Erdoğan kaybedecek, güvenmeyin!

Kobanê davası açıklama

Kobanê davası açıklama

  • Kobanê kumpas davasının dünkü duruşmasına mahkeme heyetine seslenen DBP eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, "Acele edin talimatı aldığını biliyoruz. Anayasanıza uyun. Biz burada rehineyiz. Ortada suç ve suçlu ilişkisi yok. Erdoğan kaybedecek. Deniz bitti. O yüzden güvenmeyin” dedi. 

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, arkadaşlarının Kobanê Davası’nda iktidarı yargıladığını belirterek, “Şimdi kumpas davası ellerine ayaklarına dolandığı için yeni yeni kumpaslar başlatma peşindeler. Bütün bunlar beyhude çabalardır. Bu dava düştü, düşecek” şeklinde konuştu. 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’teki protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 13. grup duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. 

Duruşmaya, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ile HDP milletvekilleri ve yöneticileri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarının yanı sıra 78’liler Girişimi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan, Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Büro Emekçileri Sendikası (BES) temsilcileri ile çok sayıda siyasi parti temsilcisi, demokratik kitle örgütü, sivil toplum örgütü üyeleri katıldı.

Kapatma davasıyla bağ

Duruşma öncesi HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, davaya dair açıklamalarda bulundu. Yargılanan her arkadaşlarının demokrasi, barış, eşitlik ve özgürlük için mücadele ettiğinin altını çizen Buldan, “Bu ülkeyi yönetenler Kürt düşmanlığıyla Kürtleri siyasi arenadan tasfiye etmek üzere bu tür kumpas davalarını önüne koydu. Bu davanın bir kumpas davası olduğunu ve iddianamesinin Saray'da hazırladığını da biliyoruz. Bu kumpas davasının sonucunda HDP kapatma davasıyla bir bağ kuracaklarını da çok iyi biliyoruz” diye konuştu. 

Beyhude çabalar

Yargılama başladığı günden beri aslında iktidarın yargılandığını kaydeden Buldan, şöyle devam etti: "Mahkemenin, adil bir yargılama yapmadığı açık, çünkü talimat Saray'dan alınıyor. Elbette sonuna kadar sahipleneceğiz, sonuna kadar arkadaşlarımızın yanında olacağız ve peşini bırakmayacağız. Şimdi kumpas davası ellerine ayaklarına dolandığı için yeni yeni kumpaslar başlatma peşindeler. İkinci bir dalgayla farklı arkadaşlarımızı da gözaltına alıp yeni bir tutuklama süreci başlattılar. Ancak bütün bunlar beyhude çabalardır. Bu dava düştü, düşecek. Bu dava onların ellerine ayaklarına dolandı, dolaşmaya da devam edecek.”
 
EMEP: Boşa çıkacak
 
Söz alan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan da Kobanê Davası’nın, AKP’nin içerideki baskı politikaları ve Kürtlerin taleplerini yok sayma politikalarıyla birlikte, yayılmacı, yeni Osmanlıcı dış politikaları ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Kobanê Davası’nın, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Canan Kaftancıoğlu, Gezi Davası ve HDP kapatma davasının iktidarın siyasi rejimini tahkim etme politikası olduğunun altını çizen Gürkan, “Demokrasiyi kazanacağımıza inanıyoruz buna umudumuz ve gücümüz var. Bu kumpas davalarını boşa çıkaracak olan da mücadelemizdir” diye konuştu.
 
EHP: HDP yalnız değil
 
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Merkez Kurulu Üyesi Sanem Deniz Kural, Kobanê yargılamasının yeni otoriter rejim inşasının bir parçası olduğunu belirtti. Kural, “HDP’li dostlarımız yalnız değildir. Bu davayı izlemeyi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.
 
KESK: Sustukça sıra gelir
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ise Kobanê Davası’nda niyetin ortaya çıktığına işaret ederek, şunları söyledi: “Bunun üzerinden HDP’ye açılan kapatma davası, yine demokratik siyasete yönelik baskı politikaları, Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi ve 20 Temmuz’da AKP’nin ilan etmiş olduğu OHAL ve KHK rejimi ile evrildiğimiz bir anayasasızlık sürecini, açık bir faşizm sürecini ifade ediyor. O günlerde barbar IŞİD’in hem Kobanê’de hem de Türkiye’de emek meslek güçlerine, demokrasi güçlerine, barış isteyenlere yönelik katliamları ve saldırıları oldu. HDP’nin o dönemde, toplumsal kesimlere duyarlılık çağrısı yaptığı bir tweet üzerinden açılan bu dava, hem anayasaya hem de uluslararası hukuka aykırıdır. O dönemde biz de KESK olarak emekten yana barıştan yana olan kesimleri IŞİD barbarlarını durdurmaya yönelik benzer çağrılar yaptık. O dönemde hizmet üretmeyerek barıştan yana tutumumuzu ifade ettik. Bir yargılama olacaksa o dönem hepimizin yargılanması gerekiyor. Bugünkü kumpas davası Türkiye demokrasisine vurulmuş en büyük darbedir. Biz buna sessiz kalırsak Gezi kararları, sol sosyalistlere verilen cezalar açısından baktığımızda, sustukça sıra hepimize geliyor.”
 
TKP: Mücadeleye inanıyoruz
 
AKP iktidarının kurulduğu günden bu yana türlü kumpas davalarıyla ülkenin direncini teslim almaya çalıştığının altını çizen Türkiye Komünist Partisi (TKP) Ayesi Ali Ufuk Arıkan, şöyle konuştu: “Gezi kararı ve bu davadaki hukuksuzluklar, komik gerekçeler, bu iktidarın nasıl hareket ettiğini gösteriyor. Biz boyun eğmeyenlerin mücadelesine inanıyoruz. TKP olarak HDP’nin yanındayız. Hem kapatma kapatmasının kaldıracı olarak kullanılacak bu davadaki komediyi ifşa etmek ve bununla mücadelenin önemli olduğunu düşünüyoruz.” 
 
TÖP: Devam edeceğiz
 
Kobanê Davası’nın sokakta halkı yenemeyen iktidarın, çeşitli hukuksuzluklarla, adaletsizliklerle yenmeye çalıştığı bir dava olduğunun altını çizen Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Hatice Göz ise “Bu dava burada yendiği ölçüde faşizm kurmak için önemli adım olacaktır. Yan yana olmaya devam edeceğiz” dedi.
Açıklama ardından Kobanê Davası’nın görüldüğü Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşma salonuna geçildi. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme başkanı, dosyaya eklenen evrakları okudu. 
 
Bu dava geleceği baltalıyor
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, siyasetçilerin savunmalarının bir güne sığdırılması kararına dair konuştu. Tuncel, şunları söyledi: “Hukuksuzluk yapıyorsunuz. Siz de biliyorsunuz CMK’ya göre, önce sorgular biter. Sonra tanıklar ve müştekiler dinlenir. Siz bizi tehdit mi ediyorsunuz? Sizden önceki mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak çete lideri çıktı. Biz o heyeti reddettik. Bunu size de söyledik. HDP’nin attığı bir tweeti bahane ederek bütün sorumluluğu bize yüklüyorsunuz. Ülkeyi biz mi yönetiyoruz? Biz muhalefetiz. Bugün yargı siyasi iktidarın bir kolu haline gelmiştir. Bu dava Türkiye halklarının geleceğini baltalıyor. Bir yandan Suriye’de bir yandan da burada bir savaş yürütülüyor. ‘Bir gün savunma yapacaksınız’ diyorsunuz. Ben istersem bir saat yaparım, istersem bir hafta yaparım. Savunmamızın içeriğine sürekli müdahale ediyorsunuz. Oldu olacak savunmalarımızı siz yazın! Cübbenizin onuruna yakışır davranın. Anayasanıza uyun. Her türlü baskı zor yöntemini uyguluyorsunuz. Bu da yetmiyor bizi tehdit ediyorsunuz. Biz burada rehineyiz. Siz de biliyorsunuz ki ortada suç ve suçlu yönünden bir ilişki yok. Kendi tanıklarınız bile bu olayların arkasında gizli paramiliter güçlerin olduğunu ifade etti, ancak siz onların mahkemedeki ifadelerini kabul etmezken Emniyet’te nasıl alındığı belli olmayan ifadelerini geçerli sayıyorsunuz.

Erdoğan kaybedecek

2015’ten sonra Türkiye’nin içine girdiği tekçi, otoriter rejimin getirdiği nokta ortada. Artık bir hukuk devleti ve demokrasiden bahsetmiyoruz. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmeden ülke ekonomisinin düzelmesi mümkün değildir. Tarihten bu yana Kürtlerle kim ittifak kurmuşsa kazanmıştır. Erdoğan kaybedecek. O yüzden onlara güvenmeyin. Onlar için deniz bitti. Onlar sizi de yargılar.”
 
Sistem çökmüş, çürümüş
 
Tuncel, kendilerine getirilen savunma kısıtlaması kararına tepki göstererek, bu kararın geri çekilmesi gerektiğini söyledi. Tuncel, “Bana eğer savunmamı bir günde yapmam gerektiği dayatılırsa açık söylüyorum yapmam. Size acele edilmesi yönünde talimat geldi yine galiba. Dikkatinizi çekerim özgürlüğü alınan bizleriz, siz değil. Gerçi biz sizden daha özgürüz. En azından kendi kararlarımızı kendimiz veriyoruz. Hizbullahçılar AİHM kararıyla tahliye edildi ama bizim için AİHM kararları uygulanmıyor. Sistem çökmüş, çürümüş durumda. Cezaevine muhalif hiçbir şey girmiyor, gazete, kitap, dergi girmiyor. Siyasiler görüntülü telefon görüşmesi yapamıyor. Bu nasıl bir ayrımcılık” diye sordu.
 
Bir gün yarglanacaklar 

Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata da 6-8 Ekim 2014’te paramiliter güçlerin devreye konulduğunu belirtti. Ata, “3 Ağustos’ta DAİŞ Şengal’e girdi. Bizim de bu tarihte çalışmalarımız başladı. Sadece 6-8 Ekim’i hesaba katıp parlamento faaliyetleri dikkate alınamaz. Evet tweet 6 Ekim’de atıldı, ancak biz zaten 3 Ağustos’tan beri alanlardaydık. Öncesinde de atabilirdik. Bizim hiçbir çalışmamız anlık değildir” dedi. Mahkeme heyetine neden yargılandığını soran Akat Ata, şunları dile getirdi: “Genel Merkezimin attığı tweeti paylaşmışım ve kadın çalışması yürütmüşüm. Bir diğer husus da Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için çalıştım. Ben bu çalışmalarımı 2004’ten bu yana yapıyorum ama daha yeni dava konusu yapılıyor. Beni kadın özgürlük mücadelemden dolayı yargılayacaksanız savunmamı yaparken kadın özgürlük mücadelesinin tarihini anlatırken bana müdahale etmeyeceksiniz. Kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesi için 1999’dan bu yana aralıksız çalışan beni yargılıyorsanız benim de bunları anlatma hakkım var. Siz bizi Kürt sorununa demokratik çözüm istediğimiz için yargılıyorsunuz. 6-8 Ekim’i planlayanlar dışarıda ellerini kollayanları sallayarak geziyorlar ama bir gün yargılanacaklar ve biz o davanı müştekisi olacağız.”
Haber hazırlanırken duruşma, siyasetçilerin beyanlarıyla devam ediyordu. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.