Çocuklar için spor köyü

Toplum/Yaşam Haberleri —

Amedspor

Amedspor

“Amedspor’u yönetmek adeta bir kenti yönetmek gibi” diyen Amedspor Başkanı Nahit Eren ile takımın yeni dönem projelerini konuştuk

  • “En büyük idealim çocuk altyapısı için büyük spor köyleri oluşturmak. Spor köyünü bölgeden gelen çocukların konaklama, eğitim ihtiyaçlarını aileleri ile iletişim halinde olarak konforlu bir kompleks haline getireceğiz. Uzun vadede en önemli projelerimizden birisi budur.”

 

ROJHAT ABİ/AMED

Amedspor’un yeni Kulüp Başkanı Nahit Eren, “Amedspor bir kulüpten ötedir. Bu kulübü var eden bu halkın değer yargılarıdır. Bu kulübü ayakta tutacak güç de budur. Kimliğimizi koruyarak, bugüne kadar emeklerin üzerine bir şeyler katarak yolumuza devam edeceğiz” diyerek, taraftarların ve halkın beklentileri doğrultusunda şampiyonluğa odaklanacaklarını söyledi.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 1’inci Lig’de mücadele eden Amedspor, hem teknik heyette hem de yönetimde değişikliğe gitti. Süper ligi hedefleyen Amedspor’un teknik direktörlüğüne Sinan Kaloğlu getirilirken, geçtiğimiz hafta yapılan olağanüstü kongrede önceki dönem Amed Baro Başkanı olarak görev alan Nahit Eren ise Amedspor Kulüp Başkanı olarak seçildi.

Bir spor takımından ziyade Kürdistan’da bir kimlik haline gelen Amedspor, evinde oynadığı her maçta ciddi bir destek ve dayanışma ağı da yaratıyor. Sistematik bir şekilde aldığı seyirci cezaları, deplasmanda karşılaştığı ırkçı saldırılarla gündeme gelen takım, tüm zorluklara rağmen mücadelesini ise sürdürmeye devam ediyor. Amedspor Kulüp Başkanı Nahit Eren, Amed Baro Başkanlığı’ndan Amedspor Başkanlığı’na uzanan yolculuğunu ve takımın yeni dönem projelerini gazetemize anlattı.

Barodan kulüp başkanlığına

Nahit Eren, Diyarbakır Baro Başkanı iken de Amedspor ile kurumsal bağlarının hep olduğuna dikkat çekerek Amedspor’a başkan olmaya giden serüveni şu şekilde anlattı: "Diyarbakır Barosu’nun başkanı olan herkes kurumsal temsiliyetten dolayı aynı zamanda Amedspor İstişare Kurulu’nun da doğal üyesi olur. Amedspor İstişare Kurulu ise bu kentteki hak ve sendikal alanda mücadele eden örgütlerin temsilcilerinden oluşuyor. Ben Diyarbakır Baro Başkanı olarak İstişare Kurulu’nda yer aldım. Baro başkanlığı görev sürem bittikten sonra bizim yeni başkanımız da İstişare Kurulu’na dahil oldu. Amedspor’un önceki başkanları, kentteki belli bazı iş insanları ve şahsiyetler de devam etmem konusunda ricacı oldular. Ardından Kurul ortak bir kararla komisyona başkanlık konusunda benim ismimi önerdi. Sonra benimle görüşüldü. Ben de kabul ettim ve yeni görev alanım böyle şekillendi. Sonrasında ise beraber kongreyi gerçekleştirip görevimize başladık.”

 

 

‘Amedspor’u yönetmek kenti yönetmek gibi’

Amedspor ile Diyarbakır Barosu arasındaki kurumsal işleyiş ve kapsam bakımından çok fark olduğunu ve bunun kendisini şaşırttığını söyleyen Nihat Eren, “İdarecilik boyutuyla burası da kurumsal bir yapı ama personeliyle, işletmeleriyle, tesisleriyle çok geniş konu ve sorun başlıkları olan bir yer. Düşünün bir yandan hem personeller hem insan kaynakları var. Öte taraftan kentin dışından veya ülke dışından gelen futbolcuların bu kentteki sosyal yaşamları, aileleriyle olan yaşamlarıyla ilgili sorumluklarınız var. Konaklamadan tutun bireysel, ailevi ihtiyaçlarına kadar. Altyapı ve altyapıyla ilgili birçok alan var. Çocukların bu spor kulübünde yetiştirilmesinden tutun, onların ihtiyaçlarına kadar ciddi konular var. Diğer yandan sürekli dinamik bir takım var. Tabii bütün bu organizasyon aynı zamanda ciddi bir ekonomik güç ihtiyacını da ortaya çıkarıyor. Öyle bir gücü de, öyle bir alanı da kontrol etmeniz gerekiyor. Çok geniş bir yelpaze. Amedspor’u yönetmek adeta bir kenti yönetmek gibi. Alt yapısıyla, ekonomisiyle, insan kaynağıyla, ulaşımıyla, ilişkileriyle, iletişimiyle hatta sağlık alanıyla bile. Çok geniş ve çok zorlu bir alan” dedi.

Yerel yönetimle ortaklaşarak

Sezon başında olmadıklarını ve bundan dolayı önceki yönetimin başlattığı bir süreci devraldıklarını ifade eden Eren, 2015’ten sonra belediyelere atanan kayyumlar ile Amedspor’un büyük tahribata maruz kaldığına da dikkat çekerek şunları belirtti: “Biz şu anda bu sancılı sürecin daha az hasarla, daha az sorunla ama daha fazla emekle üstesinden gelmeye çalışıyoruz. En kısa sürede, yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte önümüze koyduğumuz hedeflere uygun rol ve yöntemleri belirleyip bu süreci bir an önce tüketmek istiyoruz. Ama kulübümüzün kurumsal yapısını güçlendirmek adına daha çok çalışmamız gerekiyor. Çünkü genç bir kulübüz. Genç bir kulüp olmakla birlikte büyük zorluklarla da karşılaşmış bir kulüp. Özellikle 2015 sonrası bölgenin ve bölgedeki kayyum rejimiyle birlikte gerçekten ciddi anlamda büyük bir tahribata maruz kaldı. Çünkü bu tür kulüplerde altyapı ve tesisler başta olmak üzere birçok konuda yerel yönetimlerle ciddi bir ortaklaşma ve iletişim gerekiyor. Ama biz yerel yönetimlerle bu pozisyonu güçlendirme konusunda kararlıyız.”

Çocuk altyapısı için spor köyleri

Mevcut durumda takımda altyapı biriminin olduğunu ancak bu altyapının yeterli ve sürdürülebilir koşulları sağlamadığına işaret eden Eren, takımın altyapısına ilişkin şunları söyledi: “Şu an bizim ilk 11’imizde altyapımızdan gelen hiçbir oyuncumuz yok. Bizim ilk seçmelerin yapıldığı dönemde, Hakkari'den Şırnak'tan, Mardin'den çocuklarımız seçmelere katılıyor ve seçmelerde başarılı olsalar bile bizim bu çocuklarımızın burada konaklama, eğitim ihtiyaçlarını giderecek altyapımız yok maalesef. Böyle olunca da bir müddet sonra bu çocuklar geri dönmek zorunda kalıyor. Bundan dolayı benim en büyük idealim -tabi tek başımıza yapacağımız bir şey değil, yerel yönetimlerle ortaklaşarak yapmak zorundayız- çocuk altyapısı için büyük spor köyleri oluşturmak. Spor köyünü bölgeden gelen çocukların konaklama, eğitim ihtiyaçlarını aileleri ile iletişim halinde olarak konforlu bir kompleks haline getireceğiz. Kısa vadede değil ama uzun vadede en önemli projelerimizden biridir.”

‘Hiçbir cezaya boyun eğmeyeceğiz’

“Kendi dilimizden, kültürümüzden, değer yargılarımızdan, sembollerimizden kaynaklı gelecek hiçbir cezaya boyun eğmeyeceğiz” sözleriyle haksız ceza ve yaptırımlara sessiz kalmayacaklarına dikkat çeken Nihat Eren konuşmasına şu şekilde devam etti: “Hukuksuz ve keyfi verilen her cezaya karşı duracağız ve bu cezaların hiçbirinin de bizi caydırma konusunda da bir gücü olmadığı da bilinmeli. Yakın zamanda Amedspor sponsorunun tescillenmiş bir logosu üzerindeki Kürtçe yazıdan dolayı ceza verildi. Bu normal şartlarda Kürt dilini, Kürt toplumunu cezalandırmaya yönelik bir ceza idi. Ama zaman zaman Amedspor'a bizleri çok rahatsız eden cezalar da geliyor. Örneğin kötü tezahürattan ya da yabancı maddelerin sahaya atılmasından dolayı. Ben bir Amedspor başkanı olarak kötü ya da cinsiyetçi tezahüratlardan dolayı gelecek bir cezadan dolayı utanırım. Ama biz her türlü haksızlığa yine kimliğimizle, değer yargılarımızla örtüşen şekilde tepki vermek zorundayız. Bizim cinsiyetçi söylemden, tezahürattan kaçınmamız lazım. Çünkü bizim kültürümüzde hakaret, küfür, tehdit olmaz. Bu anlamda biz bunlara karşı da mücadele edeceğiz.”

‘Amedspor’u var eden halkın değerleridir’

Süper Lig hedeflerinin diri olduğunu ve bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya özen göstereceklerini ifade eden Nihat Eren son olarak şunları belirtti: “Amedspor farklıdır. Bir kulüpten ötedir. Amedspor bu toplumun umutlarının yeşerdiği bir kulüptür. Taraftarlarımız stada geldikleri zaman o statta bir spor karşılaşmasını izliyorlar ama aynı zamanda o statta kendi renklerini, seslerini, dillerini, kültürlerini yansıtacak bir alan da görüyorlar. Bu kulübü var eden bu halkın değer yargılarıdır. Bu kulübü ayakta tutacak güç de budur. Sportif başarı konusundaki beklentilerin farkındayız. Ama kimliğimizi koruyarak, bugüne kadar emek veren bütün arkadaşlara teşekkür ederek, üzerine bir şeyler katarak yolumuza devam edeceğimizi bilsinler. Tabii ki Süper Lig hedefimiz var ve bunun içinde ne gerekiyorsa yapmaya özen göstereceğiz. Biz Amedspor taraftarlarının hakkının yenmemesi ya da adil bir yarış içerisinde olması konusunda her şeyi yapacağız. Amedspor halkıyla, taraftarı ile, kenti ile bu süreci layıkıyla yürütecek ve başarıya ulaştıracaktır. Ben bundan eminim ama kenetlenme, danışmaya duygumuzu asla kaybetmemeliyiz. Günlük sportif sonuçlara göre şekillenmektense bu süreci uzun bir maraton olarak görmek, eksiklikleri ifade etmek, eleştirmek, kulübümüze zarar verecek, moral ve motivasyonunu etkileyecek davranışlardan da kaçınmayı rica ediyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.