İfade özgürlüğüne 299 yıl hapis cezası

Merve Kurhan - Mümtaz Murat Kök

Merve Kurhan - Mümtaz Murat Kök

  • Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), ifade özgürlüğü davalarında bir yılda toplam 299 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı. 

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

MLSA, 1 Eylül 2021- 20 Temmuz 2022 tarihleri arasında Norveç Kraliyeti Dışişleri Bakanlığı ve Özgürlük için Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Ofisi’nin (FNF) desteğiyle devam ettirdiği programın yıllık raporunu yayımladı. 23 farklı şehirde görülen 210 davanın 446 duruşmasının izlenmesi ile elde edilen verilere göre; gazeteciler, en çok haberleri ve sosyal medya paylaşımlarının delil olarak gösterildiği davalarda “terör” suçlamalarıyla yargılandı. Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine açılan davalarda artış olduğu belirtilen raporda, savcılıkların ve ilk derece mahkemelerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını uygulamadıklarına da dikkat çekildi. Raporda, ayrıca ifade özgürlüğü davalarında verilen hapis cezalarında radikal bir artış gözlemlendiği belirtildi.

Yargılamalara ‘terör’ kılıfı

Rapora göre gazetecilerin “terör” suçlamalarıyla yargılanması devam etti. “Örgüt propagandası” suçlamasının 62 davada yöneltildiğine yer verilen raporda, 143 gazetecinin bu suçlamayla yargılandığı kaydedildi. “Örgüt üyeliği” suçlamasının yöneltildiği 44 davanın 38’inde gazetecilerin yargılandığına dikkat çekilen raporda 132 gazetecinin bu suçlamayla hakim karşısına çıktığı paylaşıldı. Rapordaki verilere göre; bu davalarda en çok gazetecilerin yazdıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları suçlamalara delil olarak gösterildi.

18 gazeteci Erdoğan’a hakaretten

Bir yıllık dönemde 34 kişinin “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan 29 davada yargılandığı paylaşılan raporda, bu davaların da en çok gazetecileri hedef aldığı belirtildi. Rapora göre 18 gazeteci, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Bu suçlamanın yöneltildiği 19 davada yalnızca sosyal medya paylaşımlarının delil olarak sunulduğuna dikkat çekilen raporda, 14 davada bu delillerin AYM’nin 19 Şubat 2020 tarihli kararıyla Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmederek ilgili yasa maddesini iptal ettiği “sanal devriye” yöntemi ile elde edildiği belirtildi. Raporda AYM kararından sonraki tarihlerde hazırlanan ve “sanal devriye” yöntemiyle elde edilen delillere yer verilen 8 iddianamenin, mahkemeler tarafından kabul edildiği paylaşıldı.

 

 

Barışçıl eylemlerden 800 kişiye dava 

Rapora göre; bir yılda 800 kişi, Anayasa’nın 34. maddesi ile herhangi bir izne tabi olmaksızın düzenlenmesi garanti alınan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldıkları için “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Aralarında Cumartesi Annelerinin de olduğu 328 aktivist bu suçlamayla yargılandı. 285 öğrenci, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamaları üzerine başlayan protestolara açılan 9 farklı davada bu suçlamayla hakim karşısına çıktı.

Raporda barışçıl gösteri, eylem ve yürüyüşlere açılan davaların bazılarında söz konusu eylemlerin “kanunsuz” olduğuna kaymakamlık veya valiliklerin aldığı keyfi yasaklama kararlarının ve salgın döneminde İl Hıfzıssıhha Kurullarının “kamu sağlığı” gerekçe gösterilerek aldığı toplanma yasağı kararlarının dayanak olarak gösterildiğine yer verildi.

Cezalarda ciddi artış var 

Raporda ifade özgürlüğü davalarında verilen hapis cezalarında ciddi bir artış gözlemlendiği kaydedildi. İzleme döneminde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildiği belirtilen raporda, 36 kişiye farklı davalarda verilen hapis cezalarının, AİHM’in verdiği ihlal kararlarına konu olan TCK 220/6, 220/7, 299 ve TMK 6/2, TMK 7/2 maddeleri uyarınca verildiği vurgulandı.

Mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek müebbet hapis cezasına çarptırılan gazeteci Rojhat Doğru ve 2020'de beraat ettiği suçtan hiçbir delil olmamasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Osman Kavala‘ya verilen ağır cezalara da raporda yer verildi.

AİHM kararları görülmüyor

Rapora ilişkin MLSA Dava İzleme Koordinatörü Mümtaz Murat Kök ve MLSA avukatlarından Merve Kurhan ile konuştuk. MLSA Dava İzleme Koordinatörü Kök, rapordaki en önemli sonuçlardan birisinin ifade özgürlüğü davalarında ciddi bir cezalandırma iradesinin olduğunu, sadece 41 davada 67 kişiye 300 yıla yakın hapis cezası verildiğinin altını çizdi. Hiç açılmaması gereken davalarda bu cezaların verildiğini vurgulayan Kök, “İlk derece mahkemeleri AİHM kararlarını dikkate almıyor. Siyasi irade bu yönde olduğu için savcı ve hakimler de AİHM karalarını dikkate almıyor” dedi. Gazeteci davalarında yöneltilen suçlamaların başında “Örgüt üyeliği”, “Örgüt propagandası” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” geldiğini anımsatan Kök, şunları söyledi: “Gazetecilerin haberleri ve sosyal medya paylaşımları delil olarak gösteriliyor. Son 5 ay içinde tutuklanan 25 Kürt gazetecinin sorgu aşamasına da girdik. Gazetecilerin sorgusunda sorulan tek şey yapılan haberler ve haberlerde kullanılan dil. Gazetecilerin çalıştıkları kurumlar da suçlamalara konu ediliyor.” 

Yargı susturmak için kullanılıyor

MLSA Avukatlarından Merve Kurhan ise basının yargı eliyle susturulmaya çalışıldığını söyledi. Gazeteci yargılamalarında mahkemelerde hakim ve savcıların tavrının çok kötü durumda olduğunun altını çizen Kurhan, “Hakim ve savcıların uluslararası sözleşmelerden, AİHM’in verdiği güncel karalardan maalesef ki haberleri yok. Cumhurbaşkanına hakaret konusunda AİHM’in Vedat Şorli kararı var. Bu kararı birçok yargılama dosyasına sunmamıza rağmen mahkemeler bu konuda maalesef hiçbir ara karar bile kurmuyor. Salt bu örnek bile yargılama makamlarının ifade özgürlüğüne karşı bakış açısını özetler durumda” şeklinde konuştu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.