Darbe 34 yıl sonra mahkum


Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya müdahiller ve avukatları ile sanık avukatı katıldı. Ankara GATA’da bulunan Kenan Evren ile İstanbul GATA’da bulunan Tahsin Şahinkaya’ya sesli ve görüntülü sistemle bağlandı. Evren ve Şahinkaya, yataklarında yastık desteğiyle, yarı yatar vaziyette duruşmayı takip etti. Duruşma salonunda bu celsede, çevik kuvvet polislerinin bulunmasına müdahiller ve avukatları tepki gösterdi. Tepkilerin artması üzerine Mahkeme Başkanı Oktay Saday, çevik kuvvet mensuplarını dışarı çıkarttı. İzleyiciler, bu kararı alkışladı. Dava Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılmış, bu mahkemenin kapatılmasının ardından Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredilmişti. Davanın son celsesi 28 Mayıs 2014’te gerçekleştirilmiş, savcının esas hakkındaki görüşünü açıklaması için dava ertelenmişti.
Savcı ağırlaştırılmış müebbet istedi
Yargılama Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ederken esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı Selçuk Kocaman, Evren ve Şahinkaya’nın, TCK’nın “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti. Ceza maddesinde, “Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini ıskata veya vazifesini yapmaktan men’e cebren teşebbüs edenler, ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezasına çarptırılır” ifadesi yer alıyor. Savcı Kocaman, ayrıca, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İç Hizmetler Kanunu’nun 35. maddesi hiç kimseye demokratik düzeni ortadan kaldırarak, diktatörlük kurmaya yol açacak bir askeri darbe yapma yetkisi vermemektedir” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Avukatlarına iştirak ettiler
Ankara GATA’da bulunan ve hüküm öncesinde sesli ve görüntülü sistemle savunması sorulan Kenan Evren, “Avukatıma iştirak ediyorum” dedi. İstanbul GATA’da bulunan Tahsin Şahinkaya ise “Avukatımın savunmasına katılıyorum. Başka söyleyeceğim bir şey de yok” diye konuştu.
Cezaları hafifletildi
Heyetçe yaptıkları müzakerenin ardından Mahkeme Başkanı Oktay Saday hükmü açıkladı. Saday; Evren ve Şahinkaya’nın 21 Aralık 1979’da dönemin Başbakanı’na verdikleri muhtırayla Anayasa’yı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçunu işledikleri, 12 Eylül 1980’de de cebren Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı tağyir, tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül eden TBMM’yi ıskat ve cebren men suçunu işledikleri gerekçesiyle eylemlerine uyan 765 sayılı TCK’nın 146/1. maddesi gereğince “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi. Sanıklar hakkında, zincirleme suç maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiğini belirten Saday, sanıkların duruşmadaki tavır ve hareketleri ile dosya kapsamı ele alınarak, takdiri indirimle bu cezanın “müebbet hapse” çevrildiğini kaydetti.
Rütbeleri sökülecek
Saday, Evren ve Şahinkaya hakkında Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesinin uygulanmasına karar verildiğini açıkladı. Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesi, “askeri rütbelerin sökülmesini” düzenliyor. Karar gereğince; Evren ve Şahinkaya’nın rütbeleri sökülecek ve orgenerallikten erliğe düşürülecek.
Herkese hayırlı olsun
Müdahil avukatlarından Mehmet Horuş, emekli iki generalin şahsında 12 Eylül rejiminin mahkum edildiğine işaret ederek, “Türkiye demokrasi güçlerine, bu uğurda mücadele veren, bedel ödeyen herkese hayırlı olsun. Bu kararla birlikte her iki generalin Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesine dayanılarak rütbeleri sökülmüştür. Ve doğal sonucu olarak Kenan Evren’in emekli cumhurbaşkanı olmaktan kaynaklanan hakları yasal dayanağını yitirmiştir. Bugün yargı üzerine düşeni yapmıştır. Bundan sonra 12 Eylül ile 12 Eylül yasalarıyla, 12 Eylül kurumlarıyla hesaplaşmak siyasal mücadelenin konusudur” ifadesini kullandı.
Kararın açıklanmasıyla birlikte salondaki herkes ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’ diye sloganlar attı.
Mahkeme 12 Eylül’ü kapattı
Kararın açıklanmasının ardından bazı sivil toplum örgütleri temsilcileriyle müdahil avukatları adliye önünde gazetecilere açıklama yaptı. Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Nejat Kangal, bugün 12 Eylül darbesini gerçekleştirenlerin cezalandırıldığını belirterek, “Yıllardır verdiğimiz mücadeleyle kamu vicdanında mahkum edilmesini sağlamış olduğumuz darbeciler, bugün de mahkeme önünde mahkum edilmiştir. Yıllar boyunca sürdürülen bu mücadele boşuna değildir. Bu ülkenin demokratikleşmesi için yapılmış bir mücadeledir” diye konuştu.
Müdahil avukatlarından Arif Ali Cangı da 12 Eylül döneminin kapandığını, verilen kararla da 12 Eylül’ün suç olduğunun belgelendiğini söyledi.
Öte yandan Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanı Nejat Kangal, 12 Eylül döneminde idam edilen Ali Aktaş’ın yazdığı ve ailesine ulaşmayan mektubunu annesi Ganime Aktaş’a verdi.
Avukat Öztürk Türdoğan ise “Bugün Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları, Berfo Ana’nın ve herkesin mutlu günüdür. Bugün acılarımızın iyileştirilmesine yönelik bir atım atıldı” diye konuştu.
Ölümler, işkenceler, tutuklamalar
Hapishanelerin, polis merkezlerinin, askeri kışlaların bir işkence merkezi olarak işlev gördüğü ve infazların yaygınlaştığı 12 Eylül 1980 askeri darbe dönemine ilişkin istatistikler şu bilgileri içeriyor:
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
* 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
* 7 bin kişi için idam cezası istendi.
* 517 kişiye idam cezası verildi.
* Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı.
* Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
* 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
* 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
* 30 bin kişi siyasi sığınmacı olarak yurtdışına gitti.
* 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
* 171 kişi işkence sonucu hayatını kaybetti.
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
* Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
Rütbesiz er konumundalar
Avukat Ömer Kavili, Evren ve Şahinkaya hakkındaki kararı Habertürk’e değerlendirdi: ‘’Sanıklar şu anda rütbesiz er konumundalar. Sanıklar ölürse devlet töreniyle gömülemeyecekler. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla müebbet hapis cezası arasındaki fark, mahkemenin cezada indirim yapma yetkisi vardı, onu kullandı. Bu karar infaz hukuku açısından sanıklar 8 yıl mı yoksa 10 yıl mı hapis yatacaklar onu belirleyecek. Ancak sanıkların onuru bu mahkemede kalmıştır. Hapis cezasının infazı bakımından eğer doktor raporu alabilirlerse hapis yatmayacaklar ancak Tahsin Şahinkaya hakkında GATA’dan ‘yatılı hasta değildir’ diye bir rapor var.’’
ANKARA
