IŞİD'leşen AKP
Toplum aylardır IŞİD zihniyetli faşist AKP’nin, Cizre, Farqin ve Nusaybin başta olmak üzere Kürt kentlerinde günleri, haftaları bulan sokağa çıkma yasaklarını ve AKP çetelerinin yaptığı katliamları tartışıyor. Yine aylardır AKP destekli IŞİD’in Kürdistan’da, Türkiye’de, Fransa’da ve dünyanın değişik yerlerinde yaptığı katliamlar gündemi dolduruyor. İşte daha birkaç gün önce geçen cuma günü Kobanê, Amed, Pirsus ve Ankara Katliamı ardından Paris’in orta yerinde 132 insanın yaşamına ve yüzlerce insanın ağır yaralanmasına yol açan büyük bir vahşet daha yaşandı.
Dikkat edilirse tarihin hiçbir döneminde kadına ve topluma karşı uygulanan şiddet, AKP-IŞİD’in ortaya çıktığı dönem kadar vahşet bir düzeye ulaşmamıştır. 21. yüzyılda neredeyse her gün dünyanın gözü önünde AKP ve IŞİD’in kollektif terörü sonucu yüzbinlerce insan Suriye’de ve Irak’ta katlediliyor, binlerce kadın tecavüze uğruyor. Yarısını kadınların oluşturduğu milyonlarca insan sefil bir biçimde göç yollarında denizlerde boğuluyor, açlıktan kırılıyor, sokaklarda rezil bir yaşama mahkum ediliyor. Binlerce Êzîdî, Hıristiyan, Şii ve Alevi kadın köle pazarlarında satılıyor. Kürtler özyönetim ilan ettiği kentlerde ve her yerde saldırıya uğruyor, kurşunlanıyor. Mezarları, ibadet yerleri bombalanıyor. Ölülerine işkence yapılıyor.
Demokratik siyaset yapan, faşizme karşı mücadele eden kadınlar hedef alınıyor, ölümle tehdit ediliyor. Geçen hafta Farqin’de HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ üst üste iki defa AKP çeteleri tarafından hedeflendi ve kıl payı ölümden kurtuldu. Hüda Kaya, Selma Irmak ve Besime Konca gibi birçok kadın vekil ağır bir biçimde darp edildi.
IŞİD’leşen çete yönetimi AKP, faşizmle iktidarını sürdürme gayreti içerisinde. Bu açıdan AKP-IŞİD faşizmine karşı mücadele eden ve direnen herkes AKP’nin baş düşmanı durumunda. Fakat ne yazık ki korkunun ecele faydası yoktur. AKP ve işbirlikçisi IŞİD’in Kürt, kadın ve demokrasi düşmanlığı bir biçimde kendi ecelleri olacaktır. Kobanê’de ve Şengal’de IŞİD’in canını alan kadınlar, Kürtler, demokratik devrimci güçler, Türkiye’de ve bölgenin dört bir yanında AKP ve IŞİD’ten hesap sormaya devam edeceklerdir.
Türkiye ve bölge toplumu özellikle son birkaç yıldır kapitalist sistemin en ucube ve en sapkın hali olan AKP-IŞİD vahşetinin hücumu altındadır. Kapitalist sistemin AKP-IŞİD şahsında somutlaşan bu ucube halini aynı zamanda egemen-sömürgeci sistemin bir çözülüş demi olarak da görmek lazım. AKP-IŞİD faşizmi bir bakıma faşist sömürgeci sistemin ulaştığı en korkunç ama aynı zamanda vardığı en son noktayı ifade ediyor. Bu nokta küresel hegemonik sistemin en faşist biçimi olan ulus-devlet sisteminin dağılma-çözülme sürecini bize gösteriyor.
Gerçekten de ulus-devlet sistemi beşbin yılı aşan iktidar-devlet sisteminin en faşist biçimidir. Bu sistemi ve zihniyeti bugün en fanatik ve en çılgın bir şekilde AKP temsil ediyor ve savunuyor. Tayyip Erdoğan’ın, "tek millet", "tek vatan", "tek dil", "tek bayrak", "tek din", "tek adam" sloganı, AKP faşizmini en açık özetleyen sözcükler olduğu kadar, çözülme sürecine giren faşist Türk ulus-devlet sistemini ayakta tutmanın çaresiz çırpınışları da oluyor.
AKP ve ittifak güçleri ne yaparsa yapsın istedikleri biçimde faşist ulus-devlet sistemini ayakta tutamayacak ve katliam politikalarını sürdüremeyeceklerdir. Artık zalim ve vahşi egemenler karşısında zihinleri berraklaşmış ve bilinçleri uyanmış özgür kadınlar, özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi veren milyonlar var. Faşizm karşısında örgütlü mücadele yürüten ve direnerek çoğalan bir toplum var. Kendi kendisini yönetmek isteyen, demokratik özyönetim sistemi için kurşunlara bedenlerini siper edecek kadar cesaret kazanmış, özgürlüğe tutkulu kahraman bir halk var.
Kadınların öncülüğünde nasıl ki bu halk, insanlık, Kobanê’de, Gre Spî’de, Hol’de ve Şengal’de AKP işbirlikçisi IŞİD faşizmini yendiyse, Cizre’de ve Farqin’de destansı direnişle AKP çete devletini hüsrana uğrattıysa, bundan sonra da direnen bu irade, özgürlüğe kalkan kadınların öncülüğünde mutlaka özgür yaşamı ve demokratik sistemi kuracaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!
