile getirdiler," diye açıklıyor. Amhara ve Afar'da en çok bildirilen saldırganların TPLF'ye ait olduğunu belirtiyor. Failler hiçbir yaptırımla karşılaşmadığında şiddet normalleşir. Mağdurlar susturulur ve barış kırılgan kalır.
Adalet için pek umut yok
Tigray sağlık çalışanı, bu kadınlar için adalet umudunu pek beslemiyor. Yerel düzeyde sıfır şans olduğunu söylüyorlar. Çalışanlar: “Mesele sadece birini hapse atmak değil. En önemli adalet, uzlaşma, rehabilitasyon ve iyileşmedir. Kimse bu yönde ilerleme kaydedemiyor. Uluslararası toplum müdahale edip, karmaşayı çözmedikçe ve kasıtlı davrananları veya olanları örtbas edenleri sorumlu tutmadıkça, hiçbir umut yok!” HABER MERKEZİ















