Dersim... Dersim...

Haberleri —

Dersim soykırımı CHP ile AKP arasında „Politik malzeme“ yapılıyor! CHP ile AKP’nin Kürtler, Aleviler... Türkiye’deki etnik kimlik ve inanç toplulukları söz konusu olduğunda „Farklı yollardan“ gittikleri ama Türk/İslamcı tekçi, inkarcı politikada buluştukları bir gerçektir. CHP ile AKP arasındaki politik çatışma, çoğulcu, katılımcı; çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı demokrasiye olanak sağlayacak çatışma değildir. „Devletin olanakları kimin denetiminde olacak?“ çatışmasıdır.
Dersim katliamı sırasında „İktidar olan parti“ CHP’dir. AKP o vakit kurumsal olarak bulunmasa da zihniyet ve bir siyasal anlayış olarak vardır. Nasıl ki Osmanlı’nın döneminde İttihat ve Terakki Hareketi içinden, Hürriyet ve İtilaf Hareketi çıkmış ise CHP’nin içinden de Demokrat Parti çıkmıştır. Ve bu gelenek CHP, AP (Adalet Partisi) - SHP, ANAP - CHP, AKP çekişmesi şeklinde devam etmiştir.
19/24 Aralık 2011 Maraş katliamının 33. yıl dönümüdür. Şu anda hükümet partisinde milletvekili olan, geçmişte bakanlık yapmış bazı kişiler 1978 yılında Maraş’ta „Mülki Amir“ konumundaydı! İşte tam sırası, çıkıp olanları anlatsalar ya! Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in çekmecesinden çıkan Maraş katliamıyla ilgili „Not“ neden „gizleniyor?“
Maraş katliamı için „Gerekirse devlet adına özür dilemek“ için 74 yıl geçmesi mi gerekiyor? Ya Madımak katliamı?.. Neden hala „Madımak Oteli“ utanç müzesi yapılmadı?
Başbakan’ın Dersim katliamı için „Gerekirse, devlet adına özür dilerim!“ sözü önemlidir! Peki, Koçgiri, Maraş, Sivas, Malatya, Çorum, Madımak, Gazi, Ümraniye katliamları... Ne olacak? Dersim Katliamı 1937/1938’de başlayıp bitmedi ki! Alevi inancı ve Kürt kimliği hala yasaklıdır.
„Tekke ve Zaviyeler Kanunu“ yürürlükte kaldığı sürece de Alevilik „Yasaklı“ olacaktır. „Anayasa tartışmalarının“ yapıldığı bu süreçte „Hakikatleri Araştırma Komisyonu“ kaçınılmaz bir zorunluluktur. TBMM’de kurulacak, bilim insanları, demokratik kurum temsilcileri, aydın ve araştırmacıların da olduğu „Komisyon“ hiçbir baskı ve yönlendirmen olmaksızın tüm katliamlara dönük objektif bir araştırma yapmalıdır. Araştırmanın sonuçları insan hakları sözleşmeleri hukukuna göre değerlendirilmeli ve değerlendirmenin sonuçlarının maddi, manevi karşılığı olmalıdır.
Resmi ağızdan „Dersim katliamı“ sözünü duyunca „Ne aydınlar(!), ne uzmanlar(!)“ türedi! „Aydın ve uzmanların(!)“ yalan yanlış bilgileri, cahilane fikirleri, güya „Durum değerlendirmesi“ denen hakaretleri...
Aldı başını gidiyor. „Seyit Rıza İngiliz ajanıymış!“ „Yok yok, aslında pejmürde bir köylü, kandırılmış bir garibanmış!“ Seyit Rıza Kürtlerin ve Alevilerin onurudur. O, Pir Seyit Rıza’dır...
 
Pir Seyit Rıza
Seni andım yine pirlerin piri
İçip ellerinden, kanmaya geldim
Bedenim kül oldu, yüreğim diri
Mansurun aşkıyla yanmaya geldim
 
Dersimin doğası, rüzgarı sende
Mazlumun imanı, ikrarı sende
Munzurun çağlayan pınarı sende
Dudağımı suya banmaya geldim
 
Akarsın kalbimde dönen burgaçta
Topraksın doğada, gülsün ağaçta
Hakkın suretinde gördüm miraçta
Yüzünün nuruyla yunmaya geldim
 
Kerbeladan geçen o imam mısın?
Mansurun kalbinden sızan kan musun?
Yıldız dağındaki Pir Sultan Mısın?
Yüreğimi sana sunmaya geldim
 
Sende zuhur etmiş seyit nesimi
yüzüne aksetmiş aşkın resimi
kırkların meclisi duydu sesimi
birlik meydanında dönmeye geldim
 
Bedenim yaralı, ruhumda tufan
Seni dediler ki, canlara canan
Ermişin gönlünden ummandır irfan
Aç kapıyı orda dinmeye geldim
 
Munzur dağlarının lalesi sensin
Kudreti kandilin halesi sensin
Çereğin ateşi, şulesi sensin
Alevde tutuşup, sönmeye geldim
 
Unutmam ki, seni aklımda tuttum
Aşkın dolusunu elinden yuttum
Yetmiş dört senedir duran buluttum
Yağmur olup yerle inmeye geldim
 
Vicdan utanç duydu, merhamet sustu
„Evladı kerbela“ o nasıl sesti?!
Celladı titreten bir rüzgar esti
İşte ben orada donmaya geldim
 
Bülbüli şeydayım ne bitmez çile
Bu düzen sahtekar, her yanı hile
Zülfikar kuşandım, bindim düldüle
Yezit soyluları yenmeye geldim

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.