İrade savaşı

Haberleri —

İradeli insan iktidar ve devlet açısından kabul görmeyen insandır. Çünkü irade sağlam kişiliği temsil eder. İradeli kişi eşyanın gerçek doğasını anlar. Olabilecek olanı olmayacak olandan ayırır, kendini toplumsal gerçeklik içinde tanımlar ve temsil eder, özgürlüğüne sahip çıkarak sürü olmayı; egemenlik altına alınmayı, başkaları tarafından güdülen köle kişilik sahibi olmayı reddeder. İradeli kişi, örgüt ve ya halkın kendisinde de somutlaşmış olabilir. Bu özellikleri nedeniyledir ki, devlet ve diğer otoriter-baskıcı mekanizmaların hedefi haline gelir.
İrade sahibi birey, örgüt veya toplum bu açıdan iradesiz kılınmak istenir. İrade kırmanın değişik yöntemleri vardır. Kimi zaman bir kariyer, makam veya değişik rüşvetle kırılmak istenir. Olmuyorsa tehdit ve korkuyla etkisiz kılınmak istenir. O da olmuyorsa yalan-iftira, tehdit ve küçük düşürmeyle sonuç alınmak istenir. Bu da olmuyorsa basın-yayın yoluyla yıpratma yolu seçilir. Ve elbetteki toplum üzerinde etkili olan bireylerin fiziki imhası yoluyla korku ve can derdine düşürülmek istenen toplum pasifize edilmek istenir. Evi yıkılır, mal varlıklarına zarar verilir, umutsuz ve çaresiz bırakılır, yerinden yurdundan edilir, zindanlara atılır, kurumları kapatılır, yasaklar konur, içerden yıkmak için işbirlikçi dönekler oluyla kafaları karıştırılır... Kısacası bireyin, örgütün ve o örgütün dayandığı toplumun iradesizleştirilmesi için her yol denenir. Her tür ahlaksızlık, ikiyüzlülük, vicdansızlık yapılır ve en acımasız silahlarla imha yoluna başvurularak teslim alınmak istenir.
İşte Kürt halkına, önderine ve onun pratikleşmiş hali olan partisine böyle bir iradesizleştirerek teslim alma dayatılmaktadır. Bu nedenle gerillalar napalm bombaları ve diğer sözde yasaklanmış olan kimyasal silahlarla katledilmekte ve Kürt halkına ve dostlarına gözdağı verilerek, “teslim olmazsanız sonunuz böyle olur” mesajı verilmektedir. Psikolojik savaşın bu denli yükseltilmesinin nedeni budur. Bu gerçeklerin üstünün örtülmesi içindir. Basın-yayının görevi bu vahşetin üstünü örtmektir. Bu nedenle devlete uşaklık yapan basın-yayın, kimyasal silahlardan daha tehlikeli bir işlev görmektedir. Onlar kül haline getirilmiş gerilla bedenleri üzerinden para kazanmakta ve makamlarını korumaktadırlar. Katliamcı devletin suçlarını ve haksızlığını gizleyerek ve yenilgisini zafer olarak göstererek iktidara güç vermektedirler. İşte AKP bu basın silahıyla ayakta durmaya çalışmaktadır. Bir iktidar psikolojik savaşa, özel savaşa ve basına ne kadar çok başvuruyorsa, o iktidar yenilgiye o kadar yaklaşmış demektir. AKP’nin basın organlarıyla yapmış olduğu toplantılar buna işaret etmektedir. Bu bir telaşın ve korkunun ifadesidir. Gerçeklerin açığa çıkmasını istememektedir. Bu nedenle basın iktidarın başarısızlıklarını başarı olarak göstermektedir. Amaç özgürlük hareketinin tabanını daraltmak, yılgınlık, umutsuzluk ve korku yaratmaktır. İrade kırma aygıtları olan basın-yayın, diyanet, ordu- polis, eğitim kurumları vb görevi de esas olarak budur. F.Gülen’nin son fetvası da irade kırma savaşındaki başarısızlığın dışa vurumudur. İrade kırma ve teslim alma aygıtlarının yetersizliğinin bir ifadesidir.
Demek oluyor ki, tüm bu saldırılara rağmen irade savaşının direnen tarafı olan Kürt halkı, önderi ve örgütü varolmak için verdiği direnme savaşıyla, iradesini teslim etmemiş ve İrade savaşında, bütün namertçe saldırılara rağmen meşru savunmasını başarıyla sürdürmektedir. Bu direniş aynı zamanda, Türkiye’de büyümekte olan yeşil sermayenin amaçlarının olduğu kadar, ABD ve uluslararası egemen güçlerin Ortadoğu’ya dönük hesaplarının temsicisi olan AKP’nin de önünde bir engeldir. Ortadoğu’ya yayılmak ve Kürdistanı bu amaşla kullanabileceği bir alan yaparak güçlerine güç katmak isteyen yeşil sermaye ve emperyal güçler, bu nedenle AKP’yi desteklemektedirler. Ve bu nedenle AKP kürtlerin iradesini kırmak ve efendilerine layık olabilmek için zalimleşmektedir. Bu Yeni Osmanlıcılık yapan uşaklar takımı ve çapulcu sermayecilerin ahlaksızlaşmasının, kural tanımamasının ve her tür silaha başvurmasının nedeni budur. Eğer başaramazsa sonunun iyi olmayacağını gören AKP’nin telaşı ve acımasızlığı bundandır.
Ama nafile! Kürt uyanmıştır. Kürt örgütlüdür ve irade savaşını kazanan olarak zalimlere şöyle seslenmektedir:
Kürdüm ben / ne derdime kulak veren / ne de halimi soran olmadı benim / yorgunum perişanım / yaralı ve dertliyim / toprağı ilhak edilen / dört bir yana sürülen, vurulan / uykusu zehir ve sofrası gasp edilen benim / çünkü ben kürdüm / bundandır kimsesizler mezarlığına gömülmem / kimyasal silahlarla kahpece vurulmam / hangi zalim diz çöktürebilmiş ki bana / öldürsenizde ölmem / çünkü kürdüm ben / Tarih sahte kardeşliğinizin defalarca tanığıdır / duyuyormusun eey kürdün celladı sahte ve devşirme Türk / Ağrı dağının tepesine gömdüğünü sandığın Kürt / artık sana inanmamaktadır / seni ne tanrı dağının tepesinde ki hayalin ne de yol gösterdiğine inandığın bozkurt’un bile kurtarmayacaktır / çünkü sen kardeşine hala kalleşlik yapıyor ve kendi sonunu hazırlıyorsun / duyuyor musun eeey kürdün celladı sahte ve devşirme Türk! / sen tarihin sayfalarında ve Kürdün vicdanında çoktan öldün.

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.