Halil Dağ’ın gözünden ‘Dağın yürüyüşü’


6 film ve günlükler...
Özgür Kürt basının temsilcilerinden biri olan Uysal, ayrıca Kürdistan’ı, Kürt gerillasını anlattığı çok sayıda makale kaleme aldı. Son olarak da Botan günlüklerinden derlenen anıları “Botan’ın Günlüğü Beni Bağışlayın” adıyla Mezopotamya Yayınları’nda çıktı. Uysal gerillada yaşadığı anılarını, 1998 yılında yayınladığı “Halil’in Gözü” adlı kitabında toplamıştı. Halil Uysal’in çektiği ve şu ana kadar yayınlanmış filmleri ise şöyle: Eyna Bejnê (Boy Aynası), Tirej, Dema Jin Hezbike, Nepaniya Rûye Me Firmeskên Ava Zê (Zap’ın Gözyaşları), Ein Lied für Zagros (Zagros için bir şarkı) ve son olarak 2006 yılında Beritan filmi oldu.
Savaşın en kızgın anlarını görüntüledi
Gerilla yaşamına tutkunluğunu, bu anlayışla kamerasının kadrajına giren her gerilla şahsında, gerillayı yansıtan her foto karesinde biraz da kendisini yansıttığını yazdığı makalelerle dile getiren Uysal,1995 yılından 2008 yılına kadar Kürt özgürlük mücadelesi saflarında bulundu. Halil Uysal, savaşın en kızgın alanlarında savaş muhabirliğini yaptı. PKK gerillaların Türk Ordusu ile girdiği birçok çatışmayı görüntüleme ve fotoğraflama şansını buldu. Sinema sanatının yanında savaş muhabirliği yapan Uysal, PKK’nin Türk Ordusuna ait helikopteri uçaksavarla vurduğu anı görüntüleyerek mesleki başarısını herkese kabul ettirdi. Kürt halkı, Uysal’ı gerilla yaşamını konu alan filmleri ve çektiği gerilla fotoğraflarıyla tanıdı.
Dağlar onu, o dağları çok sevdi
Gerilla yaşamından esinlenerek 6 uzun-kısa metrajlı film ve en son 2006 yılında çekilen Beritan filmiyle adından söz ettiren Halil Uysal, Botan yolculuğuna hazırlandığı günlerde kaleme aldığı makalesinde bu yolculuğa gidişini şu cümlelerle dile getiriyor: “Şimdiye kadar bende eksik kalan bir türlü karşılığını veremediğim tek şey kuzeyin dağları ve insanları oldu. O dağlara ve orada yaşayanlara henüz borcumu ödemedim. Onlardan ve o mekânlardan çok şey aldım. Ama bir türlü istediğim biçimde karşılığını veremedim. Fotoğraf makinem ve kameram dağları ve gerillasını çok zaman fotoğrafladı. Ama kuzey girmedi henüz kadrajlarıma. Şimdi oraya borcumu ödemek için gidiyorum. Kuzeyin dağları, taşları, akarsuları, gerillaları beni bekliyor. Yıllardır beni bekliyor. Ancak yola çıkabildim. Geç de olsa borcumu mutlaka ödeyeceğim. Çünkü ben o dağlardan ve o insanlardan eşsiz bir hayatı armağan aldım. Ve onlar için de görevimi yerine getireceğim. Benim de onlara verecek mutlaka bir şeyim olacak.”
FERHAT ARSLAN/DİHA /ÊLÎH
