Özsavunma olmadan yaşam olmaz
Kadın Haberleri —

Berfîn Nurhaq
- Kadın her koşul ve durumda, işgal saldırıları olsun veya olmasın örgütlenmeli ve özsavunmayla kendini korumalıdır.
- Eğer kurumlar görevlerini doğru örgütleselerdi, bugün Kürdistan sokaklarında işgalciler bu kadar rahat dolaşamazdı.
BERFÎN NURHAQ
Evrenin oluşumunda özsavunma içgüdüsü tüm canlılarda vardır. İnsanlık tarihinde de her türlü saldırıya karşı kendini koruma duygusu en önde gelen içsel reflekslerden biri olmuştur. Özellikle kadınlar şahsında özsavunma belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Bu da erkek zihniyetinin saldırganlığının yarattığı bir sonuçtur. Kadın her zaman özsavunma pozisyonunda kalmıştır. Zaman zaman kırılmalar yaşansa da kadın her zaman kendi mücadelesini örgütlemeye çalışmıştır. Kürdistan’da da bu gerçeklik özellikle YJA Star gerillaları şahsında daha net görünüyor. Kadına yönelik saldırı ve şiddeti asla kabul etmeyen YJA Star gerillaları tarihi direnişleriyle toplumsal değerlerin bastırılamayacağını kanıtladı.
Toplum içinde mücadele zayıf
Kürdistan’da, Ortadoğu’da ve dünyada kadına yönelik büyük bir saldırı var. Bu da iktidar kültüründen geliyor. AKP faşizmi en fazla kadına ve gençlere saldırıyor. Özel savaş yöntemiyle toplumsal iradeyi egemenliği altına almayı hedefliyor. Bu saldırılara karşı mücadele su ve ekmek kadar gereklidir. Bu mücadelenin öncülüğünü kadın yapmalıdır. Bir yerde şiddet-tecavüz, fuhuş, kadın cinayetleri ne kadar fazlaysa orada bu uygulamalara karşı özgürlük mücadelesi yürütülüyordur. AKP faşizmi kadınlara yönelik saldırılarını daha da artırdı. Bir tarafta mücadele ve özgürlük arayışı var ama diğer tarafta zayıf bir mücadele yürütülüyor. Toplum içinde de mücadele zayıf. Eğer toplum içinde mücadele üst düzeye çıkarsa, işgalci güçler kolay kolay saldıramaz. Türkiye ve Kürdistan’daki bu kadar yoğun saldırının sebebine bakmak gerekir.
İstatistik çıkartma mücadele değil
Kadınları korumaya dönük kurumlar da var. Bazı kurumlar sadece insan hakları adı altında istatistik tutuyor. Bu ay şu kadar kadın öldürüldü, şu kadar polisin tecavüzü oldu, şu kadar jandarma kadınlara karşı toplu işkence yaptı vb. Altı aylık, bir aylık sayılar açıklıyorlar. Sadece istatistik çıkarmak yeterli değil; bu mücadele değildir. Mücadele düzeyini güçlendirmek ve işgalci güçleri zayıflatmak gerekir. Eğer mücadele zayıf kalırsa saldırılar da devam eder. Kurumlar var ama görevlerine uygun hareket etmiyorlar. Mücadele adı altında aslında mücadelesizlik ortaya çıkıyor. Bu nedenle polis sokaklarda genç kadınlara ve annelere yönelik baskıyı artırıyor. Eğer kurumlar görevlerini doğru örgütleselerdi, bugün Kürdistan sokaklarında işgalciler bu kadar rahat dolaşamazdı.
Onların duruşu yaşam perspetifimiz
40 yıllık Kadın Özgürlük Hareketi mücadeleyi büyütüyor. Kürdistan dağlarında her türlü işgal saldırısına karşı savaş yürütüyor. Bir tarafta YJA Star gerillaları şahsında tarihsel bir direniş sergileniyor; diğer tarafta ise kadınlara karşı saldırılar artıyor. Devrimde kadının öncü rolü artık daha da belirginleşti. Heval Zîlan bu öncü kahramanlardandır. Bakûr’da doğup büyüyen bir yoldaştır. Dêrsim dağlarında gerillacılık yapmıştır. Bir askeri törende bedenini bombaya dönüştürerek yaşamını feda etti. Yine fedai yoldaşlarımızdan heval Berîtan (Gülnaz Karataş) vardır. Teslimiyete karşı son mermisine kadar savaşmıştır. Düşmanın eline geçmemek için silahını kırmış ve kendini kayalıklardan aşağı bırakmıştır. Heval Berîtan, Zîlan, Sema Yüce, Sakine Cansız ve binlerce direnişçi kahraman bu toplumsal gerçeklik içinde ortaya çıkmıştır. Onların duruşu bizim için yaşam perspektifidir.
Su ve ekmek kadar değerli
Kürdistan’da özsavunma kültürü vardır. Bu da hareketimizin direniş tarihinde kanıtlanmıştır. Toplumda kadın, daha derin bir bilinçle ‘Nasıl yaşamalı?’ sorusunu düşünmek zorundadır. Önder Apo’nun perspektifi de böyledir: Eğer bir kadın ya da herhangi biri devrime başlamak ve sonuç veren bir mücadele yürütmek istiyorsa, ilk olarak sorması gereken temel soru ‘Nasıl yaşamalı?’ sorusudur. ‘Nasıl yaşamalı?’ sorusunun cevabı kişinin özsavunma yolunu görebilmesidir. İnsan, özgürlüğü anlamlandırmak için birçok tanım yapabilir; ancak işgale karşı özgürlük varlığını inşa etmek ve korumaktır. Özgürlük bilimi, anlamak ve bilince varmakla oluşur. Anlamak, bilincin bütünleşmesidir. Kendini var etmek ve varlığını korumak için özsavunmayı öne çıkarmak gerekir. Kadın her koşul ve durumda, işgal saldırıları olsun veya olmasın örgütlenmeli ve özsavunmayla kendini korumalıdır. Özsavunma olmadan yaşam olmaz. Eğer bir insan yaşamak istiyorsa, varlığını korumak için özsavunma şarttır.
Özsavunmanın gelişmesi için kadının kendi tarihini bilmesi gerekir. Hem geçmiş dönem tarihini hem de son 40 yıllık mücadele tarihini bilmelidir. Bu nedenle kadın için özsavunma su ve ekmek kadar gereklidir. Toplumda yaşayan bir kadın her şeyden önce erkek egemen zihniyetinin ne olduğunu ve kendini nasıl örgütlemesi gerektiğini bilmelidir; bu bilinci geliştirmelidir. Kadın, iktidar kurumlarını iyi analiz etmelidir. Böyle olursa özsavunmasını geliştirebilir. Özsavunma için mekan nasıl olmalı, nasıl yaklaşılmalı, nasıl geliştirilmeli, yöntemi nedir vb. sorularının hepsine kolayca cevap bulabilir.
Kadınlar yaratılan değerleri korumalı
Kürdistan dağlarında sadece Kürt kadınları için değil, 40 yıldır tüm dünya kadınları için mücadele ediyoruz. Arap, Türk, Fars, Alman, Êzîdî kadınları, genel olarak tüm kadınlar silahlarını kuşanmış ve savaşmaktadır. Erkek egemenliğine karşı mücadele etmek isteyen kadınlar, doğru yolun neresi olduğunu biliyorlar. Kuşkusuz bu kolay değildir; Kürdistan dağlarında savaşmak, faşizme karşı direnmek, polis ve jandarmanın saldırılarına cevap olmak güçlü bir duruştur. İktidar güçleri bu gerçeği inkar edemiyor ve şehirlerdeki saldırılarını artırıyor. Faşizme karşı zorlu bir mücadele gerekir. Serhildan gerekir, tepki vermek gerekir; sadece açıklama yapmak yeterli değildir.
Tarihimizde birçok serhildan vardır. 1990’larda işgale karşı büyük serhildanlar yaşandı. Özgürlük için bu serhildanlar başladı. Rehşan Demirel ve Zekiye Alkan bu süreçte öncülük ettiler. Halk o dönem özgürlük için ayaklanmıştı. Kadın kahramanların yarattığı bu değerler yine kadınlar tarafından korunmalıdır. Bu sebeple perspektifimiz şudur; her kadın kendini koruması ve örgütlenmesi gerektiğini bilmelidir. Serhildanlar kadınlar öncülüğünde gelişirse faşizm devam edemez. Böyle olursa heval Zîlan’ın, Sema’nın, Sakine Cansız’ın çizgisini sahiplenebilir ve mücadeleyi sürdürebiliriz. Ancak o zaman özgürlüğümüzü elde edebiliriz.
(YJA Star Merkez Karargah Komutanlığı Üyesi Berfîn Nûrhaq’ın şehit düşmeden önce verdiği röportajdan)












