Diktatör Erdoğan’ın Kara Yüzler’i
Forum Haberleri —

❏
YEKTA EREN
‘Kara Yüzler (The Black Hundreds)’: Rus Devrimi’nde yok olmakta olan otokrasinin örgütlediği gerici gruplara verilen addır. Çarlık rejimi yanlısı ve gelişmekte olan sosyalist devrimci harekete karşı örgütlenmiş faşist bir oluşumdur. Bu gerici gruplar, devrimci gruplara saldırır, ayrıca gerekli görüldüğü zamanlarda ayaklanıp özel mülkiyeti yağma ederlerdi. Özellikle devrimcilere karşı uyguladığı şiddet, aşırı milliyetçilik ve Yahudi karşıtlığıyla öne çıkmış, çok sayıda pogrom gerçekleştirmişlerdir. İnsanlık tarihinde unutulamayacak en derin trajedilerden biri olan Yahudi Soykırımı’nı gerçekleştiren Hitler’in oluşturduğu Gestapo gizli polis teşkilatı da aynı amaçla örgütlendirilmiştir. Adları ve resmi pozisyonları değişse de tüm faşist yönetimlerde topluma karşı faşist uygulamaları yaşama geçirecek, özde aynı amaçlara hizmet eden bu tür kanlı oluşumlara başvurulmuştur.
Kara Yüzler’in nitelikleri değil, sadece adlan Rusya’dan gelmektedir. Kara Yüzler, kapitalistlerin gizli ajanlarının geliştirdiği bir güçtür ve ilkin on dokuzuncu yüzyıl işçi mücadelelerinde kullanılmaya başlanmıştır. Bu, tartışma götürmez bir gerçektir. Ardından diktatörlerin iktidarı ele geçirdiği tüm ülkelerde farklı adlarla örgütlendirilmiş ve halka karşı tam bir zulüm makinası gibi kullanılmıştır. Kara Yüzler, diktatörlerin, iktidarların paramiliter gizli ajanlarıdır ve bunlar zamanla oligarşinin korkunç silahı, ajan-provokatör olmuşlardır.
Çarlık Rusya’dan, Birleşik Devletlere yine Hitler’den Mussolini, Franco, Pinochet ve İdi Amin’e kadar bütün faşist yönetimler, iktidarlarını pekiştirmek ve güvende tutmak için Kara Yüzler gibi tetikçi, paramiliter yapılanmalar oluşturmuşlardır. Topluma karşı örgütlendirilmiş şiddet gücü olan bu yapılanmanın üyeleri iktidara yakın duran toplumun değişik katmalarından oluşturulmuştur. Büyük toprak sahipleri, kilise mensupları, büyük ve küçük burjuvazi ve aşağı tabaka olarak adlandırılan kesimlerden oluşturuluyordu. Uyguladıkları faaliyetler ve şiddet eylemleri tek bir merkezden yönetiliyordu. Rejimler bu eylemleri destekliyor ve yardımda bulunuyordu. Kara Yüzler çara, diktatöre, dine ve vatanlarına bağlılıklarıyla övünüyorlardı. Zaman zaman aralarında fikir ve düşünce ayrılıkları olsa da her zaman ortak düşman ülkede örgütlenen, gelişen ve yükselmekte olan devrimci, demokrat sosyalist hareket olmuştur. Bu kanlı oluşum özellikle kilisede yapılan propagandayla, okullarda verilen derslerde ve iktidar yanlısı eylemlerde öne çıkarıldı. Propagandanın önemli bir bileşeni de Yahudi vb. farklı halklara karşıtlık idi ve bu yüzden Yahudilere karşı çok sayıda pogrom olarak adlandırılan katliam ve yağma eylemi yapılmıştır. Ayrıca muhalefete karşı binlerce faili meçhul cinayet ve önde gelen devrimci liderlere karşı suikast eylemleri gerçekleştirmişlerdir.
Faaliyet yürüttükleri ülkelerdeki özel savaş yapılanmaları ve istihbarat örgütleri ile ortak hareket eden bu kanlı militarist çete örgütler tarihin tozlu raflarına kaldırıldı derken 20. yüzyılın sonuna doğru İtalya’da yürütülen Gladio davasıyla yeniden dünya gündemine girip, derinlikli araştırılmaya başlanıldı. Özelde NATO bünyesinde, genelde tüm ulus devlet faşist yönetimlerinde Gladio adlı Kara Yüzler tarzı örgütlenmelere gidildiği açığa çıkmıştı. Türkiye’de ise cumhuriyetin kuruluşundan günümüze dek Ermeni, Süryani, Rum, Kürt soykırımından, demokratik İslami cephe ve sol-sosyalist hareketlerin tasfiye hareketlerinden feminist öncülerin ve aydınların vahşice katledilmesine dek bu tür karanlık yapılanmalar her dönemde, tüm iktidarlarda diri tutulmuş, beslenilmiş ve sık sık kullanılmışlardır. Teşkilat-ı Mahsusa, Hamidiye Alayları, Hizbul-Kontra, Köy Koruculuğu, Kontrgerilla ve Jitem bu kirli oluşumların önde gelenleridir. Arkalarında büyük soykırımlar ve binlerce faili meçhul cinayet bırakan bu yapılanmalar eliyle, devlet halka faşist uygulamalarıyla kan kusturmuştur. Amaçlanan özgürlük eğilimlerini engellemek, muhalif yapılanmaları pasifize etmek ve her türlü direnişin veyahut örgütlenmenin önünü almaktı. Nitekim faşist TC’nin ve onun eli kanlı iktidarlarının bekası için kullanılacak her yol mubahtı.
2000’lere doğru yapılan Hizbullah operasyonu ve ardından iktidara gelen AKP’nin mazlum ve mağdur portresi ve özgürlükçü, adalet söylemleri halkta büyük bir umuda yol açmış ve artık tüm bu kirli, hukuk dışı uygulamaların son bulacağı umuduna yol açmıştı. Nitekim cumartesi anneleriyle yapılan görüşmeler, Kürt sorununun dillendirilmesi gibi çıkışlar bu umudu pekiştirmeye yol açmıştı. Lakin halkın tüm bu umutları iktidarını pekiştirdikçe zulme zulüm katan AKP’nin uygulamalarıyla karşılaşınca büyük bir karamsarlığa dönüşmüş vaziyettedir. Tarih AKP’ye öyle bir sınama cezası verdi ki, tek bir alan yoktur ki kınadığına dönüşmesin. Sayısız binlere varan çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlı olan savunmasız sivil Kürtlerin sokak ortalarında polis ve askerlerce katledilmesi halkta AKP iktidarı ve onun lideri Diktatör Erdoğan’ın geçmiş iktidarlara nazaran çok daha derinlikli tasfiye konseptlerini devreye koyacağı kanısına yol açmıştı. Tüm saldırılara karşı boyun eğmeyen, zulme, baskıya ve adaletsizliğe karşı halk Gezi, Kobanê ve Özyönetim Direnişleri ile Türkiye ve Bakurê Kurdistan’da büyük bir direniş ile harekete geçmiş, tarihe adını çoktan yazdıran önemli bir direniş geleneğinin sahibi olmuşlardı.
Tüm bu direnişler karşısında sadece polis ve askerle baş edemeyeceğini, halkın adalet talebini sadece bu güçler eliyle bastıramayacağını söyleyen Diktatör Erdoğan geride bıraktığımız günlerde yaptığı bir açıklamada polis ve askerin dışında farklı oluşumlara ihtiyaç var diyerek aslında Türkiye’de yeni bir ‘Kara Yüzler’ oluşumuna gidilmesi gerektiğinin sinyalini verdi. Başta yüzlerce faili meçhul cinayetin sorumluluğundan yargılanan Hizbul-Kontra tetikçilerinin tahliyesi ve paramiliter bir yapılanma olan SADAT’ın oluşumu ile Türkiye Kara Yüzler’inin oluşumuna zaten başlanıldığı biliniyordu. Özgürlük gerillasına karşı JÖH-PÖH tarzı kontrgerilla oluşumu, Beyaz Torosların yerine siyah Volkswagen transporterler ile kendilerini MİT’çi olarak tanıtan karanlık kişilerin muhalif insanları kaçırmaları Diktatör Erdoğan’ın zalim iktidarını korumak için her türlü kirli yola başvuracağını çok iyi göstermektedir. Şimdiden yapılan uygulamalar 12 Eylül faşist cuntasına taş çıkarmış vaziyettedir. Son olarak yürürlüğe giren sokak ve çarşı bekçi yasasıyla beraber AKP kadrolarıyla örgütlendirilen bekçiler ile birlikte artık resmi şiddet evimizin kapısına gelmiştir. AKP teşkilatları eliyle örgütlendirilen bu paramiliter yapılanma toplum içerisinde her türlü kirli faaliyeti yürütecek ajan-provokatör yapılanmadır.
Erdoğan’ın güvenlik başdanışmanı olan SADAT başkanı öncülüğünde Hulusi Akar, Hakan Fidan ve Gestapo şefi Soylu dörtlüsüne dahil edilen Mehmet Ağar’la birlikte Türkiye yeni bir döneme giriş yapmış vaziyettedir. Tarihten ve tarihsel idollerinden özenle faydalandığı görülen faşist diktatör Erdoğan kanla, zulüm ve baskıyla inşa ettiği diktatörlüğünü kaybetmemek için bütün kirli yöntemlere başvuracaktır. Toplum, halklar, kadınlar ve farklılıklar sık sık gerçekleştirilen katliam, sömürgecilik, asimilasyon, soykırım ve zoraki entegrasyonlarla tasfiyenin eşiğine getirilmişlerdir. Vampir gibi kandan besleniyor, inek sağar gibi toplumu sağıyorlar. Korkularını yenmeyen ve daha büyük korkuyu bekleyen ülke, korkutan adam(lar)dan kurtulmadığı sürece, aynı kabusları yaşamaya devam edecektir.
Gırtlağımıza basan ayağı kırıp, zincirlerimizden kurtulmamızın zamanı gelmiştir. Tarihte halkın gücü karşısında tek bir diktatör başarıya ulaşmamış ve tarihin çöp sepetinde, kokuşmuş yerini alarak lanetlenmiştir. Şimdi başka bir yüzyıldan ya da başka bir ulustan geliyormuş gibi yaşananlar karşısında kendini tecrit etmek mümkün değildir. Halklar, kadınlar, gençler, ezilenler, yok sayılanlar, emekçiler, zulümle, açlıkla terbiye edilmeye çalışanlar tez elden bir araya gelmeyi başarmalı ve faşist Erdoğan diktatörlüğüne ve onun Kara Yüzler’ine karşı hep beraber harekete geçmeliyiz. Unutmamalıyız yürekli bir insanın ölümüne tanık olmak, bir korkağın, hayatının bağışlanması için dilenişini dinlemekten daha az acı vericidir..!







