Gelenek, 126 yıldır sürüyor

Mehmet Ali Ertaş

Mehmet Ali Ertaş

  • Kurdistan gazetesinin yayımlanmasının üzerinden 126 yıl geçti. Kürt basını, 126 yıldır dört sömürgeci devletin tüm baskı, sansür, yasak ve saldırılarına rağmen varlığını sürdürdü, son 20 yıldır da giderek büyüdü.

Xwebûn gazetesi editörlerinden Mehmet Ali Ertaş, Kürt basınının da büyük bir direniş verdiğini belirterek, "Her daim bu mirasa sahip çıkmalı ve büyütmeliyiz" dedi. 

Kurdistan gazetesinin ilk sayısınının çıkarılmasının üzerinden 126 yıl geçti. Mısır’ın başkenti Kahire’ye sürgün edilen Mîqdat Mîdhat Bedîrxan ve arkadaşları, 22 Nisan 1898'de gazetenin ilk sayısını çıkardı. Osmanlı’nın baskıları nedeniyle gazete, 6. sayıdan itibaren Cenevre’de çıkarılmaya başlandı. Kürtçe, Kürtçe-Türkçe olmak üzere çıkarılan gazeteye dönük baskılar nedeniyle 20-23 arası sayıları Londra, 24-29 arası sayıları Folkston’da, 30 ile 31 sayıları ise tekrardan Cenevre’de yayımlandı. Osmanlı tarafından yasaklanan gazete, gizli yollardan Kürt bölgelerinin yanı sıra Şam-Adana yörelerinde ve Avrupa’da dağıtıldı. Kurdistan gazetesinin çıkarıldığı tarihten bu yana Kürt basınına yönelik baskı politikaları değişmedi; Kürt gazetecilerin baskı, yasak ve sansüre karşı direnişi de 126 yıldır devam ediyor. Bu gazetelerden biri de haftalık Kürtçe yayın yapan Xwebûn gazetesi. Gazetenin editörlerinden Mehmet Ali Ertaş, MA'ya konuştu.

Kürtçe gazetelerin ilk olarak Türkiye sınırları dışında yayınlandığını hatırlatan Ertaş, bu süreci şöyle anlattı: “Üç hamle var. İlki Kurdistan gazetesinin yayınlanmasıdır. Ardından 15 Mayıs 1932’de Celadet Elî Bedirxan, Cegerxwîn ve Osman Sebrî tarafından Hawar gazetesi yayınlanmış. Üçüncü hamle ise İstanbul’da Apê Musa ve Gurbetelli Ersöz öncülüğünde başlamış. Mazlum Doğan öncülüğünde Serxwebûn gazetesi yayınlanmış.” 

Kürt gazeteciliği, Kürt'ün haykırışıdır

Kürtlerin direnişleriyle birlikte gazeteciliğinin de geliştiğini vurgulayan Ertaş, Kurdistan gazetesinin yayınlandığı dönemde Bedîrxanların Osmanlı'ya karşı direniş başlattığını hatırlattı. Ertaş, “O zaman da Kürtler sürgün edilmişti. Kahire’ye sürgüne gönderilen Kürtler, orada Kürt gazeteciliğine başladı. O günden bugüne Kürtler üzerindeki baskıların sürdüğünü görüyoruz. Sesini dünyaya duyurmak için de gazeteciliği önemsemiş Kürtler. Neden önemlidir? Kürtler her zaman baskılara, inkâr ve imha politikalarına maruz kaldığından ötürü sesini bir şekilde dünyaya duyurmalıydı. Dilini, kültürünü, tarihini dünyaya ve kamuoyuna duyurmalıydı. Bu yüzden diyebiliriz ki; Kürt gazeteciliği Kürt'ün sesi, haykırışı anlamına da gelir” dedi. 

1990'lı yıllarda yeni aşama

Kürt basınının da 1990’lı yıllarda Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'nin gelişimiyle yeni bir aşama kat ettiğini ifade eden Ertaş, Kürt halkının dilini, kültürünü sahiplenmesinde Kürt basının önemli rolü olduğuna işaret etti. “O dönemlerde basın çok gelişmemişti, sadece gazeteler vardı” diyen Ertaş, “1990’dan günümüze Yeni Ülke, Özgür Ülke, Yeni Gündem, Özgür Gündem ve bunların yanında Kürtçe olarak Welat, Azadiya Welat yayınlandı. Bugün onlardan alınan miras Xwebûn ve diğerleriyle devam ediyor. Kürt öÖzgürlük Hareketi geliştikçe halk diline, kültürüne ve basınına sahip çıktı” şeklinde konuştu.

Daha güçlü örgütlenmeliyiz

Kürt basınının, Kürt halkının sesi, gözü, dili olduğuna dikkat çeken Ertaş, şöyle devam etti: “Bir ulusta gazetecilik gerilerse o toplumun hafızası da geriler. O toplumun tarihi unutulur ama bir halkta gazetecilik gelişince gözü kulağı açık, olup bitenden haberdar olur. Kürt gazetesi istediğimiz düzeyde değil. Evet, birçok yönde gelişmiş ama yeterli değil. Türkiye’deki gençlerin çoğu Türkçe konuşup gazete okumuyor. Bu konuyu hep beraber ele alıp çözebiliriz. Bunun hem politik yönü var hem kültürel hem de toplumsal yönü var. Bu açıdan Kürt dil ve kültürü üzerine çalışmalar yürüten tüm kurumlar Kürt gazeteciliğini sahiplenmeli. Bizler de basın olarak daha güçlü örgütlenmeliyiz.” 

Baskılar bugün de sürüyor

Özgür Basın’ın her dönem devletin baskılarıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Ertaş, 1990’lı yıllarda Kürt gazetecilerin katledildiğini hatırlattı. Kürt gazetecilerin 2000’li yıllara kadar katledilme tehditleri altında Özgür Basın’a sahip çıktıklarını; sonrasında ise tutuklamalarla baskıların sürdüğünü dile getiren Ertaş, günümüzde ise tutuklama, engellemenin yanı sıra sansürle baskıların devam ettiğini ifade etti. Ertaş, “Alanda doğrudan gazeteciye müdahale ediyorlar. Fotoğraf makinesi ve kameralarına el koyuyorlar. Gözaltına alıp tehdit ediyorlar. Onları bir şekilde engelliyorlar. Gazetecilerin gitmek istediği alanları yasaklıyorlar. Fiziki engeller bugün çok fazla” dedi. 

Bu mirasa sahip çıkacağız

Ertaş, herkesin Kürt gazeteciliğini sahiplenmesi gerektiğini belirterek, şunları ekledi: “Apê Mûsa ve Gurbetelli’ye borçluyuz, Mazlum Doğan’a borçluyuz. Bu yüzden biz de her daim bu mirasa sahip çıkmalı ve büyütmeliyiz. Bir halk için basın olmazsa olmazdır. Her Kürt daha çok Kürtçe okumalı ve gelip basın çalışmalarında yer almalı.” AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.