İktidar, ölüme terk ederken kadınlar dayanışmayı büyüttü

8 Mart İstanbul Mitingi

8 Mart İstanbul Mitingi

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devleti ve AKP-MHP iktidarının halkları ölüme terk ederken, kadınların öncülük ettiği çok anlamlı bir toplumsal dayanışma ve destek örneğinin sergilendiğini vurgulayarak, "Bu 8 Mart’la kadınlar, deprem bölgeleriyle dayanışma içinde olmaları, toplumsal dayanışmaya öncülük ederek büyütmeleri oldukça önemlidir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Bütün değerlerin, büyük bedellerin, direniş ve dayanışmanın bir sonucu olarak yaratıldığı hatırlatılan açıklamada, “8 Mart’ı yaratan ve anlamlı kılan da kadının direnişi ve mücadelesi olmuştur. İnsanlığı umutlu kılan ve yaşamın döngüsünü sağlayan kadının bu tarihsel direnişidir. Kadının her türden sömürünün karşısında duran ve tüm insanlık için özgürlüğü öngören duruşu, tüm tarihe damgasını vurmuştur” denildi.

Erkek egemen aklın hile, aldatma ve komplo yöntemleriyle kadın üzerinde kurduğu egemenlikle birlikte insanlık tarihine sömürü ilişkileri girmeye başladığına işaret edilen açıklamada,  egemenlik ve sömürünün başlamasıyla birlikte direniş ve mücadelenin de başlayıp günümüze kadar sürdüğü kaydedildi. Kadının, ilk egemenlik altına alınmak istenen ve sömürülen cins, sınıf, ulus olmanın yanında aynı zamanda ilk direniş tutumunu geliştiren cins, sınıf, ulus olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Kadının egemenlik ve sömürüye karşı direnişi tüm destanların, türkülerin, mitoloji ve sanatın esas konusu olmuş, erkek egemen sistemin gizleme ve çarpıtma çabalarına rağmen tarihe damgasını vurmuştur. Kadının toplumun ve doğanın özgürlüğünü ifade eden bu direnişi daha sonra gelişen ve yaygınlaşan tüm direnişlere kaynaklık etmiştir. Günümüzde kadının egemenlik ve sömürüye karşı toplumsallığın korunması ve yaşamın özgürleşmesinde yaptığı öncülük, bu tarihsel gerçekliği kanıtlamaktadır.

Kadına çok boyutlu saldırı

Kapitalist modernite sistemi toplumsallığı en çok hedefleyen ve sömürüyü derinleştiren bir sistemdir. Bu yönüyle erkek egemen sistemin en gelişmiş biçimidir. Kapitalist sistemin kadına ve kadının doğasına bu denli saldırması toplum düşmanı karakterinden dolayıdır. Kadın yaşamı, paydaşlığı ve toplumsallığı ifade ettiğinden bu erkek egemen sistem tüm bu duyguları yok etmek, toplumsallığı tümüyle bitirmek için kadına yönelik çok boyutlu saldırılar geliştirmektedir. Kapitalist modernitenin kadın doğasına dayattığı erkek egemen kültür, baskı, sömürü ve katliamı sahte özgürlük algısıyla örterek kadın düşmanı gerçeğini gizlemeye çalışmaktadır. Büyük bir çarpıtma olan bu durum erkek egemen aklın hile, aldatma ve komplocu gerçeğini yansıtmaktadır. Kapitalist modernite bırakalım özgürlükçü olması, en sömürücü ve köleci sistem olmayı ifade etmektedir. 8 Mart kapitalist modernitenin bu gerçeğini en yalın şekliyle ortaya koymuştur. 8 Mart erkek egemen aklın ve düzenin aşılmasını kapitalist sistemin yıkılmasıyla olacağını bize göstermiştir. Günümüzde kadının bu bilinçle ve bu çizgi doğrultusunda direnişini büyütmesi ve en gelişmiş erkek egemen sistem olan kapitalist sistemi reddetmesi ve aşması, yaşamı, toplumsallığı ve insanlığı özgür kılacak yegâne yol ve mücadeledir.

Kurdistan devriminin kadın özgürlükçü çizgisi

Önder Apo tüm modern ve geleneksel yaklaşımları reddederek kadın doğasını anlama ve kadınla doğru yaşama çabası içerisinde olmuştur. Önder Apo’nun bu yaklaşımı ve çabası onu kadın özgürlüğünde derinleşmiştir. Önder Apo toplum özgürleşmesinin ancak kadının özgürlüğüyle olabileceğine ve yaşamın bu şekilde anlamlı kılınabileceğine inanmış, bundan dolayı da kadının irade haline gelmesi, öz bilincine kavuşması için büyük bir çaba ortaya koymuştur. Öyle ki Önder Apo çalışmalarını ve öncülük ettiği devrimi, kadın devrimi olarak tanımlamış, paradigmasını kadın özgürlüğüne dayandırarak kadına olan yaklaşımını ortaya koymuştur. Önder Apo’nun bu yaklaşımı Kurdistan devriminin karakterini belirlemiş, Kurdistan devriminin kadın özgürlükçü bir çizgide gelişmesini sağlamıştır. Önder Apo, kadın özgürlükçü paradigmasını sadece Kürt kadınları için değil, bütün kadınlar için geliştirmiştir. Zaten bundan dolayı dünyanın her yerinde kadınlar Önder Apo’nun fikirlerine ilgi duymakta, fiziki özgürlüğünün sağlanması için aktif bir mücadele içerisinde olmakta ve sahiplenmektedir. Önder Apo, her türden erkek egemen yaklaşımı ve yaşamı reddettiği, kadın özgürlüğüne dayalı yeni bir yaşam arayışına girdiği ve bunun mücadelesini verdiği için kapitalist modernite güçlerinin hedefi haline gelmiştir. Dolayısıyla kadınların Önder Apo’yu sahiplenmede öncülük etmesi çok anlamlıdır. Biz Önder Apo’nun özgürlüğünü kendi özgürlükleri olarak görüp sahiplenen kadınların bu anlamlı çabalarını çok değerli gördüğümüzü belirtiyor ve kutluyoruz.

Mücadelenin öncüsü kadındır

Hareketimiz Önder Apo’nun ortaya koyduğu bu paradigma temelinde kadın özgürlükçü bir çizgide mücadele etmekte, özgür ve anlamlı yaşamın kadının özgürleşmesinde olduğuna inanmaktadır. Günümüzde bilinç, irade ve örgütlülüğü gelişen kadın, insanlığın özgürleşme mücadelesine öncülük eden bir düzeye ulaşmıştır. Bunun en somut örneği Rojhilatê Kurdistan ve İran’da kadının tüm toplumun özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesine öncülük etmesidir. Artık her yerde toplum kadın etrafında bir araya gelmekte, özgürlüğünü kadının özgürlüğünde görmektedir. Günümüzde toplumsal mücadelelere öncülük eden kadın bizlerin özgürlüğe çok yakın olduğunu göstermektedir. İnanıyoruz ki iradeleşen, örgütlenerek mücadelesini büyüten kadın, yaşamı özgür kılacak; sömürü düzenini ortadan kaldıracaktır. Erkek egemen sistemin en gelişmiş biçimi olan kapitalist modernitenin artık toplumu ve doğayı yaşanılmaz kıldığı ve tümüyle çürümeyi yaşadığı bir süreçte böyle bir hedef gelecek zamanların değil, bugün ulaşılacak bir amaç haline gelmiştir.

Toplumsal dayanışmanın da öncüsü

Bilindiği gibi 6 Şubat'ta Kurdistan merkezli büyük bir deprem yaşanmıştır. Türk devleti ve faşist AKP-MHP iktidarı halkları ölüme terk ederken kadınların öncülük ettiği çok anlamlı bir toplumsal dayanışma ve destek örneği sergilenmiştir. Bu dayanışma örneği aslında kadınların ve halkların ne kadar da büyük bir potansiyele sahip olduğunu, kendi öz ve özgür yaşamlarını ve yönetimlerini kuracak güçte olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Bu 8 Mart’la kadınlar, deprem bölgeleriyle dayanışma içinde olmaları, toplumsal dayanışmaya öncülük ederek büyütmeleri oldukça önemlidir. Yine her zamandan daha fazla erkek egemen sisteme, bu sistemin faşizm ve her türlü versiyonlarına karşı mücadele içinde olduklarını görüyor ve selamlıyor. Bir kez daha 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü tüm dünya kadınlarına kutluyor, bu vesileyle Jin Jiyan Azadî şiarıyla özgürlüğe yürüyen kadının direnişini ve mücadelesini selamlıyoruz." BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.