Efrîn’de Kürt olmak bile suç!

Dosya Haberleri —

Türk çeteleri / Efrîn

Türk çeteleri / Efrîn

Efrîn 6 yıldır Türk devletinin işgali altında. Bu süreçte Efrîn’de olup biteni Efrîn İnsan Hakları Örgütü Eşsözcüzü İbrahim Şêxo ile konuştuk:

  • 2018 öncesi Efrîn’de Kürt nüfusu yüzde 97’di. İşgalden sonra Kürt nüfusu yüzde 23’e düştü. Kürtlerin mallarını gasp ettiler, tecavüz ettiler, zeytinlerini çaldılar, zeytin ağaçlarını kestiler, sokakların adını değiştirdiler, her yere Türk bayrağı astılar. Türkçe, Arapça ile beraber Efrîn’de resmi dil. Efrîn'de alışveriş Türk lirasıyla yapılıyor, Suriye parası orda yasak. Telefonlar Türk şirketlerinin telefonları.
  • Efrîn’deki halkımız sosyal, ekonomik, siyasal birçok açıdan sürekli bir tehlike altında. Efrîn’de Kürt olmak bile suç. Özerk Yönetim’in yanında olmayı bırak karşıtı olsan bile tutuklanabilirsin. Orada her şeyin kararını oraya sonradan yerleşen Araplar veriyor. Kürtlere zulüm ediyorlar, mallarına el koyuyorlar buna karşı Kürtler ne kendini ne de ailesini savunamıyor.

REWŞAN DENİZ

Türk ordusu 20 Ocak 2018 tarihinde Efrîn’e havadan ve karadan işgal saldırı düzenlerken, ona bağlı çeteler de saldırılarda yer aldı. 58 gün süren direnişin ardından Efrîn işgal edildi. Efrîn’in işgal edilmesi üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen hala acılar ilk günkü gibi taze. İşgal öncesinde nüfusunun nerdeyse tamamı Kürt olan Efrîn’de şimdilerde Kürtler azınlıkta ve Efrîn İnsan Hakları Örgütü Sözcüsü İbrahim Şêxo’nun deyimiyle 'Efrîn’de Kürt olmak bile suç'. Efrîn kentinde, demografik yapıyı değiştirme politikaları devam ediyor. Bunun yanında taciz, tecavüz, gasp, işkence, fidye karşılığında kaçırılma ve katletme gibi birçok insanlık dışı uygulamaların yaşandığı kentin köy ve meydanlarının Kürtçe isimleri de değiştirildi. Nerdeyse Kürtlüğe dair her şey kentten silindi. Türk devletinin ve ona bağlı çetelerin Efrîn’deki suçlarını kamuoyuna duyurmak için çalışan Efrîn İnsan Hakları Örgütü Eşsözcüsü İbrahim Şêxo ile 20 Ocak 2018’den bu yana Efrîn’de yaşananları konuştuk.

İbrahim Şêxo

2018’den bu yana 6 yıldır Efrîn işgal altında. 2018’de nüfusun yüzde kaçı Kürt iken, şimdi yüzde kaçı Kürt? Efrîn’in demografisinin değiştirilmesi amacıyla AKP’ye bağlı silahlı gruplar ve ailelerinin Efrîn’e yerleştirilmesi hala devam ediyor mu?

20 Ocak 2018 Türkiye Efrîn’e hem karadan hem havadan saldırmaya başladı. 58 günden sonra Efrîn’i işgal etti. O zaman 300 bin Kürt, Efrîn’i terk etti. 2018 öncesi Efrîn’de Kürt nüfusu yüzde 97’di. Sadece yüzde 2 ile 5 arası bir Arap nüfusu vardı. İşgalden sonra Kürt nüfusu yüzde 23’e düştü. Şimdi Efrîn’de yaklaşık olarak 195 bin Kürt var. Arap ve Türkmenlerin Efrîn’deki nüfusu ise 650 bine ulaşmış durumda. Bunların geneli Suriye’nin farklı yerlerinden gelen Araplar ve Türkmenler. Onların gelişi ve Efrîn halkının göçüyle demografik değişim oldu. Kürtlerin mallarını gasp ettiler, tecavüz ettiler, zeytinlerini çaldılar, zeytin ağaçlarını kestiler, sokakların adını değiştirdiler, her yere Türk bayrağı astılar. Türkçe, Arapça ile beraber Efrîn’de resmi dil. Kürtçe yalnız okullarda haftada iki saat okutuluyor. Bunu da sadece bakın Kürtçeyi yasaklamıyoruz demek için yapmışlar. Yani hiçbir fonksiyonu yok. Efrîn’in sokak isimlerini ve bazı köy adlarını değiştirdiler. Mesela, Bilbilê ilçesindeki Kûtana köyünün adını Selçuk Obası, Qestel Mixdad köyünün adını Zafer Obası, Xelîloko köyünün adını Halilak Obası olarak değiştirdiler. Efrîn'de alışveriş Türk lirasıyla yapılıyor, Suriye parası orda yasak. Telefonlar Türk şirketlerinin telefonları. Hatay valisi oradan sorumlu. Onun yardımcısı günlük olarak Efrîn’e gidip geliyor.

Efrîn’de Türk askeri üslerinin olduğu yerlerde insanlar kendi köylerine giremiyorlar. Şêrawa ilçesine bağlı Cilbirê ve Basilê sakinleri köylerine giremiyorlar her ikisinde Türk ordusunu üsleri var. Bilbilê’deki Şêxurzê bağlı üç köy var. Yukarı Şêxurzê köyüne de kimsenin girişine izin vermiyorlar. Reco’ya bağlı Dewrêş köyünde de aynı şekilde üs var ve kimsenin girişine izin vermiyorlar. Efrîn’in içinde ve başka yerlerde tam olarak kaç askeri üslerinin ve askerlerinin olduğunu bilmiyoruz. Bunların yanında Suriye’nin silahlı grupları da var. Onların silahlı adamlarını sayısı 15 binden az değildir. 

Efrîn’de işgalden önce 18 milyon zeytin ağacı vardı. İşgalden sonra yaklaşık yarım milyon ağaç kesildi, bazıları yerinden söküldü. Efrîn zeytinini ve zeytin yağını getirip üzerine 'Türk malı’ yazdırarak Türkiye’de, İspanya’da, Amerika’da satıyorlar. Zeytinleri çaldıklarını gizleme ihtiyacı da duymuyorlar 2019 yılında mecliste 2020 yılı bütçe görüşmelerinin görüşüldüğü oturumda AKP’li bir vekil ''Evet, Türkiye’ye geliyor, itiraf ediyoruz. PKK’nın eline mi bırakacağız bunları?” demişti. 2023’teki yükselen enflasyonla beraber Türk devletinin bu zeytin ticaretinden kazancı 300 milyon dolara çıktı.

Efrîn’de sürekli bir askeri hareketlilik var aynı şekilde dışardan gelen bir nüfus da var. Bu hareketlilik hala devam ediyor mu?

Evet, gidiş gelişleri hala devam ediyor. Efrîn’den, Ezaz’a, Girê Spî’ye, Serêkani’ye gidip geliyorlar. Onların arasında değişiklik oluyor. Efrîn onların kontrolünde onlar da Türk devletinin kontrolünde. Mesela Efrînli Kürt birisinin malına el koyduklarında o kişi bunu yapanı Türk devletine şikayet ettiğinde Kürt olduğu için bunu ciddiye alıp işleme koymaz.

Efrîn merkezde durum nasıl? Ordaki Kürt nüfusu kırsal bölgelere göre daha mı az? Mesela Efrîn’de dışardan gelenler için yeni yerle inşa ediyorlar, bu yerleri nerelerde inşa ediyorlar? 

Bu inşaa edilen yapılar Efrîn’in her yerinde var. Şêrewa ilçesinde çok var. Şiyê, Şera ve Cindires ilçelerinde de var. Ormanlık alanlarda bu yapılar inşa ediliyor. Ağaçları kesip buralara inşaat yapıyorlar. Özellikle Şêrewa’da çok yapıyorlar. Efrîn merkezde pek yok. Merkezde daha çok mülteci çadırları var. Onlarca onların yaptığı mülteci kampları var.

2020 yılında Alman Cumhurbaşkanlığına bağlı Welthungerhilfe (Dünya Açlık Yardımı) örgütü, işgal altında bulunan Efrîn’de 400 evi tamir etmeyi planladığı 'yardım' projesini büyük tepki ile karşılaşınca iptal etmek zorunda kalmıştı. Türk devleti hala 'mültecilere yardım' adı altında yabancı devletleri ve yardım kuruluşlarını Efrîn’deki suçuna ortak etmeye çalışıyor mu? Efrîn’de 'yardım' adı altında hangi devletler işgali meşrulaştırıyor?

Evet, o Alman örgütü, insan hakları örgütünün çağrısı üzerine projeyi durdurdu. Başka bir şey de yapmadı. Amerika menşeli bir dernek var, resmiyette ABD’de görünüyor fakat dernek Arapların bunlar 2 yer açtılar. 3 Arap devletinin Efrîn’in demografisinin değiştirmesinde payı var. Katar, Kuveyt ve Filistin’deki Müslüman Kardeşler’e bağlı Hamas. Kuveyt 2022’den beri yardımları kesmiş. Fakat Katar ve Filistin’in yardımları ve faaliyeti devam ediyor.

Filistin demişken, İsrail-Filistin arasındaki çatışmalar başladığından bu yana sürekli Gazzeli Filistinliler Efrîn’e yerleştiriliyor türünden haberler dolaşıyor. Bunların doğruluğu var mı, siz sahada böyle bir hareketlilik gözlemlediniz mi?

Doğru, Hamas ve İsrail savaşı başladığından beri biz de Gazzelilerin Efrîn’e yerleştirdiği bilgilerinin dolaşımda olduğunu fark ettik ve hem Efrînli yurttaşlar olarak hem de insan hakları gözlemcisi olarak bunu araştırdık. Şimdiye kadar bunu doğrulayacak hiçbir bilgiye rastlamadık. 2018’de yaklaşık olarak 500 Filistinli ailenin Efrîn’e yerleştirildiğini biliyoruz fakat bunlar Suriye’deki Filistinlilerdi. Fakat son Hamas-İsrail savaşından beri hiçbir Hamaslı ailenin oraya yerleştirildiğini tespit etmedik. Bu bilgiler bizim tarafımızdan teyit edilmiş bilgiler değil.

Suriye devleti ya da ona bağlı insan hakları örgütleri Efrîn’i kendilerinden saymıyor mu artık? Hiç gündeme getirmiyor mu burada yaşananları?

Biz Suriye’deki mahkemeler yoluyla demografiyi değiştirme ve tarihi eserlerin talan edilmesini gündeme getirmeye çalıştık fakat Suriye devleti buna izin vermedi. 6 yıldır Efrîn işgal altında şimdiye kadar Suriyeli bir yetkili uluslararası bir platformda Efrîn’e dair bir şey söylememiş. Türk devletinin işgalinden söz etmiyorlar. Bu konuda Rusya ve İran’ın da onlar üzerinde etkisi olabilir. Bu sessizlik, 1998 yılından bu yana Suriye ve Türkiye arasında imzalanan Adan Mutabakatı’nın hala yürürlükte olduğunu gösteriyor. Suriye rejimi ne insan hakları örgütlerine yardımcı oluyor ne de kendi başına Türk devletinin işgaline karşı bir duruş sergiliyor.

Efrîn’in durumu Ezaz, Serêkaniye gibi diğer işgal altında olan bölgelerden biraz farklı. Türk devleti Efrîn’e özellikle yoğunlaşıyor ve önem veriyor. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kendisi de ilerde bir çözüm olduğunda Suriye’den çekileceklerini söylüyorlar. Siyasi çözüm ilerde olabilir. Diğer taraftan uluslararası güçlerin sessizliğinin de Türk devletinin işgalini kalıcılaştırma riski var. Efrîn’in de durumunu biraz devletler arası çıkarlar belirleyecek.     

Bir insan hakları aktivisti ve gözlemcisi olarak size sormak istiyorum Türk devleti, başta Efrîn olmak üzere Suriye’de işgal ettiği diğer yerlerde işlediği suçların kendisinin yanına kar kalacağını düşünüyor mu? Bu suçlar belki şimdi değil ama günün birinde Türk devletinin karşısına çıkacak mı?

Suçlarının cezalandırılacağına veya unutulacağına dair yüzde yüz bir şey söyleyemem. Bunda biraz devletlerarası ilişkilerin de rolü var. Belki şimdi değil ama 20 yıl sonra işlediği suçlar karşısına çıkabilir ve bundan yargılanabilir. Mesela kısa bir süre önce Güney Afrika devleti İsrail’e karşı Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’ndaki dava açtı. Ben günün birinde Türk devletine karşı da buna benzer girişimlerin olacağını düşünüyorum fakat bunun için zamana ihtiyaç var.

Bu konuya değinmeniz iyi oldu. Bu davanın Türk devletinin Rojava’daki suçlarından dolayı da açılabileceği söyleniyor sürekli, fakat Uluslararası Adalet Divanı’nın önündeki davalara sadece devletler taraf olabilir. Yani Lahey’de Türk devletinin yargılanması için başka bir devletin dava açması gerekir. Güney Afrika araya girdiği için soykırım davası açıldı. Kürtler söz konusu olduğunda bunu yapabilecek böyle bir devlet var mı?

Bu konuda bazı Fransız kurumları ile temaslarımız oldu. Onlar da diyordu kendi devletimizi bu konuda harekete geçirebiliriz. Bunu resmiyette ve gerçekte ne kadar mümkün olduğunu bilmiyorum. Fakat görünürde bunu yapabilecek bir devlet yok. Bir de şu ihtimal var. Suriye’de rejim değişir, demokratik bir sisteme kavuşursa o zaman Suriye devletinin kendisi bunu yapabilir.

İşgal atındaki Efrîn’de bir Kürt için yaşam nasıl, bunu biraz anlatabilir misiniz?

Efrîn’deki halkımız sosyal, ekonomik, siyasal birçok açıdan sürekli bir tehlike altında. Efrîn’de Kürt olmak bile suç. Özerk Yönetim’in yanında olmayı bırak karşıtı olsan bile tutuklanabilirsin. Orada her şeyin kararını oraya sonradan yerleşen Araplar veriyor. Kürtlere zulüm ediyorlar, mallarına el koyuyorlar buna karşı Kürtler ne kendini ne de ailesini savunamıyor. Efrîn’de günlük olarak hırsızlık, çetecilik, uyuşturucu tüketimi gibi suçlar var. Efrîn’deki halkımız korku içinde, dört duvar arasında yaşıyor. Hiçbir şeye itiraz edemiyor, ben Kürdüm, hakkım var diyemiyor. Kürt olması başlı başına suç zaten. Bazen görüyoruz Ezaz, İdlib, Cerablas gibi işgal altında olan yerlerde ekmek, elektrik pahalılığına karşı gösteriler oluyor fakat bunu Efrîn’de ancak Araplar yapabilir. Kürtler eylem yapılsa bile katılamaz, katılsa bile suç, yakalanma gerekçesi. Zeytin ağaçları kesiliyor, zeytinleri çalınıyor çare olarak gidip Türk kurumlarına şikayet ediyorlar onları fakat kimse dinlemiyor şikayetlerini. Efrîn’deki Kürtleri YPG’yle ilişkileri var gerekçesiyle kaçırıp Türkiye’ye götürüyorlar, orda hapse atıyorlar, ağır cezalar veriyorlar.

Elinizde Türk zindanlarında kaç Efrînli Kürdün olduğuna dair bir rakam var mı? Onlardan haber alabiliyor musunuz?

Türk zindanlarında 100’ün üzerinde Efrînli var. Bunlar bildiklerimiz. Sadece 2023’den bu yana yaklaşık 57 kişi Efrîn’den Türkiye’ye götürülmüş ve yargılanmış. Onlarla hiçbir şekilde irtibat kurulamıyor. Avukatlar bile görüşemiyor, onları savunamıyor. 2021, 2022 yıllarında da Serekanîye’den de yaklaşık 63 kişi götürüp, yargıladılar.

Efrîn’de merkezi bir hapishane var. Ayrıca her grubun kendi zindanları da var. Bazen Efrîn’de kaçırılan Kürtleri Efrîn dışındaki zindanlara da götürüyorlar. Rayi, Mare ve Bab hapishaneleri bunlardan bazıları. Yüzlerce Kürt 3,4 yıl kaldı o hapishanelerde. Bazıları da işkenceden dolayı yaşamını yitirdi orda. Hala bazen yakaladıkları Kürtleri oradaki hapishanelere götürüyorlar. Türk askeri yetkililer de oraları ziyaret ediyor. Bazen Kürtlerin sorgularına onlar da katılıyor. Hapishane koşulları zaten çok kötü.

Birkaç yıl öncesine kadar da ENKS’liler medya aracılığıyla sürekli Efrîn’e geri dönme çağrıları yapıyordular özellikle Şehba’da yaşayan Efrînlilere. Son zamanlarda artık çağrı yapmıyorlar? Siz Efrîn’e geri dönüş çağrılarına ne diyorsunuz?

O çevrelerin görüşüne göre çözüm Efrîn’e geri dönmek. Fakat onların kendi sorumluları, ofisleri de orda yok. Ya Güney Kurdistan’dalar ya da Türkiye’de. Buna rağmen basın yoluyla halka geri dönüş çağrısı yapıyorlar. Giden halkımız da işkence görüyor, mallarına el konuluyor. Gidenlerin yüzde 70, 80’i mallarını geri alamıyorlar silahlı gruplarından. Ya da yüklü miktarda para verip geri alabiliyorlar. Onlar kendileri gitmiyor, çağrılarıyla işgale dayanak oluyorlar. Bu ikiyüzlülüktür. Efrîn’e gidip, zulüm gören, sorunlar yaşayan halka da sahip çıkamıyorlar, yardımcı olmuyorlar. Mesela oradaki bir ENKS’li, bir Kürt sorun yaşadığında gidip Türklere, bu bizim yurttaşımız, sorunlarını çözelim bile diyemiyorlar. Daha çağrı yaptıkları halka sahip çıkamıyorlar bir üstüne dönüş çağrısı yapıyorlar.

Efrîn’de çok sayıda tarihi eser yıkıldı, çalındı, satıldı. Bu çalınıp satılan eserlere dair elinizde bir bilgi var mı?

2018’den bu yana tarihi eserlerin olduğu yaklaşık 75 tepe, 18 türbe, mezar gibi yapıların olduğu İslam ve Êzîdî inanç merkezlerini yıktılar. Hititlerden kalma Endarê tepesi ki fotoğrafla ne hale geldiğini herkes gördü bunlardan biri. Çok sayıda tarihi levha Türkiye’ye götürülüp satıldı. Nebi Huri’de bulunan büyük levhalar da götürüldü. Avrupa’ya da götürülmüş. Nebi Huri’de yapılan kazıda üç sandık çıkarılıp götürüldü. Bulduklarını karaborsada satıyorlar. Halen de çalıp satabilmek için tarihi yerleri tahrip ediyorlar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.