Kastik katil
Forum Haberleri —

Kast sistemi
- “Kastik katil” kavramının türediği kelime ve anlam olarak dayandığı köken kast kelimesi ve sistemidir. Gücü kendinde biriktirip, kutsallaştırarak dokunulmaz kılan ve bunu topluma mutlak egemenlik, baskı ve şiddet şeklinde dayatan özellikleri tarif etmektedir.
SİNAN ŞAHİN
“Kastik” kelimesi “Kast” kelimesinden türemiş bir kelimedir. Türkçeye Portekizce “casta” kelimesinden geçmiştir. Latince “castus” (saf, temiz) kelimesinden türeyen “casta” kelimesi “saf soydan gelen, soy, ırk” anlamına gelmektedir. Ve kaynaklarda bu kelimenin ilk olarak Portekizlilerin 16. yüzyılda Hindistan’a gittiklerinde oradaki kast sistemini tanımlamak için kullandıkları geçmektedir.
Önder Apo bu kavramı kullanırken ‘günümüzde bile hala izleri var, Hindistan’da kast sistemi hala geçerli’ demektedir. Yine “Kast'tan kastım şu: 'Dokunulmaz, çok gizli, çok kutsal" demektedir. Bu ifadelerden de açıkça anlaşılacağı gibi “kastik katil” kavramının türediği kelime ve anlam olarak dayandığı köken kast kelimesi ve sistemidir. Gücü kendinde biriktirip, kutsallaştırarak dokunulmaz kılan ve bunu topluma mutlak egemenlik, baskı ve şiddet şeklinde dayatan özellikleri tarif etmektedir. O nedenle kavram için farklı kökenler bulma ve bunun üzerinden yorumlar geliştirme yaklaşımı doğru sonuçlara ulaştırmayacak bir yöntem olmaktadır.
Önder Apo bir kavram ustasıdır ve Kürt aklını geliştirirken kavramlarla düşünme meziyetini de bizlere kazandırmaktadır. Onun geliştirdiği kavramları ele alırken önceliği ne demek istediğini izah etmeye değil, ne dediğini anlamaya çalışmaya veririz. Önder Apo'yu bizzat kendisinden öğrenmek ama önce anlamaya çalışmak en doğru yöntemdir. Çünkü anlamadan anlatmak mümkün değildir. Anlatılmaya çalışılsa da çoğunlukla farklı kaynaklardan edinilen bilgilerle Önder Apo'nun düşüncelerinin anlatılması gibi bir durum ortaya çıkar. Bu yaklaşım ilk olarak Önder Apo'nun görüşlerine karşı duyulan bir ikircikliği ima eder. Başka yazarlarda da aynısı varsa veya onların söyledikleri ile doğrulanırsa ancak o zaman doğru olduklarının kabul edilmesi gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Önder Apo'nun birçok yazarı, düşünürü okuduğunu, onlarla düşünsel bir tartışma içinde olduğunu ‘Ben kırk yıldır boğuşa boğuşa buraya geldim. Okumadığım kitap yapmadığım propaganda kalmadı; hiç olmazsa emeğimiz boşa gitmesin.’ sözlerinden biliyoruz. Fakat ortaya çıkardığı kavramlar ve yarattığı ideoloji ‘Kürt aklı’ diye tarif ettiği ve kendi farkını belirgin şekilde ortaya koyduğu bir hakikate dayanmaktadır. Başka yazarlara bakılacaksa Önder Apo'nun doğrulanması için değil, farkının anlaşılması için bakılmalıdır.
Kastik katil kavramı sosyolojik bir kavram olup toplumsal sorunsalın dayandığı tarihsel yarılmayı ve ona dayalı olarak gelişen tarihsel savaşımı izah etmek için kullanılmıştır. Göbeklitepe’deki muazzam yapıların bir şiddet ve baskı unsuru olmadan inşa edilmesinin mümkün olamayacağı, kastik toplumun gerçekleştirdiği bir tapınak kültürü olduğu belirlemesine dayanarak oluşturulmuş bir kavramdır.
Bu belirlemeden sonra tarihte baskıya dayalı kurumsal bir organizasyonun var olabileceği ve bu organizasyonu avcılık kulübünden zorbalığa dayalı bir kasta dönüşen erkeklerin yönetmiş olabileceği sonucuna varılmıştır. Tapınak kültürü ile bu kastın kutsallaştırıldığı, böylece erişilmez, dokunulmaz ve karşı çıkılmaz kılındığı tarihsel bir gerçeklik olarak ortaya çıkmaktadır. Kastik katil bu kutsallaştırılmış ve şiddet tekelini elinde tutan erkek egemen grubu ve onun tarihsel ardıllarını anlaşılır kılmak için geliştirilen bir kavram olmaktadır.
Ana kadın etrafında gelişen toplumsallıkta toplumsal sınıflar, kastlar söz konusu değildir. Bu toplumsallık, avcılık kulübünü oluşturan erkeklerin saldırısına uğradıktan sonra toplumda bir yarılma gerçekleşerek egemen bir tabaka, yani kast oluştu. Bu kast, sürekli kendisini kutsallaştıran, dokunulmaz kılan bir kast olup bunu şiddet eylemleri ile sağlamıştır. Sıradan bir katilden farkı bir kasta dayanmasıdır. O nedenle kastik katil denilmektedir.
Kastik katilin eylemleri hayvan öldürmekten (avcılık) insan öldürmeye (yamyamlık), oradan kadın ve çocukları köleleştirip sömürmeye evrilir. Katletme eylemleri zamanla can almanın ötesine geçerek zihinleri teslim almaya, yaşamı kontrolüne almaya dönüşür. Kapitalizm çağında katil, modernitenin kıyafetlerine bürünerek kendini en elit sınıf olarak yansıtır. Ama eylemlerine ara vermeden devam eder.
Kavramın kökeni de, dayanağı da Önder Apo'nun anlatımlarında mevcuttur; “Kast, katı kurallara dayalı, esnek olmayan, tanrısal güce dayanarak kendisini yapılandıran, çıplak zor ve şiddetle ortaya çıkan, kaskatı bir hiyerarşik ilişki biçime dayanan yapıdır. Kasttan çok sonra ama yine kastik yapıdan doğan sınıf ise daha esnek, geçirgen, norm kazanmış bir yapıdır.” O nedenle farklı yerlerden izah aramaya çalışmak bir yöntem sorunudur. Doğru yöntem yukarıda da belirttiğimiz gibi daha fazla Önderliği okuyarak, anlama çabamızı derinleştirmektir.







