‘Doğurduğumuz çocuklar öldürülüyor!’

Kadın Haberleri —

Eylem Kaya Eroğlu

Eylem Kaya Eroğlu

  • Kadınların nüfus politikalarının bir aracı olmadığını vurgulayan SES üyesi Eylem Kaya Eroğlu: “Kadınlar hangi sınıftan, hangi kesimden ne olursa olsun şunu söyleyecektir: Bedenimize biz karar veririz. Siz de bizim kararlarımıza saygı duymayı öğreneceksiniz.”

Türkiye’de kadınların üreme hakları, yıllardır siyasi ve ideolojik tartışmaların gölgesinde şekilleniyor. AKP iktidarıyla birlikte bu tartışmalar, kürtaj yasaklarından sezaryen doğum kısıtlamalarına kadar uzanırken, kadınların sağlık sistemine olan güvensizliği giderek derinleşiyor. Nujinha’ya konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) MYK Üyesi Eylem Kaya Eroğlu, vajinal ve sezaryen doğum tartışmalarının gölgesinde asıl meselenin sağlık sisteminin altyapı eksiklikleri ve kadınların karar süreçlerinden dışlanması olduğunu vurguladı. Kadınlara sadece “üreyin, çoğalın” dayatması yapıldığını, ancak karar verici konumda olmadıklarını vurgulayan Eroğlu, Türkiye’de başından beri üreme politikalarına erkek egemen bir bakış açısının yön verdiğini ifade etti. Eroğlu, “Kadınlara ‘çocuk sahibi olmak istiyor musun?’ diye sorulmuyor, bu bir dayatma olarak şekilleniyor” şeklinde konuştu.

Doğu batı eşit değil

Vajinal ve sezaryen doğum tartışmalarının, sağlık sistemindeki yapısal sorunları bir kez daha gün yüzüne çıkardığını ifade eden Eroğlu, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin doğum hizmeti vermekten uzak olduğunu şu sözlerle vurguladı: “2023 yılı sağlık istatistiklerine göre; Türkiye'deki ebe sayısı üniversite ve özel hastaneleri de dahil ettiğimizde yaklaşık 59 bin. Türkiye'deki kadın nüfusu ya da doğurganlık çağındaki kadın nüfusuna baktığımızda herhalde 40 milyon gibi bir sayı var. Sayı ortada. 59 bin ebe var. Kadın doğum uzmanı ne kadar?  Örneğin Urfa gibi, Şırnak gibi, Mardin gibi yerlerdeki kadın doğum uzmanı sayısıyla yine ebe sayısıyla Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'deki sayı tabii ki aynı değil. Yani böyle eşitsizlikler var.” 

Yoksulluk da etken

Kadınların çocuk doğurma kararını etkileyen en büyük faktörlerden biri, Türkiye’deki ekonomik ve sosyal koşullar olduğuna dikkat çeken Eroğlu, yoksulluk sınırının 70 bin TL’yi aştığı, bir çocuğun sadece yemek masraflarının 20 bin TL’yi bulduğu bir ülkede kadınların gelecek kaygısı taşıdığını söyledi. Eroğlu, “Kreş yok, bakım evleri yok, çocuklar okula aç gidiyor, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor, uyuşturucu batağına sürükleniyor” diyerek çocukların güvenli bir geleceğe sahip olmasının imkansız hale geldiğini ifade etti.

Beden üzerinde kontrol çabası

Türkiye’de kürtajın fiili olarak yasaklanmış durumda olduğunu belirten Eroğlu, kürtajın devlet hastanelerinde neredeyse imkansız hale getirildiğini, yalnızca 8 ilde 10 devlet hastanesinde isteğe bağlı kürtaj yapılabildiğini belirtti. Bu yasağın devletin kadın bedeni üzerindeki kontrol çabasının bir parçası olduğunu ifade eden Eroğlu, “Eş izni, gebelik haftası gibi zorlaştırıcı uygulamalarla kürtaj fiilen yasaklandı. Doğurun diyor, size tecavüz edilse de o çocuğu doğurmak istemiyorsanız da ben bakarım diyor.” 

‘Neden çocuk doğurayım?’

Dünyaya gelecek çocuğun nasıl bir yaşama başlayacağı konusunda ülkenin durumunun ortada olduğunu söyleyen Eylem Kaya Eroğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti:  “Türkiye koşullarında neden ben 3 çocuk doğurmak zorundayım? 3 çocuk doğurursam ben bu çocuğa bakabilecek miyim?  Doğurduğumuz çocuklarımız okula aç gidiyorlar. İş cinayetlerinde, MESEM’lerde, cinayete kurban ediyorlar. Kolları kopuyor çocuklarımızın. Ve doğurduğumuz çocukların büyük bir çoğunluğu da yoksulluktan dolayı uyuşturucu batağına saplanmış vaziyette. Yani çocuklarımızı güvenli bir ülkeye doğurmak isteriz ama böyle bir koşul yok bu ülkede.”

‘Lütfen karar vermeyin’

Kadınların nüfus politikalarının bir aracı olmadığını vurgulayan Eroğlu, şunları dile getirdi: “Ne kadar çocuk doğuracağımıza, hangi sıklıkta çocuk doğuracağımıza lütfen sizler karar vermeyin. Bizler kadınız, insanız. Duygularımız, bedenimiz, cinselliğimiz bize ait. Bu alandan lütfen elinizi çekin, bedeninizden elinizi çekin ve de bu ülkenin politikacılarına da yine aynı şekilde seslenmek istiyoruz. Bizler sizin nüfus politikalarınızın bir aracı değiliz. Güvenlik koşulları, güvenli devleti, demokratik, hak ve hukukla yönetilen bir sistem oluşturmadığınız sürece kadınlar hangi sınıftan, hangi kesimden ne olursa olsun şunu söyleyecektir: Bedenimize biz karar veririz. Siz de bizim kararlarımıza saygı duymayı öğreneceksiniz.”  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.