İslami Kemalizm ve Aleviler

Haberleri —

Türkiye’deki askeri kokteyl darbe girişimiyle, iç içe geçmiş bölgesel gelişmeler, her geçen gün yeni bir hareketler dizisine evriliyor. Buna bağlı olarak siyasi ve askeri alanda olası inkişaflar, daha uzunca bir süre tartışılacağa benzer. Hemen belirtmeliyiz ki; Devletin temel aygıtları üzerinde gidilen yeni revizyon denemeleri, aslında bu darbe girişiminin, AKP kadroları için gerçekten de “Allahın bir lütfu olduğuna!” alamettir! Bu darbe girişimi; siyasal İslamcıların, Cumhuriyet tarihlerinde belkide elde ettikleri en güçlü kazanımların halkasına işaret etmektedir. Çok istenen Başkanlık sistemiyle bile elde edilmeyecek boyutta, devlet yapısında başlangıç düzeyinde de olsa yeni bir rejenerasyon süreci gerçekleştirilmiştir. Asıl mühim olanı, bu yaşananların ardından Türkiye halklarını neler beklemektedir? Önümüzdeki kısa, orta ve uzun vadede Türkiye’de ne tür değişimler ortaya çıkabilir? Sözkonusu bu rejenerasyonun, Türkiye ve bölge halklarına getireceği yeni tehlikeler neler olabilir? Daha da önemlisi; Alevi sürekleri bundan nasıl etkilenecek ve Alevileri ne tür hayati riskler bekliyor olacak, benzeri sorulara nitelikli cevaplar bulmalıyız! Alevi Pirleri, aydınları, üniversite öğrencileri, araştırmacı-yazarları bu süreci, doğru okumalı ve gelecekte yaşanılacak olan değişimleri, metodik bir yöntemle çok iyi analiz ederek, önlem almalıdırlar. Farklı çözüm önerilerini geliştirerek, demokratik kamuoyuna sunmalıdırlar. Sözkonusu, güncel siyasi gelişmelerden çok kalıcı değişim-dönüşümlerdir!
Osmanlı dönemini bir kenara bırakacak olursak, yakın tarihimizde Aleviler; kendisini “laik ve sosyal demokrat” olarak tanımlayan, siyasi ifadesini CHP’de gördüğümüz aslında o tekçi anlayışın hakim olduğu Cumhuriyet döneminde bile, en acımasız soykırımlar-katliamlar ve zorunlu asimilasyonlar yaşamışlardır. Devletin tüm ilgili-ilgisiz kurum ve yetkilileri tarafından; Aleviler içinde sistematik bir şekilde yürütülen “siyasi soykırım” olarak formüle edebileceğimiz “asimilasyon politikaları” bu yeni süreçte de, işbirlikçiler eliyle hızla devam ettirilecektir. İslamcı kadrolar tarafından yeniden yapılanma sancılarını yaşayan tekçi devlet; Alevilere dıştan saldırmak, toplu katliamlar, sindirme-gözdağı verme yerine, daha çok Aleviler arasında ayartacağı işbirlikçileriyle, bu antik katmanlı, Aryenik inancın son halkasını içten fethetme yoluna gidecektir! Mezopotamya topraklarında, Ortadoğu’nun en acımasız siyasi çalkantılı ikliminde, bağlıları tarafından kendisini var eden-yaşatan Alevi inancı, bu yeni süreçte çok tehlikeli oyunlarla yüzyüze bırakılacaktır! Alevi inancını yaşayanlar, gün gelecek ki; kendi geçmişlerine-tarihlerine bile yabancılaşacaklardır! Hele yeni generasyon, mahalle baskısıyla geliştirilecek olan Türk-İslamcı-Kemalist eksende Alevice yaşayamayacaktır!
Çünkü şimdiye kadar sözde de olsa, var olduğu söylenen ulusal-devletin laik anlayışı, tepeden-tırnağa değişim yörüngesine girmiştir. Bu yeni yapılanmanın adı; “İslam Cumhuriyetin”den de öte, aslında “İslami Kemalizmin”dir. Son darbe girişimiyle birlikte CHP’nin; AKP politikalarına, başkanlık sistemine ve Erdoğan’ın tek adamlığına karşı geliştirdiği politik söylemleri yerle bir olmuştur. Her defasında devletin kurucu partisi olmakla övünen CHP’nin benzeri iç-dış politikalarındaki çöküşü, içindeki sol ve demokratların susturularak teslim alınmasıyla sonuçlanmıştır. CHP’nin içindeki bu kesimin, Baykal-Kılıçdaroğlu politikaları çizgisine hapsedildiği aşikardır. Başta CHP olmak üzere, sözde ulusalcı-sol, laik kesimlerin darbe girişiminin akabinde AKP tarafından geliştirilen “Türk’e özgü Başkanlık sistemi!” karşısında yeni bir politik söylem geliştirememişlerdir. Nitekim M. Kemal’in kurduğu laik-çağdaş, hukuk devleti (!), Cemaatin eski kadroları tarafından şimdilik kısmen yerlebir edilmiştir.
Bundan böyle Alevilerin laik-çağdaş, hukuk devleti söylemleriyle siyasi gelişmeleri okumalarının hiç bir anlamı ve toplumsal karşılığı da yoktur. “Türkiye laiktir, laik kalacak!” safsatası, sonlandırılmıştır. Dikkat! Unutmamak gerekir ki; artık Aleviler bundan böyle “İslami Kemalizmin” açık hedefi halindedirler. Alevi inancı ise Türk-İslam sentezinin dev organlarından “Kemalist Diyanetin” ağına düşürülecektir! İslami Kemalizm’in gölgesinde yapılandırılan bu yeni dönemde,  Aleviler içinde; devletin truva atı olmaya aday, yığınla kişiliklerin olduğu kesindir. Bundan böyle Arap dinarları; Alevi örgütlülüğü içindeki belkide bu kesimler, yeni oluşumlar için su gibi akıtılacaktır. Kim bilir bu işbirlikçiler; bundan böyle dinsel manada kendilerini daha çok “İslamın özü (!)” olarak ifade ederlerken; siyasi literatürde geliştirilecek olan “İslami Kemalizmin” tek savunucusu rolüyle konumlandırılacaklardır.
Öte yandan, AKP’yi destekleyen Türkiyeli Müslümanlar, darbe girişiminden sonra devlette gidilen bu yeni revizyon politikalarıyla, “artık biz Kemalist-ordu ve laik bürokrasinin baskısından kurtulduk!” algısına kapılmamalıdırlar. Zira bu alanda ortaya çıkacak olan asıl politik organizmaların neler olduğu, henüz tam olarak belli değildir! Emperyal güçlerin,  gelecek yıllar için Türkiye’ye biçtikleri gömleğin, sadece görünen modelinden ve renklerinden ibaret olduğu düşünülmemelidir! Türk toplumuna şırınga edilen 2023 psiko-terapisi, yakın gelecekte, 2023 yılına henüz varmadan, başta AKP’li Türkiyeli Müslümanların, ağırlaşacak psikotik depresyonuna inşallah sebep olmaz!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.