Kast sisteminde kadınlar!

Haberleri —

Hindistan'da Jyoti Singh Pandey adındaki 23 yaşındaki bir kadının toplu tecavüze uğrayarak katledilmesi ardından, dünya gündemine oturan Hindistan’da, kadına karşı insan hakları ihlallerindeki artışın bir nedeni de ülkedeki nüfus dengesinin erkekler lehine artması. Ülkede doğan her bin erkek çocuğuna karşı, yeni doğan kız çocuklarının sayısı kimi yerlerde 800’ün altında. Kadınların başlık parası vermekle yükümlü olduğu ve nüfusunun üçte ikisinin günde 2 dolardan az bir gelire sahip olduğu Hindistan’da, her yıl yüzbinlerce cenin 'kız olacağı' gerekçesiyle kürtaj yoluyla alınıyor. Sadece resmi rakamlara göre, Hindistan’da geçtiğimiz yıl 229 bin kadın şiddete maruz kaldı.


 Önce sınıf, sonra kadın ayrım

Çoğunluğu Hindu dinine mensup 1,2 milyar nüfusuyla dünyanın ikinci büyük ülkesi olan Hindistan aslında toplumun neredeyse tüm kesimlerinin bir şekilde diskrimine edildiği bir ülke. Hindistan’da toplum içerisindeki dışlama Sankristçe adı ‘Varna' (renk, statü, sınıf anlamında) olan kast sistemine dayanıyor. Brahmanlar, Kshatriyalar, Vaişalar ve Şudralar olarak sıralanan ve kendi içinde de alt tabakalara (jatiler) ayrılan kastların yanı sıra, nüfusun yüzde 20’si kadarı ise 'dokunulmazlar' (Dalitler) bulunuyor. Bu kesim hiç bir kasta ait olmadığı gibi, bu kişilerle her türlü iletişim de yasak. İki bin yılı aşkındır hakim olan kast sistemi, toplumu o dönemde daha çok mesleki konumları ve topluma yapacakları hizmetlere göre bölmüş. Buna göre :
Brahmanlar: Entelektüeller. Kutsal yazıları (Veda) okuyan, yorumlayan ve öğreten kişilerden, bilgin ve rahiplerden oluşuyor.
Kshatriyalar :(Krallar, askerler, prensler ve üst düzey memurların oluşturduğu bir tabakadır.)
Vaişyalar: (Tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçiler)
Şudralar : (İşçiler ve köleler)

Gandhi'de değiştiremedi...

Bu sistem içerisinde sınıfsal aidiyet babadan oğula geçtiği için, ekonomik ve ya sosyal konumundan ötürü bir sınıftan bir üst sınıfa geçmek ise kolay değil. Herhangi bir kasttan olan kişi, bir diğerinden biriyle evlilik yapamıyor.
Ne Gandhi’nin ne de ondan sonra gelen devlet adamlarının değiştirmediği ve ya değiştirmeye cesaret edemediği kast sisteminin dışında kalan Dalitler içerisinden yüksek düzeyde devlet görevlisine ise, 2000’li yıllara kadar rastlamak mümkün değil. Ülkede başta Dalitlere yönelik gerçekleşen şiddet, taciz ve tecavüz gibi vakaların bir çoğunun resmi yetkililere yansımadığı tahmin ediliyor.

'100 erkek çocuğuna anne olasın'

Her ne kadar kanunla yasaklanmış olsa da, başlık parası evlenen kız çocuğunun ailesi tarafından evleneceği erkeğin ailesine ödeniyor. Başlık parası, kız çocuğunun evlendikten sonra eşinin ölmesi durumunda bu para ile yaşamını idame ettirebilmesi için alınıyor. Başlık parası geleneği nedeniyle de binlerce kadın cinayetlere kurban gidiyor. Yapılan bir araştırmaya göre, günde 10 ila 20 kadın başlık parası yüzünden eşinin ve ya ailesinin hedefi oluyordu. Bu sadece yoksul ve ya kırsal kesimlerdeki Hindular’a ait bir fenomen değil ve şehirli, yüksek öğrenim görmüş ve ya zengin ailelerde dahi sıkça görülen bir uygulama. Hindistan’da düğünlerde evlenen genç kızlara söylenen ve sıkça kullanılan bir dilek ise, kadınların toplumdaki yerini daha net ortaya koyuyor : 'Yüz erkek çocuğuna anne olasın'.

Kadınların nüfusu azalıyor

Özellikle son 30 yılda yaygınlaşan kürtajların hemen hemen tümü kız çocuk olacağı anlaşılan ceninlere uygulanıyor. Son 20 yılda yaygınlaşan ultrason tekniğinin de yardımıyla ceninin cinsiyeti belirleniyor ve eğer kız çocuğu olacaksa cenin kürtaj yolu ile alınıyor. Binlerce kadın sağlıksız yapılan cinsiyet testleri ve kürtajlar nedeniyle hayatını kaybediyor.
2011 yılında yapılan nüfus sayımında 1,2 milyarlık nüfus içerisinde kadınların oranı yüzde 48,5. Kanada merkezli çalışan Global Sağlık Araştırmaları Merkezi üyesi Hintli profesör Prabhat Jha’ya göre, ülkede son 30 yılda 4 ila 12 milyon arası kız çocuğu kürtaj yoluyla alındı.
Azadindia adlı kuruluşun yaptığı araştırmaya göre, her yıl 5 yaş altı 1,7 milyon çocuğun çeşitli hastalıklar nedeniyle öldüğü Hindistan’da, ölen kız çocuklarının sayısı erkek çocuklara oranla 300 bin daha fazla. Bunun başlıca nedeni ise, kız çocukların sağlıklarına daha az önem verilmesi ve ya kaderlerine terk edilmeleri olarak belirtiliyor. 

ANF/STRASBOURG


paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.