Faşizminden kurtulmanın yolu açılmıştır

Forum Haberleri —

❏

  • Altılı Masa’nın dağılmaması ve HDP’nin bilinçli, etkili kitlesi toplumda büyük bir umut ve sinerji yaratmış durumda. Erdoğan’ı artık ne OHAL ne de diğer karanlık senaryolar kurtarır.

ZEKİ AKIL 

Türkiye’de siyasi gelişmeler hız kazanmayı sürdürüyor. Deprem sonrası basın ve siyasi çevreler daha çok yıkımın sonuçlarıyla ilgilenmek zorunda kaldı. AKP-MHP faşist hükümeti ise yüzbinlerce insanın enkaz altında kalmasından sorumlu olduğu için gündemin değişmesi için fırsat kolluyordu. Yıkılmış bölgelerde halkın feryadı ve öfkesi yankılanıyordu. Stadyumlarda bile hükümet istifa sloganları yankılanmaya başladı. Kadınlar sokakları şenlendirdiler. Hükümetin yaptığı şey ise bildik yalan, demagoji ve baskıyı artırmak oldu.

Hükümet seçimleri ertelemenin yollarını aradı. Ancak yasal dayanağını bulamadı. Muhalefet partileri buna yanaşmadı. Erdoğan her koşulda iktidarı elde tutmak hırsından ve arayışından vazgeçmedi. Yirmi yıldır iktidarda ve depreme karşı hiçbir önlem almadı. Bu büyük yıkım ve ölümlerden sorumlu oldukları halde kimse çıkıp istifa etmedi. Altılı Masa olarak adlandırılan partiler de toplanıp cumhurbaşkanı adayını belirleyecekti. Ancak son anda Meral Akşener masadan çekildiğini açıkladı. Bu açıklama siyasi dengelerde bir deprem sarsıntısı yarattı. Çünkü aylar süren görüşmeler yaptılar, ortak programlar hazırladılar, yol haritasını belirlediler. Topluma bu iş oldu, anlaştık algısı yarattılar. Adayın belirleneceği toplantıda böyle bir çark doğal olarak etkili oldu. Görüşmeler sonucu Akşener yine masaya döndü.

Akşener yoğun bir istifa dalgasıyla karşılaştı. Erdoğan kazanırsa kendisinin suçlanacağını iyi gördü. Ayrıca partisi eriyecek, giderek tasfiye olacaktı. AKP-MHP ittifakına katılsa partisini yine aynı akıbet bekliyor olacaktı. Türkiye’nin çok kritik bir süreçten geçtiği açık. Bir dönem daha Erdoğan’ı başta tutmanın topluma faturası çok ağır olacak. Farklı oyunlar ve manevralarla oyalanacak bir zaman değil.

Akşener, Altılı Masa’da demokrasi alanını daraltma rolünü üstlendi. Bahçeli hükümetin başına nasıl ki, kayyım olarak atandıysa Akşener de muhalefetin başına atanan bir kayyım oldu. Akşener masaya döndükten sonra bile ''HDP masaya getirilemez, bakanlık vb. verilemez'' diyor. Açık ki, bu söylemin demokrasiyle bir ilgisi yoktur. Erdoğan toplumu ayrıştırıyor, muhaliflerini ötekileştiriyor diye eleştiriyorlar. Ama kendisi de HDP için aynısını yapıyor. Kendisi hükümete katılabilir, etkinlik kurabilir, bakanlıkları paylaşabilir. Ama onun gibi bir parti olan ve milyonlarca oy almış HDP’ye bunlar yasak, verilemez diyor. Akşener’e oy veren vatandaşların oyları geçerlidir ama onun seçmenleri gibi Türkiye’nin vatandaşları olan HDP seçmenlerinin oyları hükümette yer almak vb. için geçerli değildir.

Türkiye’de sorunların anası Kürt sorunudur. Türkiye’yi yönetenler ve politika yapanlar bu gerçeği kabullenmek ve yüz yıllık inkar, imha politikasından vazgeçmek zorundalar. Bu zihniyet değişmedikçe Türkiye’nin önü açılmaz. Demokrasi yerleşmez. Meral Akşener de Kürt sorununu konuşa konuşa çözmek yerine vuruşa vuruşa çözmek çıkmazında. Muhalefet partileri de bu formattan çıkamadılar. On binlerce insan yaşamını yitirdi. Hesabı yapılamayan maddi kayıplar var. Bu bir kader değil. Savaş ve inkar yerine diyalog ve demokratikleşme tercihi yapılsaydı Türkiye şimdi herkes için yaşanır bir ülke olurdu. Politika alanı bu kadar daralmaz ve Erdoğan gibi bir diktatör ve faşist rejim tehlikesiyle boğuşmazlardı.

Erdoğan seçimlerden kaçamadı. Ancak HDP’yi kapatma ve etkisizleştirme oyunlarını sürdürüyor. Tam seçim arifesinde AYM’yi yine devreye koydular. Seçim takviminin işlemeye başladığı ortamda HDP’den savunma isteniyor. Partiyi kapatma kararı verdiklerinde HDP başka alternatif kullanamaz, aday bile gösteremez hale gelsin oyunu oynanıyor. AYM seçim oyunlarına alet oluyor. HDP’nin isteği üzerine kararı seçim sonrasına erteleyebilirlerdi.

Faşist iktidar ne yaparsa yapsın HDP’yi ve seçmenlerini etkisiz hale getiremeyecektir. Büyük bir bedel ödemiş, bilinçli bir kitle var. Emek ve Özgürlük Bloku oluşmuş. Her koşulda bu güç iktidardaki faşist güruha kaybettirmenin bir yolunu bulacaktır. Ayrıca Altılı Masa’nın dağılmaması ve HDP’nin bilinçli, etkili kitlesi toplumda büyük bir umut ve sinerji yaratmış durumda. Erdoğan’ı artık ne OHAL ne de diğer karanlık senaryolar kurtarır. Suudilerden dilendiği birkaç milyar dolar ve Putin’in desteği de Erdoğan’ı kurtaramaz. Deprem için dışarıdan gelen ve içeride toplanan yardım paraları da Erdoğan’a nefes olamaz. Erdoğan gelen yardımlara göz dikmiş. Bol bol inşaat yapıyoruz deyip bunu hem seçim propagandasının malzemesi yapmak hem de TOKİ ve müteahhitleri eliyle ceplerini şişirmek için fırsat olarak kullanacaklar.

Bütün demokrasi güçleri daha atak ve örgütlü hareket ederek bu faşist güruhu bir enkaz gibi Türkiye’nin üzerinden kaldırmak göreviyle karşı karşıyalar.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.