Barış hukuku temel gündem

DEM Parti VE Gelecek Partisi

DEM Parti VE Gelecek Partisi

  • Yeni aşamanın ihtiyaçları ve hassasiyetlerinin arttığını belirten DEM Parti İmralı Heyeti'nden Mithat Sancar, sürecin merkezinde hukuki zeminin yer aldığını ifade etti. Sancar, “Yasal düzenlemeleri 'barış hukuku' başlığı altında ifade ediyoruz.  Barış hukuku, şimdi gündemimizde olan konudur."

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEM Parti İmralı Heyeti ile görüşmesi sonrası ortak basın toplantısında, Türkiye’de gerekli yasal düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki heyet ile Gelecek Partisi Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Bir buçuk saat süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşan Mithat Sancar, görüşmenin bilgilendirme ve istişare amacı taşıdığını hatırlatarak, sürecin hassasiyetine dikkat çekti. Sancar, Davutoğlu ve heyetinin söz konusu süreçlere dair deneyimlerinin de olduğunu belirterek, "Kendileri ile bu ziyarette özellikle geldiğimiz aşamanın ve bundan sonraki işleyişin ana hatlarını ve ayrıntılarını konuştuk. Artık yeni bir aşamada olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor. Biz de 2 Aralık’ta İmralı’da yaptığımız görüşmeyle ilgili bilgilendirmede bulunduk. Daha önce yaptığımız siyasi parti ziyaretleriyle ilgili de bilgi aktardık. Görüşmelerimiz de devam edecek. Bugün Sayın Özgür Özel ile bir görüşme yapacaktık fakat Gülşah Hanım’ın vefatı dolayısıyla ertelendi. Bütün camiaya baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Görüşmeyi daha sonra yeni bir tarihte gerçekleştireceğiz” dedi.

Sürecin merkezinde hukuki zemin var

Yeni aşamanın ihtiyaçları ve hassasiyetlerinin arttığını belirten Sancar, sürecin merkezinde hukuki zeminin yer aldığını ifade etti. Sancar, şunları söyledi: “Yasal düzenlemeleri barış hukuku başlığı altında ifade etmeyi uygun görüyoruz. Barış yasaları, barış yasası ve bir bütün olarak barış hukuku, şimdi gündemimizde olan konudur. Bu gündemle ilgili hem heyetin görüşlerini dinledik hem de kendi çalışmalarımızı anlattık. Siyasi mutabakat, bu süreçlerde sağlıklı yürümenin en önemli şartlarından biridir. Siyasi mutabakatın aynı zamanda toplumsal mutabakata da dayanması ve toplumsal mutabakatı büyütmesi gerekiyor. O kadar büyük dönüşüm vadeden bir süreçte hem Kürt barışı, hem Türkiye’nin tümünün barışı, hem Ortadoğu barışı hem de küresel dengelere etki açısından büyük potansiyel taşıyan bu süreçte siyasal mutabakat ve toplumsal uzlaşı hayati önemdedir. Bunu sağlamanın yolu da istişarelerdir, kamuoyunu bilgilendirmektir. Mümkün olan en geniş şekilde şeffaf yürümektir.”

Görüşmelerden sonra İmralı'ya

Söz alan Pervin Buldan da çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu: "Sayın Davutoğlu’nun geçmiş dönem tecrübelerinden yararlanmak elbette ki önemli. İkinci aşamada katkılarını ve desteklerini istedik. İkinci aşama derken elbette ki hukuksal bir zeminden bahsediyoruz. Daha önce ifade ettiğimiz barış zemininden ve barış yasalarından bahsediyoruz. O yüzden verecekleri her türlü katkının önemli olduğunu düşünüyoruz. Ziyaretlerimiz sürecek. Ziyaretlerin sonunda Sayın Cumhurbaşkanı ile de bir görüşme gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Daha sonra bir ada ziyaretimiz olacak. Ayda bir gerçekleşen İmralı Adası ziyaretinde artık gelinen aşamanın nerede olduğunu kendisi ile paylaşacağız. Bundan sonraki süreç içerisinde diyalogumuz, istişaremiz, birlikte tartışma ve eleştiri alma yöntemlerimizi dikkatle ele almaya çalışacağız.”

Davutoğlu: Süreç hızlanmalı

Türkiye, Ortadoğu ve dünyadaki dengeler için son derece önemli bir sürecin içinden geçtiklerini ifade eden Davutoğlu ise Federe Kürdistan ziyaretini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Bu kritik aşamada hepimize düşen görevler var. Üçayaklı bir süreci çok dikkatli, özenle ve iyi planlanmayla yürütmemiz gerekiyor;

* Türkiye içinde gelinen aşama. Komisyon görevini büyük ölçüde ifa etti. Şimdi Sayın Meclis Başkanı’na ve ilgili yetkililere düşen görev, partilerin raporunu en kısa sürede ve bütün partilerin görüşlerini muhtevi bir şekilde hazırlayıp kamuoyunun bilgisine sunmaktır. Sonra da yasal süreçle ilgili, hukuki zeminle ilgili ne yapılması gerekiyorsa en kısa sürede yapılması zorunludur. Sürecin en kısa sürede tamamlanması, olabilecek provokasyonların önüne geçebilmek açısından da Ortadoğu dengeleri açısından d zaruridir.

* İkinci önemli ayak tabii Kuzey Irak'ta silahsızlanma ayağı. Bu daha çok devlet kurumlarının yürüteceği bir süreçtir. O süreç ne kadar hızlı işlerse Türkiye'de hukuki zemin de o kadar hızlı işler.

* Üçüncü ve bence en kritik ayak Suriye ayağıdır. Suriye'deki gelişmeler çok kaygı vericidir. Son dönemde birkaç gün önce DEAŞ'ın Amerikan askerlerine yönelik saldırısı bir alarm niteliğidir. 10 Mart Mutabakatı çerçevesinde Suriye’nin toprak bütünlüğünü teminat altına alan ama oradaki Kürt kardeşlerimizin demokratik haklarını da gözeten bir formülü mutlaka hayata geçirmesi lazım. Türkiye’nin de fiilen katkıda bulunucu bir rol üstlenmesi gerekir. Kastım askeri müdahale değil, katkıda bulunucu, tarafları bir araya getirecek bir katkıdır. Suriye’de iç barış sağlanmadan Türkiye’deki barışın bu sürecinin kırılganlığı devam edebilir. Dolayısıyla Türkiye içindeki yasal düzenlemeler süratle yapılmalıdır. ANKARA

 

* * *

AKP ile görüşme 20 Aralık'ta

DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP görüşmesinin 20 Aralık'ta gerçekleşeceği açıklandı.

Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol'un yer aldığı DEM Parti İmralı Heyeti ile AKP'nin 20 Aralık günü saat 14.00'te Meclis'te görüşeceği bildirildi. DEM Parti heyeti, sürecin ikinci aşaması görüşmeleri tapsamında DEVA, MHP ve Gelecek Partisi ile görüştü.

 

* * *

Komisyon raporu paylaşılacak

Türkiye Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını tamamlamak üzere olduğunu; nihai raporunu partilerin katkılarıyla şekillendirdiğini ve raporun uzlaşıyla kamuoyuna açıklanmasının hedeflendiğini söyledi.

Meclis'te büyükelçilerle bir araya gelen Kurtulmuş, Türkiye’nin yaklaşık 50 yılını 'terörle mücadele' (Kürtlere karşı kirli savaşı kastediyor) içinde geçirdiğini, bunun hem insani hem ekonomik ağır bedeller doğurduğunu belirtti. Bu çatışmalı dönemin Türkiye’ye maliyetinin trilyon dolarlarla ifade edilebilecek düzeyde olduğunu anımsatan Kurtulmuş, bu sorunun artık kalıcı biçimde geride bırakılması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, “Türkiye’nin bölgesel ve küresel düzeyde güçlü bir aktör olabilmesi için terör meselesinin tarihin tozlu raflarına kaldırılması şarttır” dedi.

Meclis ilk kez sürecin merkezinde

Sürecin önceki dönemlerden en önemli farkının Türkiye Meclisi'nin doğrudan devrede olması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, geçmişte siyasi iradenin dışlandığı veya sürecin sabote edildiği örneklerin yaşandığını hatırlattı. Bu kez sürecin 'milli irade'nin merkezi olan Meclis tarafından gözetildiğini ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi: “Güvenlik kurumları ve istihbarat birimleri sahadaki süreci yönetirken, siyaset kurumu da ilk kez bu meseleyi doğrudan sahipleniyor ve yönlendiriyor.”

Partilerden son katkılar alınıyor

Kurtulmuş, Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun gelinen aşamada partilerden son rapor ve değerlendirmeleri beklediğini söyledi. Komisyon'un çalışmalarını nihai bir raporla tamamlayacağını belirten Kurtulmuş, hedeflerinin bu raporun mümkün olan en geniş mutabakatla kamuoyuna sunulması olduğunu ifade etti. Kurtulmuş, “Ümit ederim ki Komisyon, ittifakla aldığı bir kararla raporunu Türkiye kamuoyuyla paylaşacaktır” dedi.

Kurtulmuş, farklı siyasi görüşlere sahip partilerin ortak bir meselede bir araya gelmesinin, Türk demokrasisi açısından önemli bir deneyim olacağını söyleyerek, sürecin kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.