İşkenceyle deport edildi
Kadın Haberleri —

Nanaxaanım Babazade
- Yemekhane protestosu gerekçesiyle gözaltına alınan Nanaxaanım Babazade, Geri Gönderme Merkezleri’nde çıplak arama, günlerce susuz bırakılma, ajanlık dayatması ve psikolojik şiddete maruz kaldı.
- Eli ve kolu ile ayakları bağlanıp, ağzına köpeklere takılan ağızlık gibi bir aparat takılan Nanaxaanım işkence edilerek gece yarısı operasyonuyla deport edildi. Boş bir uçakta bağlı ve ağzı kapalı halde Azerbaycan’a gönderildi.
İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi ve kadın hakları, hayvan hakları aktivisti olan Azerbaycanlı Nanaxaanım (Nana) Babazade, 21 Ağustos’ta Kadıköy’de gözaltına alınarak Arnavutköy Geri Gönderme Merkezine (GGM) götürüldü. Gözaltı gerekçesi ise üniversitede katıldığı yemekhane protestosu gösterildi. Nana, Arnavutköy Göç İdaresi girişinde çıplak arama işkencesine maruz kaldı, günlerce su verilmedi, ajanlık dayatıldı, reddedince bir odada tutularak saatlerce hem psikolojik şiddet yaşadı. Daha sonra Çatalca GGM’ye sevk edilen ve orada da sayısız hak ihlali yaşayan Nana tehdit edildiği Azerbaycan’a geri gönderildi. Nanaxaanım, sınır dışı edildikten sonra Özgür Gelecek muhabiri Yusuf Çelik’e ulaşarak “Durumum iyi, Azerbaycan’dan ayrıldım ve mücadeleye devam ediyorum” dedi.
Gece yarısı hücresinden alındı
Nanaxaanım, GGM’deki sürecini şu sözlerle anlattı:“Elektronik kelepçeyle serbest bırakılma talebim için dilekçe yazdım. Ancak Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS ) koduyla ilgilenen bir memur bana, ‘Zaten mahkemeden kazanamayacaksın’ dedi. Bu konuşmadan sonra sürecim olağandışı hızlandı. Normalde insanlar orada aylarca beklerken, benim davam hemen sonuçlandı ve red cevabı geldi.”
Nanaxaanım , gece yarısı habersiz şekilde hücresinden alınarak deport edildiğini şu sözlerle anlattı: “Duştan yeni çıkmıştım, ayağımda kırmızı terliklerim vardı. Müdürle görüşeceğimi sandım ama beni doğrudan çıkış odasına götürdüler. Beş jandarma dizilmişti. O an anladım deport edildiğimi.” Eşyalarını bile alamadığını belirten Nana, “Psikiyatri ilacımı almama izin vermediler. İlacımı almadan hastaneye götürüp rapor çıkardılar, hemen ardından havalimanına sevk ettiler” dedi.
Köpek ağızlığı gibi bir şey taktılar
Nanaxaanım, deport edilmeden önce regl olduğunu ve hijyenik ped talebinin reddedildiğini söyleyerek, “Kadın personele söyledim, pedim yok dedim. Verdikleri pedin tarihi geçmişti. Mecburen onu kullandım. Çok aşağılayıcı bir durumdu” diye belirtti. Nanaxaanım, sınır dışı işlemi sırasında fiziksel şiddet ve kısıtlama uygulandığını şöyle ifade etti: “‘Elini ayağını kapatacağız’ dediler. Ters kelepçe sanmıştım ama siyah bir kumaşla tüm vücudumu sardılar. Erkek jandarma ipleri sıkıca bağladı, sadece kaplumbağa gibi yürüyebiliyordum. Ardından ‘Pişman mısın?’ diye sordular. Ben yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim, dedim.”
Yaşadıklarını “nefes alamadığım bir an” olarak tarif eden Nanaxaanım Babazade, şöyle devam etti: “Köpeklerin ağzına takılan şey gibi bir aparat çıkardılar, yüzüme geçirdiler. Nefes alamadım, panik atak geçirdim. Kadın jandarma son anda çıkardı ama arabada yine taktılar.
‘İbret olsun’ diye gösterildi
“Diğer kadın göçmenlere ‘İstediğinizle gitmezseniz böyle olursunuz’ diye beni gösterdiler. Bu çok aşağılayıcı bir andı.” diyen Nanaxaanım Babanzade, Azerbaycan’a giden uçakta yalnızca kendisiyle üç jandarmanın bulunduğunu söyledi: “Uçak bomboştu. Elim kolum bağlı, ağzım kapalı şekilde uçtum” dedi.
Mücadeleye devam ediyorum
Azerbaycan’a vardıktan kısa süre sonra ülkeyi terk etmeye çalıştığını belirten Nanaxaanım Babazade, “Pasaportumun iptal edildiğini orada öğrendim. Haberim bile yoktu. Uzun uğraşlar sonucu Azerbaycan’dan ayrıldım” ifadelerini kullandı.
Nanaxaanım Babazade, sınır dışı sürecinde yaşadığı hak ihlallerine ilişkin uluslararası insan hakları kuruluşlarına başvuru hazırlığında olduğunu belirterek, “Mücadeleye devam ediyorum” dedi. HABER MERKEZİ














