Êzîdî kadınları DAİŞ’ten kurtardı
Kadın Haberleri —

Êzîdî kadınlar
- Şengal’den kaçırılan 12 Êzîdî kadını kendi imkanlarıyla kurtaran Zeliha Muslim:“Hasta bebeğini doktordan getiren bir kadın, DAİŞ’in hesba timlerine yakalandı. Seçenek olarak ya kırbaçlanmak ya da ‘ısırılmak’ sunuldu. Isırılmayı daha hafif sanarak seçti. Ancak bu ‘ceza’, insan çenesi şeklinde keskin metal bir aletle sol göğsüne, kalp hizasına baskı uygulanarak gerçekleştirildi ve kadın hayatını kaybetti.”
Suriye’de savaşın başlamasıyla Reqa, sırasıyla Özgür Suriye Ordusu, El Nusra ve ardından DAİŞ’in kontrolüne geçti. DAİŞ, Suriye ve Irak’ta yayıldığında Reqa’yı halifeliğinin başkenti ilan etmişti. Reqa, DAİŞ’in ağır suçlarına sahne oldu, en kanlı dönem bu süreçte yaşandı. 3 Ağustos 2014’te Şengal’de yaşanan Êzîdî Soykırımı’nın ardından kaçırılan kadınlar Reqa’ya götürüldü. Reqa’da yaşayan Zeliha Muslim, IŞİD’in işlediği insanlık dışı uygulamalara tanık oldu. Zeliha Muslim’e göre, Şengal Katliamı’ndan sağ çıkan Êzîdî kadınlar, bugün toplumsal direnişin ve örgütlülüğün öncüsü oldu.
DAİŞ’in kadın timleri: Hesba
Zeliha Muslim, bu dönemi Nujinha’ya anlattı: “DAİŞ, kadınlara yönelik baskılarını aşırı dini kurallarla gerekçelendirerek uyguluyordu. Kadınları denetlemek için özel birimler kurmuşlardı; ‘Hesba’ adlı kadınlardan oluşan timler, kurallara uymayan kadınları takip eder ve sokak ortasında kırbaçlardı. Peçe takan bir kadın sadece gözleri göründüğü için 50 kırbaç cezası aldı ve para cezasına çarptırıldı. Bir diğer komşusu ise hasta bebeğini doktordan getirirken, bebeği yolda ağladığı için çarşafının altından bebeğini emzirmek istedi ve esnada DAİŞ mensuplarına yakalandı. Kadına seçenek olarak ya kırbaçlanmak ya da ‘ısırılmak’ sunuldu. ‘Isırılmayı daha hafif sanarak seçti. Ancak bu ‘ceza’, insan çenesi şeklinde keskin metal bir aletle sol göğsüne, kalp hizasına baskı uygulanarak gerçekleştiriliyor ve kadın hayatını kaybetti.”
Çocuklarıyla birlikte
Zeliha Muslim, DAİŞ’in kaçırdığı kadınların Reqa’ya getirilerek köleleştirildiğini belirtti. Êzîdî kadınların Reqa’da bir okula götürüldüğünü ve daha sonra para karşılığında DAİŞ emirlerine satıldığını söylüyor. Bu duruma sessiz kalamayan Zeliha Muslim ve eşi, büyük bir tehlike altında hayatlarını riske atarak iki Êzîdî kadını çocuklarıyla birlikte DAİŞ’in elinden kurtardı.
Zeliha Muslim, “Komşu evlerdeki hareketleri gözlemledim, onlarla konuşarak bilgi toplamaya çalıştım. Eşim de bana destek verdi. Böylece gizlice iki kadını çocuklarıyla beraber çıkarabildik” dedi
Halamı bana hizmetçi yaptılar
Zeliha Muslim, kurtardığı kadınlardan birinin yaşadıklarını ise şöyle anlattığını aktarıyor: “Katliam sırasında bazı kadınlar öldürüldü, bazıları dağlara kaçtı. Biz ise kaçırılıp Reqa’ya getirildik ve zindana atıldık. Gece vakti bir emir geldi, parmakla beni işaret etti. Beni satın alıp almayacağına karar vermek için çıplak kalmamı istedi. Direnmeme rağmen üzerimdekileri zorla çıkardılar. 15 gün onun yanında kaldım, ardından başka bir emire satıldım. O kişinin eşi ve çocukları vardı. Fiziksel ve psikolojik şiddet ile her gece tecavüze uğradım. Dört ay boyunca bu böyle sürdü. Sonra benimle evleneceğini söyledi ve bana bir hizmetçi getirdi. Ancak o hizmetçinin benim halam olduğunu ve çocuklarıyla birlikte getirildiğini görünce yıkıldım. Bu emir, Til Temir’de öldürüldü.”
Tehditlere rağmen vazgeçmediler
Zeliha Muslim ve eşi bu kadını da güvenli bir şekilde, Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ve Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) denetimindeki bölgeye ulaştırmayı başardı. Ardından iki kadını daha kurtardılar. Zeliha Muslim’in bu çabalarına katılan bazı arkadaşları yakalanarak infazla tehdit edildi. Kendisi ve eşi de DAİŞ tarafından takibe alındı. Tüm bu risklere rağmen yılmadılar ve kısa sürede 12 kadını ve 13 çocuğu kurtarmayı başardılar. Ancak ardından DAİŞ, Reqa’daki tüm Kürtlerin kentten çıkarılmasına karar verdi. Zeliha ve eşi önce Kobanê’ye, oradan da Serêkaniyê’ye geçti.
Medya HTŞ’nin infazlarının örtbas ediyor
Zeliha Muslim, katliamdan sağ çıkan Êzîdî kadınların bugün toplumlarını savunan, örgütleyen ve yöneten öncüler haline geldiklerini vurguladı. Ayrıca Süveyda ve Lazkiye’deki Dürzi ve Alevilere yönelik saldırıların da Şengal Katliamı’yla benzerlik taşıdığını belirterek şunları söyledi: “Özellikle kadınlara ve çocuklara karşı gerçekleştirilen infazlar, Şengal’de yaşananlarla birebir örtüşüyor. Dünya bu katliamlara göz yumdu, medya da gerçekleri örtbas etti. Oysa HTŞ cihatçılarının gerçekleştirdiği infazlar, Şengal’den farklı değildi.” REQA













