İlham Ahmed: Türkiye sivilleri bombalıyor

Türk devletinin sivil halkı bombaladığına dikkat çeken Îlham Ehmed, ‘’Suriye’nin çok acil olarak hava sahasının kapatılması gerekir. Çünkü Türk devleti sivil halka yönelik katlediyor’’ diye konuştu.

YAVUZ ÖZCAN

Demokratik Suriye Meclisi’nin Eş Başkanı İlham Ahmed, Türkiye nereye girdiyse ordan çıkmıyor. Güney Kürdistan öyledir, Kıbrıs öyledir, Hatay öyledir. Türkiye burayı da işgal ederse bırakalım çıkmayı, işgal ettiği alanı daha da genişletmek isteyecektir.

Demokratik Suriye Meclisi Eş Başkanı İlham Ahmed, Kürt sorunu ve Kürdistan bu kadar dünya gündemine oturmuşken artık geriye dönüşün mümkün olmadığını belirtti. DAİŞ’e karşı savaşan ve bu savaşı kazanan Rojava’nın statüsünün tanınması gerektiğini ifade eden İlham Ahmed, ‘’Biz bunu bunu hak ettik ve dünyaya ispatladık’’ dedi.

Türk devletinin sivil halkı bombaladığına dikkat çeken Ahmed, ‘’Suriye’nin çok acil olarak hava sahasının kapatılması gerekir. Çünkü Türk devleti sivil halka yönelik katlediyor’’ diye konuştu. İlham Ahmed, sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

Türkiye kara savaşını kendi birlikleriyle mi yoksa radikal cihatçı gruplarla mı sürdürüyor, sahada nasıl bir durum var?

Türkiye bütün imkanlarını devreye koymuş bu işgal savaşını kazanmak için. Özellikle çeteleri öne sürüyor. Bunların arkasında da özel kuvvetlerini takviye olarak sürüyor. Bu topladığı tüm gruplar DAİŞ ve El Kaide benzeri gruplardır. Bunların şimdiye kadar ne vahşet yaptığını bizim kadar dünyada biliyor ve görüyor.

         

DAİŞ’in eski gücüne kavuşma olasılığı, yani yeniden canlanacak gücü var mı, QSD’nin elinde bulunan DAİŞ tutuklularının şu anki durumu nedir?

Tabi DAİŞ’in hala gücü var; kendini yeniden diriltebilir. Özellikle Derazor bölgesinde uyuyan hücreleri var. DAİŞ’in zemin var, ideolojileri var bu nedenle yeniden kendini toparlayıp güçlenebilecek durumda. Türkiye’nin saldırması ve savaşı alana yayması ve bu savaşın bunların bulundukları tüm cezaevlerine ulaşması durumunda, tüm DAİŞ tutuklularını serbest bırakabilir. Bu da durumu çok tehlikeli bir hale getiriyor. O nedenle bu savaşın bir an önce durdurulması lazım ve dünyanın daha sert bir tepki göstermesi gerekiyor.

Suriye ile yapılan anlaşma sonunda bu savaş biter mi, yoksa Türkiye bu savaşı dünyaya da gözlerini kapayarak devam eder mi?

Anlaşmaya rağmen ve anlaşmanın üzerinde günler geçmesine rağmen savaş halen sürüyor. Şimdiye kadar Türkiye nereye girdiyse ordan çıkmıyor, çıkmadı. Güney Kürdistan öyledir, Kıbrıs öyledir, Hatay öyledir. Türkiye burayı da işgal ederse bırakalım çıkmayı, işgal alanını daha da genişletmek isteyecektir. Ve bu da savaşın bitmeyeceği daha da kızışacağı anlamına geliyor.

ABD’nin geri çekilme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerikan Başkanı Trump tarafından alınan kararlar yanlış hem de büyük yanılgıdır. Bu kararların yol açacağı şey şudur: Amerika bir daha kendisine güvenen bir dost bulamayacak. Bu durum ABD’yi bir nevi tecrite sürükleyecektir. Tabii bu durum sonuçlara bağlı olarak değişebilir de. Eğer ABD yaptırım uygularsa bu, Türkiye sınırlarını çok fazla fazla aştığı anlamına gelmiş demektir. Türkiye eğer bir NATO ülkesi ve Batılı müttefik ise, Batılı değerlere bağlı ise nasıl oluyor da bizim topraklarımızda sivil katliamları yapabiliyor? Türkiye’nin savaşı yayması DAİŞ’in yeniden canlanmasına yol açar ve bu da büyük bir şer odağı haline gelmesi anlamına gelir.

Kürt sorunu ve Kürdistan bu kadar dünya gündemine oturmuşken artık geriye dönüş olur mu?

Bir geriye dönüş sözkonusu olmaz. Tam tersine Kürt sorununun çözülmesi adına harcanan çaba ve fedakarlığın, hem Kürtlerin hem de diğer bileşenlerin, Rojava ve Kuzey Suriye’nin kurtuluşu ve insanlık namına DAİŞ’e karşı savaşını bir statüye bağlama, uluslararası düzeyde tanınmasına yol açmaktır ve açacaktır. Bu bizi doğal hakkımızdır. Biz bunu hak ettik ve dünyaya ispatladık. Nitekim Kürt milleti sorun çıkarıcı bir halk değildir, aksine barış sever ve tarihi boyunca hep insanlığa değer katmıştır. Bu gerçeklik karşında insanlığın da üstüne düşeni, gereken sorumluluğu yerine getirmesi gerekmektedir. Bu beraberce ortaya koyduğumuz insani çabanın korunması adına, Kürtlere desteklerini esirgememelidirler.

Türkiye, Kürtlerin anayasa komisyonuna katılmaması için elinden geleni yapıyor. Türkiye’nin Kürt ifadesinin geçtiği her yere müdahale etmesini nasıl okumak gerekiyor?

Yeni bir Anayasa oluşturmak Suriye halkının sorumluluğunda ve Suriyelilerin işidir. Yani Kürtler ile Suriye devleti arasında bir mevzudur bu. Türkiye’nin buna karışmaya hakkı yoktur. Türk devletinin komşu bir ülkenin içişlerine müdahil olmaya hiçbir surette hakkı yoktur. Bu mesele Suriye devleti ile kendi vatandaşları arasında bir meseledir ve ancak onlar kendi sorunlarını çözer. Ancak görüldüğü gibi Türk devletinden ağır hastalıklı bir Kürt alerjisi vardır.

Hava sahasının kapatılacağı sözü verilmesine rağmen halen kapatılmamış olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet çok acil olarak hava sahasının kapatılması gerekir ki, Türkiye’nin sivil halka yönelik katliamı durdurulabilsin. Bu görev Suriye devletinin görevidir. Ya yasak koymalı ya da hava savunma sistemini devreye sokmalıdır.