Dr. Filiz Ünal: Endişelerimiz var

Haberleri —

DİLAN BABAT / JINNEWS/ANKARA

ATO üyesi Dr. Filiz Ünal, cezaevlerinde devam eden açlık grevi eyleminin kritik bir aşamaya geldiğini belirterek, “Bizim için en kritik 45-75 arası günlerdir. Kalbin gücünde azalma olur, kalp ritim bozuklukları olur. Bizin en çok koktuğumuz şey budur” dedi.

Güven’in açlık grevi eylemi 73, cezaevlerinde başlayan ilk grubun ise 35. güne girdi. Leyla Güven’in avukatları, midesinin artık sıvı almakta zorlandığı ve tansiyonunun sürekli düştüğünü belirtti. Ankara Tabip Odası (ATO) üyesi Doktor Filiz Ünal, yaşanabilecek sağlık sorunlarını anlattı.

Risk, birinci günden başlıyor

Dünya Tabipler Birliği’nin de kabul ettiği gibi açlık grevine başlayan insanlara sonsuz saygı duymak zorunda olduklarını söyleyen Dr. Ünal, açlık grevinde olacak sekelleri en aza indirmek ve var olan sekelleri olabildiğince engelleme görevlerini hatırlattı. Dr. Ünal, “Bunun için protokoller yapılmıştır. Bu protokollerde günlük su, tuz şeker ve B1 vitaminin alınmasının sağlanması gerekiyor. Bunlar açlık grevinin birinci gününde sağlanmadıysa risk çok yüksektir. Sinir hasarını engelleyecek vitaminler verilmediği sürece birinci günden itibaren risk olabilir. Birinci günde sekeller oluşabilir ve bu sekeller dönüşümsüz olur” dedi.

Yaşanan sağlık sorunları

 Açlık grevinde aşama aşama yaşanabilecekleri aktaran Dr. Filiz Ünal, şu bilgileri paylaştı:

  • 1-3 günde 1 ve 2 kilogram kaybedilir.  Vücudun yedek depolarından kullanır. Zamanla mide ağrıları çekilmeye başlar.
  • 4 ve 7. günlerde halsizlik başlar. Kişi daha yavaş hareket eder, daha uzun oturma ihtiyacı hisseder.
  • 7 ve 14. gün bizim için kritik günlerdir. Tansiyon düşer, düştüğü için de kişinin eğer kalp, akciğer ve damar yetmezliği gibi problemleri varsa zorluk çekmeye başlarlar.
  • 14-34. günde artık fenalık hissi gelir. Kendini iyi hissetmez ve merdiven çıkmada zorlanır. Ayakta durmakta zorluk çekerek, sürekli kafasını bir yere dayama ihtiyacı hisseder. Bu günlerden sonra susama hissi kaybolmuştur. Su içme hissi de ortadan kalkabilir. İlerleyen günlerde idrar yolu enfeksiyonları başlayabilir. Biz bu durumlarda iki şeyi takip ederiz. Bunlardan biri ateş ve üşüme titreme durumları. İkincisi ise halsizlik ve tansiyon durumu. Hekimler olarak bizim kaygımız artmaya başlar. Bu kaygımız hekim gözüyle baktığımızda var olan diğer hastalıklarına, geçmişteki kilosuna ve kilonun yüzde onunda kaybı riskin fazla olduğunu gösterir.
  • 35-42. günlerde artık görmede bozukluklar başlar. Çift görme, şaşılık, denge bozuklukları, konuştuğunu tekrar etme ve kanamalar görülebilir. Bu süreçte vücut kaybı yüzde 18’dir. Aynı zamanda beyin fonksiyonları konusunda en riskli süreçtir.
  • 42. günden sona işitme kaybı başlar.  İşitme kaybı ve midede kanama varsa bu kişiler yoğun bakıma alınabilir. Başlangıçtaki hastalıkların ve başlangıçtaki kilosuna bağlı olarak, kişinin 42. günden sonra uykuya meyli ve halsizlik meydana gelecektir.
  • Bizim için en kritik 45-75 arası günlerdir. Kalbin gücünde azalma olur, kalp ritim bozuklukları olur. Bizim en çok koktuğumuz şey budur.

Kritik aşamaya geldi

 Şu an cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin kritik bir aşamaya geldiğini vurgulayan Dr. Ünal, hekimler olarak en büyük korkularının açlık grevinde olanların kalplerindeki ritim bozuklukları olduğunu tekrarladı. Dr. Ünal, “Burada geçmişte var olan açlık grevlerinde izlediğimiz çok önemli bir durum daha var. Bilinci kapandıktan sonra müdahale edersek, etik kurallarımıza aykırı bir iş yapmış oluruz. Kişinin bilinci kapanmadan ‘Bilinciniz kapandığı zaman size müdahale edebilir miyiz’ sorusu sorulması gerekir. Eğer kişi kabul ederse müdahale ederiz. Ama kişi bunu kabul etmezse müdahale etme hakkımız yoktur. İnsan hakları savunucusu doktorlar olarak açlık grevine giren kişinin ‘müdahale etmeyin’ dediği için müdahale etmelerine de izin vermeyiz. İstanbul Protokolü de bunu yazıyor. Bir insanın zorla açlık grevini sonlandırmak, zorla beslemek, bilinci kapanıkken alınacak bir onay değil” ifadelerini kullandı.

Hekimlere ve Bakanlığa evraklar

Açlık grevlerinde nelere dikkat edilmesi gerektiği noktasında cezaevi hekimlerine evrak gönderdiklerini aktaran Filiz, “Ankara Tabip Odası ve İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak, açlık grevlerini takip eden hekimlere bu bilgileri gönderiyoruz. Nasıl takip edilmesi gerektiğine dair bilgiler yer alıyor. Açlık grevi sonlandırıldığı gün bu kişiler hemen beslenemez. Bırakıldığı gün verilmesi gereken sıvılar, gıdalar ve vitaminler var. Bunlar özenle yapılmasa bu hastalara zarar verilebilir, bu nedenle birinci günden itibaren takip edilmesi gerekir. Tüm açlık grevcilerinin güvendiği bir hekim tarafından aldıkları sıvı, çıkardıkları sıvı, kalp ritim damarlarının takip edilmesi gerekir” dedi.

Cezaevi ortamı konusu

  Açlık grevlerinde olan kişiler için çok özenli ve dezenfekte olan ortamların sağlanması gerektiğinin altını çizen Dr. Filiz Ünal, cezaevlerindeki açlık grevini takip eden hekimlere protokol gönderdiklerini kaydetti. “Biz protokolleri yeniden hatırlatmak için bakanlıklara da gönderdik” diye ekleyen Dr. Ünal, “Protokollerin yanı sıra açlık grevine girecek kişilerin güvendiği hekim tarafından kontrol edilmesi, var olacak nörolojik bozuklukları azalttığına dair yayınlar var. Ortamın ısısından her birinden yararlanacak şekilde tedbirler alınması gerekiyor. Ama cezaevlerinde bu ne kadar sağlanır konusunda endişelerimiz var.  Cezaevleri koşullarını iyi biliyoruz, güneşe çıkmayan, başka insanlarla temas etmeyen, yeterince B1 vitamini almayan, günlük yaşamını sürekli güneşsiz ve ışıksız bir yerde geçiren birinin dayanma gücü daha da azalacaktır” diye konuştu.

Heyetlere izin verilmeli

 Açlık grevleri ile çok fazla karşılaştığını söyleyen Dr. Ünal, açlık grevine giren kişiye dokunulmaması, tuvaletinin ayrı olması gerektiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Dışarıda devam eden açlık grevi eylemlerinde idrar yolu enfeksiyonu varsa, evin tuvaletini diğer insanlara kapatılmasını söylerdik. Ama cezaevinde bu durum nasıl yapılır bilmiyoruz. Herhangi bir duruma karşı cezaevi yönetimi hekimlerle işbirliği içerisinde bu hassasiyetleri alıyorlar mı bilemiyoruz. Bu işbirliği yapılmadığı sürece bu ortamlar sağlanmaz. Bunun için yapılması gereken, açlık grevine giren kişilerin güvendiği hekim ve heyetlerin cezaevlerine girmesi gerekiyor. Cezaevlerinde bu durumlar çözülmese farklı hastalıklarla karşı karşıya kalabiliriz.”

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.