‘DAİŞ nerdeyse oraya gittik ve savaştık’

Kadın Haberleri —

DAİŞ'e karşı Reqa'da direnen YJŞ'li savaşçılar

DAİŞ'e karşı Reqa'da direnen YJŞ'li savaşçılar

  • Êzîdî kadınların 8 yılda katettiği mücadeleyi, kurumlaşma süreçlerini anlatan TAJÊ Koordinasyon Üyesi Riham Heco, “DAİŞ nerdeyse oraya gittik ve savaştık” diyerek, kendini savunmayı öğrenen kadınların tarih yazdığını kaydetti.

Êzîdî halkına yönelik DAİŞ’in 3 Ağustos 2014’te yaptığı soykırım saldırısı, akıllardan silinmiyor. Dün gibi yaşanan katliam üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen Şengal halkının yarası kapanmadı. Çünkü, DAİŞ’in kaçırdığı 6 binin üzerinde kadın ve çocuklar hala kayıp. Êzîdî halkı tarafından 73. Ferman olarak tanımlanan katliamda yaşamını yitirenlerin toplu mezarları parça parça bulsa da katledilenlerin kesin sayısı bilinmiyor. Daha da önemlisi Êzîdî halkına yönelik fermanı bu kez Türk devleti devam ettiriyor. 

DAİŞ’de dahil tüm bu fermanlara ise en çok da kadınlar direniyor. Kadınların direnişi olmasaydı, Êzîdî halkının örgütlenmesi, ayakta durması ve insanlık düşmanı güçlere başkaldırması mümkün değildi. 

 

DAİŞ, Şengal’de Êzîdî halkının en savunmasız ve kırılgan noktasından saldırdı. Şengal halkının en savunmasız ve kırılgan noktası kadın ve çocuklardı. Bir toplumun kadın ve çocuklarına saldırmak soykırımın en yaygın biçimdir. Çünkü biri geleceği doğurandır, öbür ise gelecektir. Her ikisine saldırmak toplum yok etmektir. DAİŞ buradan saldırıp, toplumu düşürmeyi hedefledi, binlerce kadın ve çocuğu kaçırdı, insan pazarları kurdu, köle olarak sattı. Tecavüz etti, katletti savaşta kullandı. 

Tüm bu acılara rağmen Êzîdî kadınları zulme baş eğmedi, direndi. Topluma askeri, siyasi öncülük yapabilecek düzeye geldi. 

Peki Êzîdî toplumunda neredeyse silikleşmeye yüz tutmuş, hiçbir söz hakkı olmayan, savunmasız bırakılan kadınlar, 8 yılda nasıl direnişe öncülük yapabilecek düzeye geldi? Êzîdî kadınların Ferman’da yaşadıkları ve sonrasında verdiği mücadeleyi Tevgera Azadîya Jinên Êzîdî (TAJÊ) Koordinasyon Üyesi Riham Heco, Nûjinha’ya verdiği demeçte anlattı. Heco’nun anlatımıyla, Êzîdî kadınların 8 yılda mücadele ile katettiği gelişmeleri, kurumlaşma süreçlerini sizler için derledik. 

Yaşanan fermanların sayısı belli değil

Êzîdî toplumu, resmi belgelere göre 73 ya da 74 ferman yaşadı. Yazılmayan ama Osmanlı İmparatorluğu’nun tozlu arşivinde Êzîdî toplumuna yönelik 150’den fazla fermanın belgesi olduğu biliniyor. Osmanlılar dışında Safeviler, Kürt Mirleri ve Arapların fermanları da hesaplanırsa sayı 200’ü aşıyor. Safeviler döneminde Êzîdî toplumunun yüzde 90’nın zorla müslümanlaştırıldığı kayıtlarda geçiyor.

.
Riham Heco

Kadınlar fermanda kaçış yollarını bile bilmiyordu

Yaşanan her ferman aynı zamanda Êzîdî kadınların yıkımı anlamına geliyor. Bu durumu Riham Heco şöyle anlatıyor: “Her fermanda kadınların iradesi hedeflendi ve toplumda hiçleşen bir pozisyona getirildiler. Kadınlar, Êzîdî toplumunda namus ve inanç adı altında ev hapsine alındılar. 74. Ferman’dan önce kadınlar iletişimsiz, diyalogsuz, sosyal ilişkileri olmayan, evinin bahçesi dışında hiçbir yer görmeyen bir durumdaydılar. Kadınlar ev hapsinde, kör-sağır dilsiz bırakıldılar. Ferman olunca kaçış yollarını bile bilmiyorlardı. Êzîdî kadınların yaşamış oldukları ağır buhranın üstüne ferman yaşadılar. Tabi kadınlar her şeye rağmen teslimiyeti kabul etmedi. Düşmanın eline geçmemek için uçurumlardan atladı, farklı yöntemler kullanarak canına kıydı, bedenen, ruhen hiçbir zaman teslimiyet kabul etmedi. Bu, kadınların fermanlara karşı kendilerini koruma yöntemleriydi.”

YJŞ’ye giden ilk adım

“74. Ferman’a karşı kadınların direnişi acıların yanında, olumlu birçok gelişmeyi de kendisiyle birlikte getirdi” diyen Heco, Êzîdî  kadınların YJŞ’yi kurmaya giden süreci şöyle anlattı: “HPG-YJA-Star ve YPG-YPJ güçleri Şengal’i savunmak için Şengal dağlarına geldi. Ayrıca insanlık koridorundan geçen binlerce insan Rojava’da Newroz Kampı’na yerleştirildi. Kampta onlarca genç kadın YPJ-YJA-Star’a katılmak istediğini söyleyerek Şengal dağlarına, DAİŞ’’e karşı savaşmak için geri döndü. Genç kadınların bu hamlesi Êzîdî  kadınların savunma güçlerini oluşturmaları için attıkları ilk adım oldu. Êzîdî  kadınları, onları kurtarmaya gelen güçten cesaret ve fikir alarak kendilerini örgütlediler ve böylece YJŞ (Yekîneyên Jinên Şengalê) örgütlendi. YJŞ güçleri, Şengal’de DAİŞ’e karşı yürütülen savaşta ve ayrıca DAİŞ’i yenilgiye uğratacak ve Êzîdî kadınların intikamını almak için Reqa-Tabqa savaşına bile katıldı.

Kadınlar kendini savunmayı öğrendi

“DAİŞ nerdeyse oraya gittik ve savaştık” diyen Heco,“İntikamımızı böyle aldık. Bu Êzîdî kadınları için bir tarihti. Tüm kadınlar kendilerini savunmak için silah öğrendi. Kadınlara korku salan silah, artık onların kendilerini savunmak için ellerinde taşıdıkları en önemli araca dönüştü. Kadınlar kendisini savunmasını öğrendi” dedi. 

Êzîdî kadınların kurumlaşma süreci

Êzîdî kadınlar, 2015’de Yekîneya Parastina Jin - Şengal (YPJ-Şengal) oluşturdu. 2016 yılında yaptığı kongre ile Yekîneyên Jinên Şengalê’yi (YJŞ) kurdu. YJŞ’ye ilk katılan kadın Şehit Berivan Şengalî olurken, Berivan Arin ise ilk şehidi oldu. 

Êzîdî kadınlar, DAİŞ ablukasında Şengal Dağı’nda 2015 yılında 15 kişilik ilk meclisini kurdu. Annelerden oluşan meclisin ilk işi aileleri ziyaret ederek kadınların acılarını paylaştı. Meclis kadınların hikayelerini dinledi. Psikolojilerini iyileştirmek için sohbet ve toplantılar yaptı, seminerler verdi ve hatta dışardan doktorlar getirdi.

Erkekler eşit görevi kabul etmedi

Riham Heco, “Tabi o dönem kadın meclisinin oluşumu öyle rahat olmadı” şunlar belirtti: “Erkekler kadınların onlarla eşit düzeyde görev almalarını kabul etmiyorlardı. O güne kadar tek başına karar alan erkekler karar alma mercilerini kadınlarla paylaşmak istemedi. Bu yaklaşım en üstten en alta yönetimlerle de böyleydi. Buna karşı kadın meclisinin verdiği büyük bir mücadele oldu. Mücadele biz kadınları geliştirdi ve bugün kadın hareketi Demokratik Özerk Şengal Sistemi’ne öncülük yapıyor. Bu da oluşan ilk kadın meclisiyle elde ettiğimiz kazanımlarla gelişti.”

İlk akademi

Toplumsal alanda örgütlenen kadınlar savunma alanından sonra eğitimde de örgütlenmeye gitti. 2016 yılında Şehit Binevş Agal Akademisi açtı. Akademi şimdiye kadar yaklaşık 64 eğitim devresini tamamladı.

TAJÊ kuruldu

2016’da Tevgera Azadiya Jinen Êzidi (TAJÊ)’nin ilanı yapıldı. TAJÊ’ye bağlı her köyde kadın meclisleri oluşturuldu. 2019 yazında TAJÊ ikinci kongresine gitti. 

Rakamsal sonuçlar

Ferman gerçekleştiğinde Şengal’de 12 bin PDK pêşmerge, 6 bin Irak’a bağlı iç ve dış savunma gücü vardı. Fermanın ardından 360 bin insan Şengal‘den göç etmek zorunda kaldı. 200 bini Başûr Kurdistan’a göç etti. 10 bine yakın Êzîdî’nin Avrupa ülkelerine gittiği düşünülüyor. 3 bin 504 kadın, 2 bin 869 erkek DAİŞ’in eline geçti. Çocukların sayısı ise halâ tam olarak bilinmiyor. Şimdiye kadar bin 188 kadın, 337 erkek, bin 20 kız çocuğu, 935 erkek çocuğu kurtarıldı. Kurtarılan kadınların 150’si Şengal’de yaşıyor, az sayıda kadın da kamplarda kalıyor. Avrupa’ya gidenlerin sayısı çoğunlukta. Bin 340 kadın, bin 597 erkek halâ DAİŞ’in elinde. Şengal‘in genelinde 80 toplu, onlarca da tekli mezar var. Ferman sonucunda yetim kalmış çocuk sayısı da 2 bin 166. Ferman sırasında Êzdalık inancına ait 6 kutsal mekân tahrip edildi.

Êzîdî Soykırımı kabul edildi ama

Şimdiye kadar Almanya, Hollanda, Belçika ve Birleşmiş Milletler (BM) Êzîdîlere dönük katliamı soykırım olarak kabul etti. Fakat soykırımı kabul eden ülkelerden Belçika 9 Ekim ittifakının Şengal halkı için önemli olduğunun önemine vurgu yapmaktan geri durmadı. Bu durumu yorumlayan Riham Heco şunları belirtti: “Şimdi hem jenosit diyeceksin hem de jenoside kanuni bir kılıf olarak giydirilen 9 Ekim ittifakını da kabul edeceksin. Bu doğru bir siyaset değil aksine aldatmacadır. Bütün dünya biz Êzidilere olan borcunu Jenositi kabul ederek, Êzîdî  iradesini tanımasıyla yaşananların hakikatine inebilir.”

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.