BM Mexmûr’a dönmesin diye!

Dosya Haberleri —

Mexmûr

Mexmûr

Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak kampa yönelik son saldırıları ve bu saldırıların yaşama olumsuz etkilerini gazetemize değerlendirdi:

  • Bir hafta önce çocukların etrafında oyun oynadığı bir ev hedef alındı. Hedef alınan ev, barışın sağlanması, katliamların durması için çalışma yürüten barış annelerinin eviydi. BM, Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı yetkililerini Mexmûr Kampı’nda çalışma yürütmeleri için görevlendirdi. Tam da bu dönemde saldırının yapılması elbette manidardır.
  • BM kendini uzak tutarak kampa Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı yetkililerini gönderdi. Kimlik tespiti yapıldıktan sonra, kampı yeniden mülteci statüsüne kavuşturmak için bölgeye döneceklerini belirtiyorlardı. Tam da bu çalışma yürütülürken böyle bir saldırı gerçekleşti. Saldırının amacı Mexmûr’u kriminalize etmek ve BM’nin kampa dönmesini engellemek.
  • Saldırılar ve ambargo en çok çocukları etkiliyor. 3-4 yaşındaki çocuklar ses duyduklarında ağlıyor, panikliyor. Çocuklar devamlı “Acaba keşif uçakları uçuyor mu” diye yukarı bakıyor. Her ufak seste keşif uçağı sanıp koşarak dağılıyorlar. Ambargoyla beraber eğitim ve beslenme konusunda da yine en çok çocuklar etkileniyor.

ERKAN GÜLBAHÇE

Yıllardır Türk devletinin hedefindeki Mexmûr’a yönelik hava saldırılarının ardı arkası kesilmezken ilk saldırı 2017 yılında başladı. 2019’da ise KDP ile yapılan iş birlikleri neticesinde kampa dönük ambargo başladı. KDP-MİT ortaklığı, Mexmûr halkının Güney Kürdistan’ın il, ilçe ve köylerine giriş ve çıkışlarını yasakladı; kampın etrafına çit çekti, yetmezmiş gibi halkın mallarına el koyma girişimleri oldu. Halkın yaşam mücadelesi sürerken 18 Temmuz 2019’dan bu yana ise kampa yönelik 14 hava saldırısı gerçekleştirildi. Bu saldırılarda 10 kişi katledildi, en az 12 kişi yaralandı. Türk devleti en son 10 ve 16 Eylül tarihlerinde kampı hedef aldı. Bu saldırı, kampı koruma adı altında kuşatan ve 24 saat gözetleyen Irak devlet güçlerinin gözleri önünde gerçekleşti. BM’nin talebiyle Irak heyetlerinin kampı ev ev dolaşarak nüfus sayımı yaptığı bir esnada oldu. Mexmûr’a dönük saldırıları, ambargoyu ve tüm baskılara karşı verilen kesintisiz mücadeleyi Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak ile konuştuk.

  

Filiz Budak

Mexmûr Kampı kurulduğu günden bu yana saldırı altında. En son 2023 yılında HPG açıklama yaparak resmen Mexmûr’dan çekildiğini duyurdu. Buna rağmen Türkiye’nin saldırıları devam ediyor. Bu saldırılar ne anlama geliyor?

1994 yılından bu yana sürgünde yaşayan Mexmûr halkı ilk günden itibaren birçok defa saldırı ve katliama tabi tutuldu. Her saldırı için bir gerekçe oluşturdular. Bu gerekçelerin hiçbiri gerçeği yansıtmıyordu; hepsi yalan ve hile üzerineydi. 2014 yılında Irak merkezi hükümeti, Mexmûr Kampı sakinleri ve Güney Kürdistan hükümetinin çağrıları üzerine HPG ve YJA Star gerillaları Mexmûr’a bağlı Qereçox bölgesine gelerek kamptaki sivilleri DAİŞ’e karşı korudu. Çok sayıda şehit verdi, bedel ödedi. Türk devleti ve yandaşları gerillanın burada kalmasını hazmedemedi ve saldırılarını arttırarak sürdürdü. İnsansız hava araçlarıyla okulların etrafı, çocuk parkları, camiiler, evler direkt olarak hedef alınarak bombalandı. Çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Bu saldırılar boyunca kamp, askeri bir kamp olarak lanse edilmeye çalışıldı.

Bu gerekçeleri ortadan kaldırmak amacıyla HPG ve YJA Star 2023’ün Ekim ayında resmi bir açıklama yaparak kamp etrafından çekildiklerini belirtti. Ancak Irak hükümeti, Güney Kürdistan hükümeti ve Türk devleti gerillaların Medya Savunma Alanları’na çekildiğini çok iyi bilmesine rağmen saldırılarını sürdürdü. Çünkü asıl amaçları Demokratik Ulus Paradigması çerçevesinde kendisini örgütleyen kampı dağıtmaktı. Daha bir hafta önce çocukların etrafında oyun oynadığı bir ev hedef alındı. Hedef alınan ev, barışın sağlanması, katliamların durması için çalışma yürüten barış annelerinin eviydi.

Bu saldırılar bizim için şunu ifade ediyor; sen Kürtsen, devlet politikalarını kabul etmiyorsan, zulme ve zorbalığa karşı duruyorsan, her zaman Türk devletinin hedefi olacaksın. Eğer sen devlete teslim olmuyorsan ve özgür bir yaşam istiyorsan, dilini konuşmak, kültürünü yaşamak, kimliğini savunmak istiyorsan devlet zulmü ve katliamıyla karşı karşıyasın. Kürtlere karşı çok geniş bir saldırı konsepti hazırlanmış. İster Rojava’da, ister Güney Kürdistan’da, ister Şengal’de, Kuzey Kürdistan’da ve hatta istersen dünyanın farklı bir ülkesinde ol eğer bu konsepti kabul etmiyorsan ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'ne sempati duyuyorsan her zaman hedefsin. Kendini dünyaya Kürt kimliğinle kabul ettirmek için mücadele ediyorsan, Önder Apo’nun fikirlerini, demokratik, ekolojik ve kadını özgürlükçü paradigmayı savunuyorsan işgalcilerin saldırılarının hedefindesin.

Bu saldırılar Mexmûr Kampı’nda oluşturulan düzeni ortadan kaldırmak için yapılıyor. Mexmûr Kampı, Kürtlerin ilk defa bir sistem oluşturarak güç haline geldiği yerdir. Düşman için en büyük tehlike Kürtlerin geliştirdikleri fikir ve ideoloji etrafında örgütlenerek kendini yönetmesidir. 30 yıldır Mexmûr’da Kürtler örgütleniyor, direniyor, kendini eğitiyor, savunuyor ve kültürünü yaşıyor. Bir anlamda zulme, zorbalığa, katliama, Türk devletinin Kürtler için çizdiği çizgilere karşı Mexmûr’da radikal direniş gösteren Kürt var. Tam da bu nedenle Mexmûr Kampı 30 yıldır Türk devletinin hedefinde.