Gençler Netanyahu’ya öfkeli

Dünya Haberleri —

.

.

  • Müslüman nüfusun en yüksek olduğu şehirlerden biri olan Duisburg’da çoğunlukla 14-20 yaş arası öğrenciler arasında yaptığım röportaj ve anket çalışması da ortaya çıkardı ki, gençler ana akım medyanın ifade ettiğinin aksine antisemitist değil ancak Netanyahu’ya öfkeli.

GÖZDE GÜLER

Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırıyı fırsat bilen Almanya, karanlık geçmişini aklamak için ülkede yaşayan Müslümanları kriminalize ederek günah çıkarmaya çalışıyor. Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser, 2 Kasım’da attığı bir tweette Hamas’ı ve ona yakınlığıyla bilinen Filistinli Esirlerle Dayanışma Ağı'nı (Samidoun) yasakladığını duyurdu. Hamas’ın, Avrupa Birliği (AB) tarafından da terör örgütü olarak kabul edildiğini belirtti.  Berlin’den Essen’e Almanya’nın birçok kentinde çoğunlukla Müslümanların katıldığı eylemleri sosyal medya platformlarında çok sert bir dil ile eleştiren siyasetçiler, Hamas’ı destekleyen Türkiye gibi ülkeler ile ilişkilerini ise yakın tutmayı sürdürüyor. 
Alman siyasetçilerin hemen hemen hepsinin üsluplarında ezber bir şema hakim: ‘İsrail’in yanındayız ve antisemitizme karşıyız.’ Bu cümlelerde yanlış bir şey yok elbette ancak atlanan birkaç detay var. İsrail vatandaşlarının yıllar sonra Almanya’da korku içinde yaşamaları asla kabul edilemez. Bir tarafı ‘kurban’ rolüne sokarken asıl ‘kurbanların’ üstü örtülüyor. Die Zeit Gazetesi’nde yayınlanan bir habere göre Almanya federal polisine 2 binden fazla antisemitizm ideolojisine sahip saldırı bildirilmiş. Essen’de düzenlenen eyleme 3 bin kişi katılmış ve Filistin’i destek bahanesi altında İslamcı terör propagandası yapılmış. Başlıklar birkaç haftadır bu yönde. Dolayısıyla ülkede atmosfer gergin. 
Haklı veya haksız meselesi değil burada olan. Elbette bu savaşı bahane edip Cihadist örgütlenme çalışmaları yapan gruplar hatta örgütler var. Ancak siyasetçiler ve ana akım medya, bu durumu sağ popülist siyasetin lehine kullanarak toplumu bölüp bir yandan da bu örgütlere mesafesini koruyan Müslümanları kriminalize ediyor. NRW eyaletinde yaşayan yaklaşık 1 buçuk milyon Müslümandan 3 bini HAMAS için eylem yapıyorsa eğer, bunun sebebi 11 Eylül 2001’den bu yana kullanılan üslup, Ortadoğululara uygulanan ötekileştirme politikası ve kontrolsüz cami kurumlarıdır. 

***

Müslüman nüfusun en yüksek olduğu şehirlerden biri olan Duisburg’da farklı insanlarla (çoğunlukla 14-20 yaş arası öğrenciler) yaptığım röportajlar ve ufak anket çalışmasında ortaya çıktı ki, gençler ana akım medyanın ifade ettiğinin aksine antisemitist değil ancak Netanyahu’ya öfkeli. 16’sı kadın 16’sı erkek 32 katılımcıya sorulan (Arap, Alman, Türk, Kürt) “Antisemit misin?” sorusuna yüzde 84.38’ı “hayır” yanıtını verdi. “Hamas’ı destekliyor musun?” sorusuna ise yüzde 28.13’ü “evet” derken yüzde 46.88’i “hayır” ve yüzde 25’i “Ne destek veriyorum ne de vermiyorum” diye cevap verdi. “Hamas’ı özgürlük hareketi olarak mı görüyorsun?” sorusuna ise yüzde 43.75’i “evet”, yüzde 34.38’i ise “hayır” dedi. 

Hamas’ı TikTok’tan duymuşlar
Yaptığım çoğu  görüşmede katılımcılar Hamas’ı yeni duyduklarını (TikToktan) belirtirken örgüte dair tek bildikleri İsrail’e karşı olmaları. Görüştüğüm 32 kişinden 24’ü Netanyahu’yu “savaş suçlusu” olarak tanımlarken üç kişi tersini, 5 kişi ise Netanyahu’nun kim olduğunu bilmediğini kaydetti. 
Görüştüğüm kişilerin 25’i bir eyleme katılmadıklarını ve katılmayı düşünmediklerini belirtirken yalnızca iki kişi Hamas için eyleme katıldığını söyledi. Bunun yanı sıra 25 öğrenci, kendilerini Müslüman oldukları için dışlanmış hissettiğini dile getirdi. Daha yaygın bir anket çalışması da benzer sonuçları gösterecektir muhtemelen. 

***

Vefa adına başlayan Apartheid
Geçtiğimiz haftalarda iltica edenlerin Alman Ceza Yasası’ndaki 129’uncu maddeyle yargılanmaları halinde sınır dışı edilebileceğinin planlandığını yazmıştık. Bu yasanın tam bu süreçte çıkması birçok insan için tehlike oluşturuyor. Siyasetçiler yazdıkları tweetler ve kullandıkları üslupla İsrail’e olan vefa borcunu öderken milyonlarca yurttaşını ötekileştiriyor ve öfkelendiriyor. Ötekileşmenin, işsizlik, bilgisizlik ve eksik olan aidiyet hissi gibi sonuçları olacak. Almanya’da yaşayan 84 milyon insanın 5 milyonu Müslüman. Bu insanlar vergi ödüyor, oy veriyor; kaç nesildir Almanya’da yaşıyor. İsrail’e vefa borcu ödeyeceğiz diye verilen destekle yeni bir Apartheid süreci başlatılıyor.
Eylemler yapılıyor ama… Buradaki büyük ‘ama’yı es geçmemek gerek. Siyasetçiler ve ana akım medya bu ‘ama’yı kullanmak yerine insanları kışkırtıp halklar arasına fitne sokmaya çalışıyor. Barış dili, bir tarafı tutup diğer tarafı görmemek değildir. Hele diplomasi, hiç değil. İnsan ölümlerin yarıştırıldığı bir yerde barış değil çıkarlar söz konusu olur.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.