HDP’yi ezmeye çalışıyorlar
Forum Haberleri —

.
- Erdoğan-Bahçeli faşizmi halka göz açtırmak istemiyor. Türkiye’yi batırma noktasına getirdiler.
ZEKİ AKIL
Faşist Erdoğan-Bahçeli ve Ergenekon ittifakı Kürt halkına ve demokratik güçlere saldırmaya devam ediyor. Kısa bir süre önce HDP’nin elinde kalan tek il belediyesi olan Kars’a da alel acele el koydular. Kendi yasalarını ve bütün demokratik kuralları bir tarafa atarak tam bir arsızlıkla oyun ve komplolarını sürdürüyorlar. Şimdi de Diyarbakır’daki HDP binalarını basıp kalan yöneticilerini topluyorlar. Suç yoksa türetmek kolay. Nasıl olsa içişleri bakanı işin içinde. Polis, savcı, mahkeme ve basın emirlerinde, istihbarat tam teşekküllü iş başında.
Devleti yönetenler farklı partilerde veya görüşte olan vatandaşlarını düşman kategorisine koyuyor. Onları yasal yollardan veya siyasi yöntemlerle durduramayınca devletin açık, gizli güçlerini deveye sokuyorlar. Yani devlet görevlileri ve iktidarda olanlar kendi vatandaşlarına karşı komplo tertipliyorlar. Ayhan Bilgen, Kobanê bahanesiyle gözaltına alınır alınmaz hemen Kars belediyesine çullandılar. Belediye meclisi içlerinden birini başkan yerine görevlendirebilir diye hemen meclis üyelerini de görevden aldılar. Valiyi kayyım diye atadılar. Ortada bir olay, bir suç yoktu. Belediye eşbaşkanı ve meclis üyelerinin hiçbir yasa dışı işe karıştığı görülmemişti. Ayhan Bilgen’in tutuklanmasıyla aynı ana denk gelecek toplu bir suç olmamış, duyulmamıştı. Meclis üyelerinin yasa dışı işleri olsa polis ve istihbarat bir saniye bile beklemez tepelerine binerdi. Bakanlığın ve hükümetin yaptığının açık seçik bir tertip ve komplo olduğu aşikardı.
Altı yıl öncesine ait Kobanê protestolarını bahane edip HDP’nin yöneticilerini tasfiye ediyor, hapislere dolduruyorlar. Talimatın Erdoğan’dan geldiği çok açık. Tertibi gizleme veya kamufle etme ihtiyacı da duymuyorlar. Erdoğan basın önünde HDP’yi hedef aldığını söylüyor. HDP’ye yönelik saldırı ve tasfiye operasyonları “Çöktürme Planı’nın” bir parçasıdır. O planda hızla belediyelere el konulması yazılıydı. HDP’nin icabına bakılması gerektiği gayet net belirtilmişti. Şimdi yapılanlar o plana uygundur. Sur, Nusaybin ve Cizre gibi yerler devlet güçleri tarafından yıkıldı ve mahalleler boşaltıldı. Yüzlerce insan dünyanın gözü önünde katledildi.
Bütün bunlar ‘’Çöktürme Planı’nın” gereğiydi. O planda ne kadar insanın öldürüleceği, yaralanacağı, ne kadarının göçertileceği asgari düzeyde belirtilmişti. Kürt halkı ve kazanımları bertaraf edilecek, bütün örgütleri dağıtılacaktı. Bunlara paralel olarak da muhalefet ve demokrasi güçleri etkisizleştirilecek, faşizm hakim kılınacaktı. Suriye ve Irak’a saldırılar ve işgal girişimleri bu planın bir parçasıydı.
Türkiye’nin Bahçeli aklıyla yönetildiği artık herkes tarafından biliniyor. Bahçeli ne diyorsa o oluyor. Bir zamanlar Erdoğan, Fetullah hareketi için aynı şeyi yapıyordu. Onlara serzenişte bulunurken “ne istediler de vermedik’’ diyordu. Şimdi de Bahçeli ne diyor da olmuyor! Bir gün birbirlerine girerlerse Erdoğan aynı cümleleri Bahçeli için de kuracak!
Erdoğan faşizmi HDP ve muhalefete saldırarak, terörize ederek politikayı etkisizleştirmeye ve saptırmaya çalışıyor. Politika halkın tartışma ve sorunlarını çözme, kendisini yönetme alanıdır. Faşist yönetim ise halkı politikanın dışına atmak, ırkçılık ve milliyetçilikle uyuşturarak sürüleştirmek istiyor. Bu açıdan politika alanını etkili kılmak, halkı aydınlatmak ve örgütlenmekten asla vazgeçmemek gerekir.
Kürt halkı ve demokratik güçler sürdürülen saldırı ve operasyonların içeriğini doğru okumalıdır. Tehlike büyüktür. Ne olacak, zaten hükümet yıllardır operasyon yapıyor, insanları tutukluyor, korkutup yıldırmaya çalışıyor, deyip geçmemek gerekir. Sorun bunun ötesindedir. Faşist yönetimlerin karakterinde yalan, komplo vardır. Nazilerin 3. Reich’ı yakması ve ardından gelen felaketler, düzenlenen komplolar biliniyor. Erdoğan da 15 Temmuz darbe girişimini Allah’ın bir Lütfü olarak değerlendirmişti. OHAL ilan ederek yüz binden fazla insanı devletten temizlemişti! 15 Temmuz darbe girişimi aydınlanmış ve dönen dolaplar açığa çıkmış değildir. Bu oyunları tertipleyenler devletin etkin yerlerinde ve iş başındalar.
Erdoğan-Bahçeli faşizmi halka göz açtırmak istemiyor. Türkiye’yi batırma noktasına getirmişler. Karabağ’da savaşı tertiplediler. Suriye’de kirli bir savaş yürütüyorlar. Irak’ta savaşı kalıcılaştırmaya ve yaymaya çalışıyorlar. Libya’da savaşı derinleştirip durumu ağırlaştırdılar. Halktan topladıkları vergileri savaşa ve çetelere aktarıyorlar. İçeride savaş, dışarıda savaş. Bu da faşizmin hükmetme biçimidir. Bu açıdan savaşa karşı olan ve bu faşist yönetimden zarar gören bütün güçlerin duruşunu gözden geçirmesi gerekir. Etkili ve kararlı bir direniş örgütlenmek zorunlu. Anti faşist güçlerin birliği ve dayanışması olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Yoksa faşistler terör ve komplolarını, karanlık oyunlarını sergilenmeye devam ederler.