Kadınlar geleceği inşa ediyor
Kadın Haberleri —

NADA Kongresi
- NADA Kongresi’nde kadınlar, özsavunma, barış için kadın ağı ve neoliberalizme karşı ittifak gibi konuları ele alarak ortak mücadele zeminini güçlendirme çağrısında bulundu.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu’nun (NADA), Silêmanî’de gerçekleştirdiği kongresi ikinci günüde “Atölye çalışmaları ve çözüm arayışları” başlığı altında düzenlenen atölyelerle devam etti. Atölyelerin ilk oturumunda kadınlar 4 ayrı gruba ayrılarak belirlenen başlıklar altında kendi deneyimlerini ve yaşadıkları zorlukları tartıştı. Atölyelerin yanı sıra DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları da konuşmacı olarak yer aldı.
Suçlar ortaya çıkarılmalı
Kongrenin ikinci gününde kadınlar, dört gruba ayrılarak “Ortak Kadın Mücadelesinin Zorlukları, Temel Engelleri ve Fırsatları” başlığı altında tartıştı. Nûbahar Mustafa ve Dr. Hîbe Haddadîn, kadınların bölgesel ve uluslararası düzeyde daha etkili çalışmalar yürütmesi için tartışmaların derinleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Öz savunmanın kadınlar için hayati önemde olduğu belirtilirken, kadınlara yönelik suçların daha fazla görünür kılınması gerektiği ifade edildi.
‘Kadınlar için savunma zaruriyettir’
“Kadın Mücadelesinde NGO’ların Rolü” başlığı altında gerçekleştirilen tartışmanın sonuçlarını Umeyme Qutabî ve Hanan Osman şu sözlerle açıkladı: “Kadınlar her bölgede; Ortadoğu’da, Afrika’da her yerde mücadele ediyor. Bizi bir araya getiren kadın mücadelesidir. Siyasal islamın gittikçe güç kazanması bölgedeki sorunları daha da derinleştiriyor. Çatışma ve savaş ortamı artıyor. Çocuk yaşta evlilik, taciz, tecavüz ve şiddet artıyor. Kadınlar için savunma bir zaruriyettir.”
Kapitalizmin yeni yüzü
“Kadın Düşmanı Ataerkil İttifaklara ve Neoliberalizme Karşı Kadın İttifaklarının Önemi” başlıklı atölyede Dr. Abîr Hassaf ve Selwa Gîga, neoliberalizmin kapitalizmin kadınları köleleştiren ve birbirinden uzaklaştıran yeni yüzü olduğunu ifade etti. Kadınların karar mekanizmalarında daha fazla yer alması ve sivil, demokratik bir birliktelik geliştirilmesi gerektiği belirtildi.
İdeolojik ve fiziksel mücadele
“Ataerkil İktidar Sistemine Karşı Kadınların Özsavunma Sistemini Örmek” atölyesinde Zuhûr Al-Meşrîqî ve Şamîran Odêşo, Rojava, Türkiye, Irak, Afganistan ve İran’dan katılan kadınların mücadele deneyimlerini paylaştığını aktardı. Mücadelenin hem ideolojik hem fiziksel olarak güçlendirilmesi gerektiği vurgulanırken, feminist mücadeleye destek veren erkeklerin de sürece dahil edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığının topluma yerleşmesi gerektiği ifade edildi.
Barış ve Demokrasi için
Gerçekleştirilen oturumlarda “Kadınların Ortak Vizyonla Siyasi Çıkışı-Barış İçin Kadın Ağı”, “Dünya Demokratik Kadın Konfederalizminden NADA’nın Rolü”, “Çağımızın Sonlarına Kadın Cevabı Olarak Kadın Devrimi” ve “Barış ve Demokratik Toplum İnisiyatifinde Kadın Öncülüğü” başlıkları tartışıldı. Kadınların barış süreçlerinde öncü rol üstlenmesi ve bölgesel dayanışma ağlarının güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Kürt kadınlarının öncülüğü
Kongreye ilişkin konuşan Peyas Belediye Eşbaşkanı Berivan Gülşen Sincar, kadınların evrensel mücadelesine dikkat çekerek, "Kapitalist ve ataerkil sistem, dindarlık ve annelik kültürüne büyük zarar vermiştir. Bu sistem, ulus-devlet modeli, demokrasi yokluğu ve yasalarıyla kadın soykırımını meşrulaştırıyor. Ancak tam tersine, kadınların biricik mücadelesi ve varoluşa karşı direnişi devam ediyor” dedi. Gülşen Sincar, Kürt Kadın Hareketi’nin önemine de dikkat çekerek şunları ekledi: “Bu platform, Kürt hareketinin şu anda yürüttüğü paradigmaya uygun olarak, küresel kadın hareketlerine öncülük etmek ve önemli bir örnek olmak için yeni bir kapı açabilir.”
Sınırların ötesinde bir umut
Kongreye katılan siyasi aktivist Mehdiye Mirhabibi ve İran Demokratik Platformu Konseyi üyesi Besî Şamarî kadın mücadelesine dair Nujinha’ya değerlendirmelerde bulundu.
Kongrenin tarihi olduğunu ifade ederek NADA’nın sınırların ötesinde bir umut olduğunu söyleyen Mehdiye Mirhabibi şunları ifade etti: “Bu dayanışma, siyasi ve toplumsal açıdan son derece önemli çünkü bu bölgelerde savaşlar ve yıkımlardan kaynaklanan cinsiyet temelli şiddet artıyor. Bölgesel ve uluslararası hareketlere katılmak bugün bir zorunluluk haline gelmiştir.”
‘Öcalan’ın çağrısı tarihidir’
Besî Şamarî ise, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına dikkat çekerek, “Sayın Öcalan’ın savaşın son bulmasına dair tarihi açıklamasından sonra, özgürlük mücadelesinde yeni bir ufuk açıldı; bu ufkun başlangıç noktası ise kadınların özgürlüğüdür” dedi. “Jin jiyan azadî” ayaklanmasını bir zihniyet devrimi olarak nitelendiren Şamarî şöyle devam etti: “Zeynep Celaliyan, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradî kadınların sesi oldular. Onlar bir manifestonun, kadın özgürlüğü için küresel bir ideolojinin taşıyıcılarıdır.”
Adil ve kapsayıcı temsil şart
Kadın haklarının önündeki en büyük engelin hükümetlerin kadın politikaları ve yasalar olduğunu belirten Sudanlı kadın hakları savunucusu Alaa Abdullah, iç savaş sonrası kadınların müzakerelerden büyük ölçüde dışlandığına dikkat çekti. Sudanlı aktivist, kadınların her alanda adil ve kapsayıcı şekilde temsil edilmesinin şart olduğunu vurgularken, bunun sadece sayısal değil niteliksel bir temsilde olması gerektiğini söyledi. Yemenli avukat ve kadın hakları savunucusu Raghda Al-Maqtari ise, Yemen'deki kadınlara yönelik farkındalık kampanyalarına dikkat çekerek, “Kampanyalar kadınları sadece siyasete değil, aynı zamanda ekonomik alanda da güçlendirmeye çalışıyor” dedi. Kadınlara uygulanan özgürlük kısıtlamaları, keyfi tutuklamalar, ekonomik kaynaklara erişimin engellenmesi ve temel haklardan mahrum bırakılmanın yaygınlaştığını belirten Raghda Al-Maqtari, bu nedenle sivil toplum kuruluşlarının kadınların direnç göstermesinde hayati bir rol oynadığını ifade etti.
* * *
‘Barış çağrısını ileriye götürelim’
NADA’nın kongresine katılan KNK Eşbaşkanı Zeynep Murad, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına karşılık PKK’nin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, artık sıranın devlette olduğunu belirterek, “Başarmak dışında artık bir şey kabul edemeyiz. Sayın Öcalan’ın çağrısını ileriye götürelim” çağrısında bulundu. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihinde yaptığı “Demokratik ve Barış Toplum” çağrısına değinen Zeynep Murad, Jinnews’e konuştu. Murad, bu çağrının dört parça Kürdistan’da ve tüm dünya siyaseti üzerinde çok büyük bir yankı yarattığını kaydetti. PKK’nin 12. kongresini gerçekleştirdiğini anımsatan Zeynep Murad, PKK ve Abdullah Öcalan’ın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, şimdi ise devletin artık adım atması gerektiğini kaydetti.
‘Devlet adım atmalı’
Zeynep Murad, “Türkiye devletinin artık hukuki anlamda bir adım atması gerekiyor. Dünyadaki dostlarımız ve halklarımız bu çağrının ardından büyük bir heyecan duydu ve derhal devletin adım atması gerekiyor. Umuyoruz ki Türkiye devleti artık bir adım atar. Herkes üzerine düşen sorumlulukla hareket etmeli” diye belirtti. KNK ve kadınlar olarak Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek verdiklerini ifade eden Zeynep Murad, sözlerine şunları ekledi: “Ulusal birlik çerçevesinde yan yana durarak bu süreci birlikte yürüterek hem süreci başarıya götürebiliriz hem de Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayabiliriz. Kürtlerin hakları için Türkiye bir adım atarsa bu kazanım, dört parça Kürdistan’da yankı bulacaktır. Bu çağrının sorumluluğu herkesin üzerinde. Sayın Öcalan’ın çağrısına destek verelim ve ileriye götürelim.”
* * *
Kadın enternasyonalizm
“3. Dünya Savaşına Karşı Yeni Dönem Mücadele ve Çözüm Perspektifi” başlığı altında gerçekleştirilen dördüncü oturumda konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere bu sistemin yol açtığı krizlerin ve savaşların bedelini en ağır şekilde ödeyenlerin kadınlar olduğuna dikkat çekti. Hatimoğulları “2021 yılında Beyrut’ta kurulan NADA’nın bölgedeki kadınlar açısından enternasyonalist bir kadın yapılanması olarak büyük bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Bölge kadınlarının bu yapıyı sahiplenmesi, görünür kılması çok önemli. Bugün yaşadığımız savaşların, çatışmaların, sömürünün temelinde erkek egemen sistem yatmaktadır. Kadın bedeni savaşın bir ganimeti olarak görülmektedir. Êzidî ve Alevi kadınların yaşadığı vahşet bu durumun en somut örneklerinden biridir” dedi.
Barışla taçlandırabiliriz
Hatimoğulları konuşmasına şöyle devam etti: “27 Şubat’ta yapılan bu çağrı üzerine PKK kongresini topladı. Ve 12 Mayıs’ta fesih kararını açıklayarak, demokratik siyaset yöntemini geliştirecek yapılanma kararı aldığını ilan etti.
Bu gelişmeler sadece Türkiye’ye değil; Irak, İran, Suriye’ye de etkisi olacaktır. Barış ve demokratik siyaset için tarihi bir sayfa açılmıştır. Bizler de başta Kadın Meclisimiz olmak üzere hem Türkiye kadın hareketi hem Kürt kadın hareketi ortak bir mücadeleyle bu sürecin ilerlemesi için çalışıyoruz. Bu tarihi gelişmeyi şu an sizlerle paylaşmaktan büyük bir onur duyuyorum. Bu gelişme Ortadoğu’nun kanayan yarası Kürt sorununu çözme konusunda tarihi bir adım. Bu süreci barışla taçlandırabilir, Rojava’dan tüm bölgelere yayılan demokratik toplumun inşasını gerçekleştirebiliriz.”













