Jineoloji hakikat arayışıdır


Mevcut tanımları reddediyoruz
Var olan sosyal bilimlerin pozitivist ve tekçi olduğuna ve gerçeği yansıtmaktan uzak olduğuna işaret eden Figen Aras, “Erkekler, devletler ve dinler kadını kendine göre tanımlamıştır. Bu tanımlama erkeğe göre bir tanımlamadır. Var olan tanımlamayı reddediyoruz. Jineoloji de bunun reddi üzerinden bir yoğunlaşmanın zeminini oluşturacak” diyor. Kadının kim olduğunu, varlığını, varlık gerekçesini ve yaşamdaki felsefik duruşunu kendisinin tanımlaması ve belirlemesi gerektiğini söyleyen Aras, şöyle devam etti: “Bugün görüyoruz ki bedenimiz, emeğimiz, kendi tarihimiz tamamen egemenler tarafından belirleniyor, tanımlanıyor. Bunu reddetmek üzerinden mücadelemiz sürecek. Bugün ‘kadın nedir’ diye topluma sorarsak eğer, ‘annedir, doğurgandır, eştir, erkeğin eşidir’ şeklinde tanımlanır bu algıyı aşmak üzerinden jineolojiyi tartışıyoruz.”
Mevcut bilim cinsiyetçi
Mevcut bilimin cinsiyetçi olduğunu, merkezi uygarlık tarafından denetime alındığını ve kendi çıkarları temelinde kullanılmasında problem olduğunu söyleyen Aras, “Bilimi yapanlar erkekler, bilimi şekillendiren erkek zihniyeti. Bilim devletlerin tekelinde, üniversitelere sıkıştırılmış, üniversiteler de devletlere sıkıştırılmıştır. Dolayısıyla devlet denilen olgu tamamen erildir, tamamen hiyerarşiktir, iktidar yüklüdür. Bu durum da cinsiyetçiliği beraberinde getirir. Cinsiyetçiliği aşabilmenin yolu kadın bakış açısını kazandırmaktır. Kadın bakış açısıyla iktidar olgusunu deşerek, tartışarak, yeni bir paradigmayla, yeni bir bakış açısıyla var olan bilimleri ele almak ve var olan düşünce yöntemlerini tekrar değerlendirmek gerekiyor” dedi.
‘Feminizm yetmiyor mu’ tartışması
Bilime karşı olmadıklarını, ancak mevcut bilimin iktidarın temsiliyeti olmasına tepkili olduklarını söyleyen Aras, “Genelde bir kaygı ve tepki var; ‘Feminizm yetmedi mi jineolojiyi öneriyorsunuz’ diye. Zaten feminizm ve jineolojiyi aynı dengede tutmak doğru değil. Feminizm bir teoriler bütünüdür. Bir ideoloji bütünü olarak değerlendirilebiliriz ama jineoloji kadın bilimidir. Jineoloji, feminizmin eksik kalan, başarısız olan ve sisteme cevap veremeyen yönlerini de tamamlayacak. Devletli düşünce yapısını parçalayacak” diye ifade etti.
Jineoloji tartışmalarını çok önemsediklerini söyleyen Aras, jineoloji tartışmalarının, büyük bir heyecan, büyük bir dayanışma, özüne dönüş ve büyük bir inanç, hakikat arayışına dönüşeceğine inandıklarını kaydetti.
Tıkanıklığı aşma arayışı
Jineoloji Atölyesi çalışanı Biyoloji Öğretmeni Necla Köroğlu da, atölyenin amacını, kadının toplumsal yaşamdaki yerini tartışarak var olan tıkanıklıkların aşılması için çözüm yolları üretmek olarak açıkladı.
Kadına ilişkin bilimin yaşadığı tıkanmaların birey ve toplumda da sorunlara yol açtığını ifade eden Köroğlu, atölyenin hedeflerini şu şekilde açıkladı: “Fen ve sosyal bilimlerin kadına bakış açısının nasıl olduğunu tartışıp gündemleştirmek, var olan tıkanıklığı aşabilmek için neler yapılabileceğinin cevabını bulmak, kafadaki soru işaretlerini gidermek ve buna çözüm olmak için bir araya geliyoruz.”
Jineoloji merak konusu
Jineolojiyi, kadınların toplum içerisinde karşı karşıya kaldığı sorunları bilimsel düzeyde aşmanın bir yolu olarak tanımlayan Köroğlu, “Var olan hiçbir bilim dalı, kadının toplum içerisinde yaşadığı sorunlara çözüm getiremedi. Bu nedenle bu konu her kesimde ilgi ve merak uyandırıyor” diye konuştu. Jineoloji Atölyesi’ne her çevre, grup ve meslekten katılımın olduğunu belirten Köroğlu, tartışmalar derinleştikçe sayının da arttığını dile getirdi.
Kelimelere dökülmemiş sorunlar açığa çıkıyor
Atölye çalışmasında farklı meslek gruplarından katılımların olmasının tartışmaları zenginleştirdiğini ifade eden Köroğlu, çalışmanın kendisini olduğu kadar birçok kadını da heyecanlandırdığını kaydetti. Köroğlu şöyle dedi: “Jineoloji, hepimizin de yaşadığı sorunlardan bahsediyor, kelimelere dökülmemiş bir takım sorunları da açığa çıkarıyor. Bu heyecanla her hafta bir araya geldiğimizde kullandığımız zaman diliminin bize yetmediğini görebiliyoruz.”
‘Kendimizi tanımakla başladık’
Tartışmalara ‘kadın nedir’ sorusu üzerinden kendilerini tanımlamakla başladıklarını söyleyen Köroğlu devamla, “Jineoloji, kelime anlamıyla bir bilim dalı içerisine girmeli mi girmemeli mi ya da var olan bilimlere alternatif mi olmalı sorularına da cevap aradık. Bunu yaparken, fen bilimleri, sosyal bilimler içerisinde sistemleri, var olan paradigmaları, paradigmalarda kadının hangi konumda bulunduğunu yoğun olarak tartıştık. Her tartışma ile yeni konular, yeni tartışmalar gündeme geldi” diye konuştu.
İktidarlaşma ötekileri yaratıyor
Aynı zamanda biyoloji alanında doktorasını yapan Necla Köroğlu, atölyede son olarak genetiksel ve evrimsel paradigmaları tartıştıklarını belirterek, konuyla ilgili şunları söyledi: "İktidarlaşma sonucunda insanlar etraflarındaki varlıkları, sistemleri görmezden geliyor. Ardından birçok problem doğuyor. Ötekileri yok sayan bir yapı görüyorsunuz ve bunun sonucunda ise ciddi sıkıntılar yaşayan gruplar açığa çıkıyor. Kadınlar olarak da bu sorunları ciddi şekilde yaşıyoruz. Biyolojik bilim dalında kadın, doğurganlığıyla ön plana çıkarılıyor. Hayatın merkezine konulduğu sanılarak, aslında en düşürülmüş noktada sayılan bir yapı açığa çıkıyor. Bunlar da beraberinde başka yapılandırmaları doğuruyor.”
Çalışmalarına sosyal bilimlerde var olan paradigmalarla devam edeceklerini belirten Köroğlu, biyoloji alanında jineoloji konusunu çalışarak tartışmaları destekleyeceğini dile getirdi.
Feminizm daha da güçlenecek
Kadının kendini tanımlayacağı ve özgürlük tanımını doğru yapacağı bir zemini yakalamak için jineoloji iddiasını ortaya koyduklarını anlatan Figen Aras; “Bu da feminizmin çok daha gelişmesi, örgütlenmesi, mücadele alanında büyümesi anlamına gelecek. Yakın zamanda İstanbul’da Avrupalı feministlerle de bir buluşma yaşandı. Kendileri de bir yerlerde eksiklik olduğunu belirterek, ‘Evet iki yüz yılı aşkındır mücadele veriyoruz. Bir araya gelmenin, bilgilerimizi, deneyimlerimizi paylaşmanın ve birlikte mücadele etmenin zeminini yaratabilmeliyiz’ yaklaşımları görebildik. Bu da bizi çok heyecanlandırıyor” diye konuştu. Şu an jineolojinin bir bilim dalı mı olacağı, sosyal bilimlerin bir disiplini mi olacağı ya da sosyal bilimlerin kendisi mi olacağı yönünde tartışılan noktaların olduğunu söyleyen Aras, bununla ilgili tüm kadınların ortak bir görüşü ve ortak bir kararının olması gerektiğini söyledi.
RUKEN ÇELİK/JINHA/AMED
