Irkçılık ve Hanau hadisesi

Almanya’nın Hessen Eyaletinin Hanau şehrinde, gerçekleşen katliam, herkes için tehlike çanlarının çaldığını göstermiştir. Irkçılık zehrinin hiçbir yerde güven ve emniyeti sağlamadığını, bilakis insanlar arasında korku ve güvensizlik oluşturduğunu herkes görmektedir. Irkçılığın ya da diğer ismi ile, Menfi Milliyetçiliğin zararları görünenden daha fazla ve derindir. Irkçılık ve asabiyet durumunu hepimiz bilinçsizce de olsa yaşıyor/yaşamaktayız. Zehirli olan bu hastalık, Korona virüsü gibi ruhu nefessiz bırakmakta, vicdanı kilitlemektedir. Irkçılık, bazen etnisite, bazen din, bazen mezhep, bazen aşiret, bazen de cinsiyet üstünlüğü olarak karşımıza çıkmaktadır. Kendini başkalarından, köken, din ve cins olarak, üstün ve farklı görme biçiminde hayata yansır.

Örneğin; Türkçülük, kendini dünyanın hakimi, yedi düveli kılıç zoruyla fetih etmiş, herkese diz çöktürmüş, taş üstünde taş, vücudun tepesinde baş bırakmamıştır. Bir Türk dünyaya bedeldir, ne mutlu Türküm diyendir. Türkçülüğe güre üstün ırk Türklerdir. Diğerleri ise, ‘Kıro’ Kürt’tür, pis Arap’tır, ahlaksız Fars’tır, Yahudi yok edilmesi gereken varlıktır, Avrupa Hıristiyanları ise gavur ve murdardır, Ermeni yok edilmesi lazım gelendir, Rus namusunu satan Nataşa’dır.

Zehirli olan bu Menfi Milliyetçilik, korkuya kapıldığında, ise: ‘Kıro’ dediği Kürt kahramandır, mert ve dindar kardeştir, et ve tırnaktır. ‘Pis’ Arap hazreti Muhammed sav’in milliyetidir, ehli imandır ve Müslüman kardeşidir, Kürt’ün Enfal ve kimyasallarla öldürülmesinde, bulunmaz bir ortaktır.  Farslar bin yıllık komşudur, Kürt’ü ortadan kaldırmak için bulunmaz bir müttefiktir. Rus dostum Putin’dir, solcudur, sosyalisttir, Amerika ve Avrupa emperyalizmini durdurabilecek yegane kudrettir. İsrail stratejik müttefiktir, büyük ticari ortaktır, uluslararası lobicilikte kankadır. Avrupa bir medeniyet projesidir, üye olunması gereken yegane kuvvettir, refah ve huzur seviyesi yüksektir, sürgün edilen Kürt’ün erimesi ve yok olması için bulunmaz bir birliktir. Trump ve ABD stratejik NATO müttefiğidir, Kürt’ün haklarını elde etmemesi için, her talimatı yerine getirilmesi gereken yegane komutandır.

Arap milliyetçiliği: kavmi neciptir, peygamber soyudur, İslam’ın sahibidir, ehli sünnettir. Diğer Müslüman kavimler, onlara tabi olduklarında iyidir, belki cennete gider, fakat Vahabi, Selefi ve onların mezheplerinden değilse, Rafızi’dir, dinden çıkmıştır, Mürteddir katli vaciptir.

İran Fars milliyetçiliği: Şii değilseniz, İslam’a iman etmemişsiniz, boşuna ibadet ediyorsunuz, Peygamber düşmanısınız, yada ABD ve İsrail ajanlarısınız. İran Müslümanları, Şii olmadıkları için kafir ve dinsiz görürken, Rusya’nın ve Çin’in silahları ile Müslüman kanı dökmeye devam etmektedir. Çünkü o Şii olmakla herkesten daha fazla ehli imandır ve en doğru Müslümandır.

Alman milliyetçiliği: Has ari ırkıdır diğer ırklar fazlalıktır, ortadan kaldırılmalıdır.

Beyaz adam: siyahiler insan bile değiller, sadece köle olmak ve beyazlara hizmet için yaratılmışlardır.

Din Taassubu:

Müslümanlar: camilerde, yapılan nasihat ve hutbelere göre insanların en iyisi Müslüman isimli olanlardır. Hangi cürümü işlerlerse, işlesinler, sonuç itibarı ile cennetliktirler. Diğer insanların hepsi cehennemliktir.

Yahudiler: Allah tarafından seçilmiş, üstün kavimler.

Hıristiyanlar: Rönesansı yaşamış toplumlardırlar. üstün olan, gelişmiş olan onlardırlar.

 Erkekler: O her durumda kadından üstündür. Kadın ona tabi olmalıdır yoksa kadına hayat hakkı yoktur. Görüldüğü gibi, insanlık için ırkçılık ve taassup bir zehirlenmedir, tekebbürdür, iblisleşmedir. İnsani özden kopma ve uzaklaşmadır. İslam aleminde ırkçılık çok daha tehlikeli ve köklüdür. Halepçe’de, Roboskî’de, Efrîn’de, Serêkaniyê ve Girê Spî’de, İdlib’de yaşananlar karşısında hiçbir yetkilinin, ya da cemaatlerin karşı duruşu olmamıştır/olmamaktadır. Bizlerde mağdurlar ve mazlumlarla beraberiz, ırkçılık ve zulme karşıyız, mefkuresi ve ameli yoktur. Hanau’da yaşananların karşısında Cumhurbaşkanından toplumun bütün kesimlerine kadar, bu katliama karşı durduklarına şahitlik etmekteyiz. Avrupa’daki ırkçılara veryansın edenler, kendi vahşi ırkçılıklarını bütün güçleri ile desteklemekteler. Solingen de, Hanau’da yeni Zelanda’da olan ırkçı katliamlara karşı ekseriyetle, yöneticilerin ve toplum kesimlerinin duruşu ileridir. Batıdaki ırkçı saldırılar lanetlenirken, İslam alemindeki ırkçılık ve vahşet övülmektedir.

Oysa Kuran kendini üstün görme mefkuresini insanlıktan çıkma olarak tebliğ eder ve insanlık ayarlarına geri dönmemizi öğütler.

“Ey İnsanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık, tanışansınız diye sizleri kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız, insanlık ayarlarına ters düşmeyeninizdir”. (Hucurat 13)

“Ey iman edenler! Bir kavim diğer bir kavmi (Erkeklerde diğer erkeleri) alaya almasınlar; belki alay edilen kavim alay edenden daha iyidir. Kadınlarda diğer kadınları alaya almasınlar; alay edilen kadınlar edenlerden daha iyi olabilirler. Biriniz diğerini karalamasın, birbirilerinize kötü isim takmayın. İman ettikten sonra fasıklıkla anılmak ne kötüdür. Günahlarına tevbe etmeyenler yok mu, işte zalimler onlardır”. (Hucurat 11) Peygamberin Irkçılığı tarifi: “Irkçılık ya da asabiyet zulüm ve haksızlık üzerine kendi ırkına tarafgirlik yapmaktır”. (Ebu Davut, Edep 121)

Hakkı savunmak zulme karşı durmak, insanlaşmadır, zulme ve haksızlığa taraf olmak ırkçılıktır. Zulme ve haksızlığın kimden ve nerden geldiğine bakılmaksızın karşı çıktığımızda, insani ve İslami değerlere dönmüş olacağız. Böylelikle her türlü ırkçılıkta yok olmuş olacaktır.