Düşünce ve sözün gücü

Forum Haberleri —

foto:MA

foto:MA

  • Barış ve Demokratik Toplum Süreci şunu gösterdi ki; tek başına kalsa bile monoluklarıyla hep toplantı halinde olmayı bilecek, başarı için risk gerekiyorsa göze alacaktı.

RUŞEN TUTKU

Önce kelam vardı; yani söz, söyleyiş biçimi, söyleme. Eğer eyleme geçme hali konuşacaksa öncelikle düşünce ve sözün gücü olacak. Söylemin objektif koşulu, tarihsel dayanağı ve yaşamlaşacak zeminin önemi, elbette tüm ağırlığıyla zamanını bilecek. Böyle bir ortam ve çelişkilerin olduğu yerde başlamıştı Önder Apo'nun mücadele yolculuğu. Söz ve düşünce gücü etkili olmuş, grubunu oluşturma anı geldiğinde tereddüt etmeden harekete geçmişti. Türkiye ve Kürdistan koşulları mücadele için objektif olarak uygundu. Dünyada dalga dalga yayılan sosyalizm fikriyatı, özellikle ulusal kurtuluş duygusunun şahlandığı yıllar oluyordu. Kürdistan'ın sömürge koşulları mücadele için hazırdı. Bu gerçeklik örgütlenme, gelişim sağlama ve Kürt halkının mücadele koşullarını yaratmak önem kazanıyordu. Sözün gücü ortaya çıkacaktı. Kürdistan seferiyle birlikte uyumuş hücrelere sızılıp adeta zamana ses vermişti. Sonra düşünce ve sözün gücü, kar topu misali gibi büyüdü, yankısıyla Kürt'ün yüreğine dokundu, sözün gücüyle toplumsallaştı. Önder Apo, "Zafer düşüncede başlar, savaş her zaman söylendiği gibi düşüncede kazanılır. Beyninde düşünmeyen, beyninde kazanmayı sağlamayan, kendiliğinden kazanamaz. Öyle pratik dediğiniz gibi kendiliğinden başarıyı getiremez. Onun için burada bu söz, düşünce gücüne ağırlık verdik. Benim tecrübem var. Ben bu savaşı düşünce gücü, söz gücüyle kazanıyorum" diyordu. Söz ve eylem birlikteliği yaşam buldu mu başarının temelini oluşturacaktı.

Söz ve düşünceyi ayaklandırma,  diyalektiğine inanma

Önder Apo için söz ve düşüncenin hayat bulması, eylemsellik kazanması önemliydi. Düşüncenin akışkan, sonuç alıcı ve hep muhasebe içerisinde olması önemliydi. Sonra arkadaşlarıyla tartışma, kendini durmadan eğitme hali, kişilik çözümlemeleri devrimsel sürece ivme kazandırdı. Barış ve Demokratik Toplum paradigması ile başlayan süreç şunu gösterdi ki; tek başına kalsa bile monoluklarıyla hep toplantı halinde olmayı bilecek, başarı için risk gerekiyorsa göze alacaktı. Söz ve düşünceyi ayaklandırma, diyalektiğine inanma kazanım yaratacağına emin olacaktı. 

Barış konusunda muhatap arama çabaları, mücadele hayatında hep vardı. Söz ve düşünce gücüne hep inandı, söylediklerinin hesabını vermekten hiç çekinmeyeceğini söyledi. Hesap sorma ve hesap verme onda kazandıran bir yöntemdi ve bunu geliştirerek günümüzde de en yaratıcı taktik, stratejik söylem, pratik adımlarla hayata geçiriyor. Elbette muhatap sorunu halen var. Kürt sorununun çözümü için Türkiye'de daha önce kimi liderlerin çıkışları olsa da cesur ve muhataplık konumuna gelemediler.

Erdoğan ve ekibi süreç için kararlı mı?

Bu yeni süreçte rol alan Devlet Bahçeli, baştan beri bazen radikal çıkışlar yapsa da söz ve düşüncesi halen hayat bulmadı, sorunun çözümü için somut adımlarla ortaya çıkmadı. Elbette Bahçeli iktidar erkinde olan AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmedikçe söylemleri hayat bulmaz, aralarındaki çelişkilerin çıkmazı da zamana oynamaktan başka bir durumla ortaya çıkmayacaktır. "Yanıma üç arkadaşımı alıp İmralı'ya giderim" çıkışı cesur, tabuları yıkma niteliğinde olsa da kendi başına çözüm gücü olamayacağını biliyor. Bu sürecin fazla uzaması riskleri bağrında taşıyor. Bahçeli, bunu görüyor, hatta iktidarca laçkalaştırıldığını fark ediyor. Anlaşılan Erdoğan ve ekibi bu sürecin başarısı için tam karar vermiş değil. Bazen zayıf, hatta muğlak süylemlerle zaman kazandırmak istiyor. Bunun sebepleri var. İktidarı kaybetme telaşı, dünya ve Ortadoğu'daki değişimlerden kaynaklı tamamen süreci bitirme pozisyonuna da giremiyor. Erdoğan iktidarının, eskisi gibi topluma güven vermediği kesin. Yaşadığın siyasi ve ekonomik bunalım marjinalleşmeye neden olmuş. Şunu net olarak görüyor; süreci olumlu anlamda sonlandırsa ya da akamete uğratsa da iktidarını kaybetmemle yüzyüzedir.

Önder Apo'nun söz ve düşünce gücü, hareketinde, Kürt halkında, dostlarında ve uluslararası arenada yankı buldu, aynı düzeyde devam ediyor. Söylemlerinde geri adım yok, tam tersine sürecin başarısı için daha fazla adım atmayı başarıyla pratikleştiriyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.