Kameranın önünde arkasında ’sansür’
Kadın Haberleri —

Kadın ve sinema
- (SİNE-SEN) Örgütlenme Uzmanı Zeynep Çelik, Kadın İşçi gazetesine verdiği röportajda, kadın oyuncuların sektörel ve toplumsal baskılar altında ezildiğini vurguladı.
Türkiye’de sinema ve tiyatro sektörü, kadın oyuncular için adeta bir mücadele sahası. Uzun çalışma saatleri, sosyal güvencesizlik ve sistematik sansür, sektör emekçilerinin ortak sorunlarıyken, kadınlar bir de cinsiyet temelli ayrımcılıkla karşı karşıya. Sinema Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN) Örgütlenme Uzmanı Zeynep Çelik, Kadın İşçi gazetesine verdiği röportajda, kadın oyuncuların sektörel ve toplumsal baskılar altında ezildiğini vurguladı. Çelik, “Kadınlar, patriyarkanın güzellik standartları ile iktidarın sansür politikaları arasında sıkışıyor” dedi.
Kadınlar ‘objeye’ dönüştürülüyor
Sinema ve tiyatro sektöründe kadın olmak, erkeklere kıyasla daha zorlu bir mücadele gerektiriyor. Zeynep Çelik, kadın oyuncuların hem sektörün genel sorunlarıyla hem de cinsiyet temelli ayrımcılıklarla mücadele ettiğini belirtererk, “Kamera önündeysen, patriyarkanın dayattığı güzellik standartlarına uymak zorundasın. Her zaman bakımlı, zayıf ve genç görünmelisin. Erkek oyunculardan daha düşük ücret alıyorsun. Doğum izni, regl izni gibi temel haklar ise lafı bile edilmeyen bir tabu. Kadın oyuncuların fiziksel görünümleri, yapımcılar ve ekipler tarafından sürekli denetleniyor. Dolgun dudaklar, her zaman hazır saç ve makyaj, bitmeyen diyetler… Kadınlar birer objeye dönüştürülüyor. Bu, özgüven eksikliği, anksiyete ve ‘ses çıkarırsam işimi kaybederim’ korkusu yaratıyor” diye ekledi.
Sosyal hayat sıfırlanıyor
Sektördeki çalışma koşullarının, kadın oyuncuların hayatını daha da zorlaştırdığını ifade eden Çelik, “Setlerde 16-18 saat, hatta kimi zaman 24 saate varan mesailer yaygın. Setten sonra 3-4 saatlik uykuyla yetiniyorsun. Repo günlerinde sosyal hayatın sıfırlanıyor. Sosyal güvencesizlik ise bu yükü katmerleştiriyor. Sigortalı çalışan neredeyse yok. İşverenler, ‘serbest meslek’ makbuzuyla çalışmayı dayatıyor. Sağlık sorunlarında devlet hastanelerine ücret ödeyerek gitmek zorundasın,” diyerek sektördeki güvencesizliğe dikkat çekti.
Görsel dünyanın ‘nesneleri’
Zeynep Çelik, kadın oyuncuların kariyer sürelerinin erkeklere kıyasla daha kısa olmasının ardındaki cinsiyetçi dinamikleri ise şu şekilde açıklıyor: “Kadınlar, görsel dünyanın cinsel ve güzellik nesnesi olarak görülüyor. Belirli bir yaştan sonra iş bulmak zorlaşıyor. Erkek oyuncuların yaşlandığı ya da kilo aldığı için iş bulmakta zorlandığını nadiren duyarsınız. Ama kadınlar, her zaman güzel, çekici ve genç olmak zorunda.”
‘Sansüre Hayır’dan bugüne
Zeynep Çelik, SİNE SEN’in kadınların sansür ve baskıya karşı direnişiyle şekillendiğini hatırlatarak, “1976’daki ‘Sansüre Hayır’ yürüyüşü, sendikamızın temelini attı. Bugün de aynı ruhla kadın emekçilerin yanındayız. Nisan 2025’teki boykot çağrısını destekleyen kadın oyuncuların işten çıkarılması, SİNE-SEN’i harekete geçirdi. Kadın oyuncuların sesi susturulamaz. Sendika, hukuki destek, eğitim çalışmaları ve dayanışma etkinlikleriyle kadın emekçilerin haklarını savunuyor. Ayrıca, kültür-sanat iş kolunun ayrı bir iş kolu olarak tanımlanması için çalışmalarını sürdürüyor” diye ekledi.
Susmamak için SİNE SEN
Sektördeki yaklaşık 35.000 kayıtlı oyuncuya ve diğer emekçilere ulaşmayı hedeflediklerini belirten Çelik, “Sektörün geçici iş yapısı bu çabayı zorlaştırıyor. “Bir sette ilişki kuruyorsun, çekimler bitince set kapanıyor. Emekçiler, bir şehirden diğerine geçiyor. Buna rağmen SİNE-SEN, çalıştaylar düzenleyerek, yapımcıları iş hukuku çerçevesinde uyarıyor ve uluslararası sendikalar aracılığıyla haklarını savunuyor” dedi. Çelik, son olarak kadın emekçiler şöyle seslendi: “Cinsiyetçi baskılar ve sansür karşısında susmamak için SİNE-SEN’e katılın. Örgütlü mücadele, kadınların gücünü ortaya koyacak.” HABER MERKEZİ
* * *
Senaryoda da güçlü kadına yer yok
Sinema sektöründe kadın oyuncuların yaşadığı zorluklar, cinsiyet temelli ayrımcılık, sektörel yapısal sorunlar ve toplumsal baskıların birleşimiyle ortaya çıkar. Bu zorlukların bazıları şöyle:
* Kadın oyuncular, aynı roldeki erkek meslektaşlarına kıyasla daha düşük ücret alır.
* Fiziksel görünümlerine dair katı standartlara uymak zorundadır.
* Senaryolarda genellikle stereotipik rollere (anne, sevgili, kurban vb.) sıkışır. Güçlü, bağımsız veya karmaşık kadın karakterler daha az yazılır.
* Kadın oyuncular, görsel medyanın cinsel nesneleştirme eğilimi nedeniyle sıklıkla fiziksel görünümleri üzerinden değerlendirilir.
* Sinema sektöründe kadın oyuncular, setlerde ve yapım süreçlerinde mobbing ve cinsel tacize maruz kalabiliyor.
* Kadın oyuncular muhalif duruşları nedeniyle sansür veya işten çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalır.
* Kadın oyuncular, yapımcı, yönetmen veya senarist gibi karar alma pozisyonlarında yeterince temsil edilmez.
* Kamera önünde olduğu kadar kamera arkasında da cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaşır.