Çöküş yaşıyoruz

Kadın Haberleri —

.

.

  • İşsizlik verilerini değerlendiren kadınlar, işsizlik, güvencesiz ve ev eksenli çalışma koşullarına mecbur bırakıldıklarına dikkat çekti. Kadınlardan ev emekçisi Ayşe Öztürk ekonomik krizi, “Sadece boğazı doyurmakla mesulüz” diyerek tanımladı.

 

MELİKE AYDIN/JINNEWS

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hane halkı İşgücü Araştırması (HİA) Temmuz verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı toplamda 3 milyon 902 bin kişi iken, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından yapılan hesaplamaya göre geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon 420 bin olarak belirtildi.

Hesaplamada, Temmuz 2019’da mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı: 6 milyon 631 bin, Temmuz 2020’de 8 milyon 926 bin, Temmuz 2021’de ise 8 milyon 420 bin olarak belirtildi. Hesaplamalara göre, Temmuz 2019’dan bu yana 1 milyon 789 bin kişilik artış yaşandı. Cinsiyete göre işsizlik oranı erkeklerde yüzde 10,8 iken kadınlarda ise yüzde 14,4’ü gösteriyor.

İşsizlik verilerini değerlendiren kadınlar, işsizlik, güvencesiz ve ev eksenli çalışma koşullarına mecbur bırakıldıklarına dikkat çekti.

Her şeyi yarım kilo alıyoruz

Aldığı bin 700 lira aylığın yetmediğini söyleyen Deniz Gülen, 150 lira ile pazara gidip ihtiyaçlarını alamadan döndüğünü söyledi. Gülen, “Çocuk günde 15 lira harçlık alıyor. Emekli olmak için 60 bin lira kredi çekti, maaşımdan 150 lira geriye kalıyor. Her şeyi yarım kilo alıyoruz” diye konuştu.

Anaokuluna giden çocuğu için 350 lira ile kayıt yaptırdığını, bunun dışındaki giderlerin de kendileri tarafından karşılandığını belirten ev emekçisi Leyla Ülger, devletin eğitim masraflarına destek olması gerektiğini ifade etti. 
 
Geleceğe yönelik kaygılarım çok

Öğrenci Irmak Alay ise geçtiğimiz yıl kırtasiye malzemeleri ile idare etmeye çalıştığını belirterek, test kitaplar ve dershanenin pahalılığa işaret etti. Alay, “Ekonomik kriz herkesi zorladı. Geleceğe yönelik kaygılarım çok. Şu an lise öğrencisiyim. Ama okuldan sonra bir yere yerleşir miyim, işe girer miyim bilmiyorum. Tanıdığım olmadığı için de zor. Ülkede adalet olduğunu düşünmüyorum” diyerek yaşadığı sorunları özetledi.

Tek gelir kaynağının yaşlılık aylığı olduğunu söyleyen Dilşah Gül de, kızının desteği ile geçinmeye çalıştığını belirtti.

Fırın işletmecisi Zeynep Akıncı, “Geçen yıl 500-600 lira öderken, bir ayda bin 500 lira elektrik faturası ödüyoruz. Kendi iş yerimiz olduğu için biz çalışıyoruz, çalışmasak yettiremeyiz. Asgari ücretlinin nasıl yetiştirdiğini bilemiyorum” diyor.
 
Maddi manevi çöküş yaşıyoruz

Bir kamu kurumunda çalışan Derya Türnel, herkesin alım gücünün düştüğünü ve bundan en çok da kadınların etkilendiğini söylüyor. Türnel, “Maddi manevi çöküş yaşıyoruz. Kadınlar bunu daha fazla yaşıyor. Evde hem çocuklara bakmakla hem de iş yapmakla yükümlü oldu” dedi. Türnel, salgın hastalık nedeniyle komşusunun tazminatsız işten çıkarıldığını da aktardı. 

Para olmayınca hayat zulüm

Ev emekçisi Ayşe Öztürk de, “Bir şey alınca diğerini alamıyorum. Kadınlar alışveriş yapamıyorlar, artık sadece boğazı doyurmakla mesulüz. Lüks harcamalarımız yok. En son 10 yıl önce kendime bir şeyler aldım. Hala borç ödüyoruz. Kışlık alışverişleri yaz mevsiminde yapıyorum, çünkü kış mevsiminde pahalı oluyor. Para olmayınca hayat zulüm. Hiçbir şeyden zevk alamıyorsun” diyerek kadınların yaşadığı ekonomik cendereyi anlattı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.