HDP mitinglerle başladı

•  HDP'nin Amed ve İstanbul mitingleriyle seçim çalışmalarına da başladığını söyleyen HDP Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, “Çok net bir şekilde bu seçimin AKP-MHP’nin son seçimi olduğu mesajını verdik. Dolayısıyla bu bir başlangıç” dedi. 

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

HDP Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, ittifak çalışmalarının sadece partileri değil, tüm demokratik muhalefet paydaşlarını kapsadığını belirterek, açıklayacakları deklarasyonun da temel ilkeleri barındıran önemli bir stratejik belge olacağını söyledi. 

HDP, Amed'in ardından İstanbul’da “Çözüm Bizde Savaşlara ve Sömürüye Hayır” şiarıyla miting düzenlendi. Mitinglerin ardından gazetemize konuşan HDP Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, Amed ve İstanbul’u özellikle seçtiklerini belirterek, bu mitinglerin gelişen savaş politikalarına ve Türkiye halklarını inim inim inleten sömürü düzenine karşı duruş ve olduğunu söyledi. Temel, “Amed ve İstanbul’u bilinçli tercih ettik. Biri Kürdistan’ın kalbi olan bir kent, diğeri de sömürü düzeninin, açlığın, yoksulluğun ve aynı zamanda rantçıların halkı en fazla sömürdüğü bir merkez. Dolayısıyla bu iki yerde savaş ve işgal politikalarına, yoksulluğa ve sömürüye, başta Kürt halkı olmak üzere bütün halklar tepki gösterdi. Biz bunu ilk tepki olarak ele alıyoruz. Bunun devamını çeşitli planlamalarla gerçekleştireceğiz” dedi.  

İktidara net mesajlar

Her iki mitingde de verilen mesajın çok net olduğunu vurgulayan Temel, “AKP’nin savaş politikalarını terk etmesi gerekiyor. İşgal politikalarına karşı direnen bir halk gerçeği var; dolayısıyla çözümün savaş, katliam, sivilleri öldürme, Kürt coğrafyasını işgal ve ilhak etmekte olmadığını yüksek sesle ifade etti. Bütün bileşenlerimiz ve demokrasi güçleri, Türkiye’de bu düzenin süremeyeceğini haykırdı; yapılacak seçimde iktidarı göndereceğinin mesajını verdi” şeklinde konuştu. 

AKP-MHP'nin son seçimi

Amed ve İstanbul mitingleriyle HDP’nin esasen seçim çalışmalarını başlattığını belirten Temel, “Yapılan mitinglerle halkımıza ve dostlarımıza bir kez daha çok net bir şekilde bu seçimin AKP’nin ve MHP’nin son seçimi olduğu mesajını verdik. Dolayısıyla bu bir başlangıçtır" dedi.

7 partiden ibaret değil

Temel, HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın “Demokrasi İttifakı'nı deklarasyonu" açıklamasına atıfta bulunarak, şöyle devam etti: “Şimdi hazırlıklar yapılıyor. Kurdî ve Türkiye sol-soyalist partileriyle bir araya geldik. Dolayısıyla mevcut iki ittifaka Türkiye halklarının mecbur olmadığını, bu iki ittifakı aşan bir gücün çözüm modelinde buluşabileceğini gösterdik. Kendisini de deklare edecek. Bizim ittifakımız ismini koyacak ve bunu kamuoyuna duyuracak. Dolayısıyla o isimle Türkiye’nin dört bir yanında çalışmalarına başlayacak. Bunu kamuoyuyla paylaşacak. Bu ittifak sadece partilerden ibaret değil, bununla beraber bütün toplumsal kimlikleri, halkları, emek güçlerini bu ittifaka katarak dalga dalga büyüyecek ve Türkiye’nin gerçek çözüm perspektifini ortaya koyacak bir ittifak halini alacak.” 

Adaydan önce strateji

Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına ilişkin HDP’nin adaydan önce bir seçim stratejisinin belirlenmesi gerektiğine  işaret eden Temel, şu ifadeleri kullandı: “Şimdi adaylardan önce strateji belirleniyor, dolayısıyla açıklanacak deklarasyon bu konuda önemli ipuçları verecek. Kendi adayımızı çıkarıp çıkarmamayı o aşamada ittifak bileşenleri ile tartışmış değiliz, ancak bu tartışmaların zeminini yaratacak bir deklarasyon hazırlığımız var.” 

İki ittifaka da mecbur değiliz

Açıklayacakları deklarasyonda 6’lı masa ya da Millet İttifakı’na özel olarak verecekleri bir mesajın olmadığını dile getiren Temel, şöyle devam etti: “Türkiye’nin kendilerine ve ortaya koydukları çözüm modeline mecbur olmadığı ortada. Dolayısıyla iktidarın nasıl gönderileceği, Türkiye sorunlarının nasıl çözüleceğini ittifak olarak hem muhalefete hem de iktidara deklare edeceğiz.”

Çözüm projeleri olmalı

Diğer ittifak ve partilerin de Kürtlerle temas kurdukça, Kürtlerle buluştukça belki Kürt hakikatini daha iyi anlayabileceğini kaydeden Temel, şunları ekledi: "Ama bunu bir program ve plan çerçevesinde geliştirirlerse anlayabilirler. CHP liderinin Kürdistan gezisi daha çok propaganda ve bir seçim faaliyeti gibi gözüküyor. Bizim temel talebimiz şudur; Kürt sorununu tanımlama, boyutlarını tanımlama, çözümünün ne olacağını büyük bir projeyle ortaya koyma temelinde nasıl yüzleşeceğinin de etraflıca ele alındığı bir program. Diğeri sadece oy kaygısıyla yapılmış adımlar olarak tanımlanacağından daha önce denenmiş yöntemleri aşamayacaktır. Kürt sorununun her boyutuyla ortaya koymadan ve çözüm perspektifi geliştirmeden sağlanan temasın samimiyi sorgulanır.”