İlk astronomlar Güneş ve Ay tutulmalarını yazısız nasıl tahmin etti?
Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —
- Güneş ve Ay tutulmalarının tarihi çok eskidir. Bilim insanları bu tutulmaların hesaplanmasının yazının olmadığı dönemlere kadar dayandığını düşünüyor. İlk astronomların bunu nasıl başardıkları ise tartışma konusudur.
Güney ve Ay tutulmalarına ilişkin en eski yazılı kayıtlar MÖ 2000'lerden kalma çivi yazılı metinlerde yer alıyor. Ancak sözlü gelenekler ilk insan toplumlarında astronomların Ay ve Güneş tutulmalarını yazısız bir gelenekle tahmin edebildiklerini gösteriyor.
Yeni Zelanda'daki Canterbury Üniversitesi'nden Clemency Montelle'in 2011 tarihli kitabı Chasing Shadows'a göre, tutulmalar da dahil olmak üzere astronomik olayların bilinen en eski yazılı kayıtları Mezopotamya'dan geliyor.
Montelle, Enūma Anu Enlil olarak bilinen ve 13 tanesi ay ve güneş tutulmaları hakkında bilgi içeren, MÖ 2000 ile 1600 yılları arasında derlenmiş birkaç düzine çivi yazılı tableti referans gösteriyor. Kralı kehanetler konusunda uyarmak amacıyla yazılmış bir tabletlerde hesaplamaların nasıl yapıldığı konusunda ipuçları var.
Uzun süreli gözlem verileri
Verilere göre o dönemin astronomları ay tutulmalarının yalnızca dolunay sırasında, güneş tutulmalarının ise yeni ay sırasında meydana geldiğini biliyorlardı. Daha sonra Asurlu astronomlar ay tutulmalarının ya altı ayda bir ya da daha uzun bir aradan sonra tekrarlama eğiliminde olduğunu tespit etti.
İlk astronomların tutulmaları tahmin etmede iki büyük zorlukla karşılaştığı düşünülüyor. Bunlardan ilki, tutulmaların öngörülebilir şekillerde, ancak yalnızca çok uzun zaman ölçeklerinde tekrarlanmasıydı. Birbiriyle tıpatıp aynı tutulmalar her 6585,3 günde bir ya da 18 yıldan biraz fazla bir sürede meydana geliyor ve bu döneme saros olarak adlandırılıyor. 18 yıllık saros döngüsünü tespit etmek uzun süreli bir gözlem ve iyi bir takvim bilgisinin ilk astronomlarda mevcut olduğunu gösteriyor.
Tutulmaların hesaplanması konusunda o dönemin astronomları açısından en önemli diğer zorluk ise tutulmaların Dünya’nın tamamından görülmemesi ve hemen hemen her tutulmanın küremizin farklı bölgelerinde izlenebiliyor olması. O dönemde gezegenin bir köşesine hapsolmuş Mezopotamyalılar sadece kendi bölgelerinden görülen tutulmaları gözlemleyebiliyordu.
Güneş tutulmalarının kısa süreli, Ay tutulmalarının ise uzun süreli olması nedeniyle Mezopotamyalı ilk astronomların Ay tutulmaları konusundaki hesaplamaları daha önce yaptıkları da tahmin ediliyor.