‘Kent Uzlaşısı’ndan tahliye yok

Kent uzlaşısı, duruşma
- AKP hükümetinin DEM Parti'nin açık ve yasal ittifak politikası olan 'Kent Uzlaşısı'nı suçmuş gibi göstererek açtırdığı soruşturma kapsamında 11 Şubat'tan bu yana tutuklanan 10 kişi, ilk duruşmada tahliye edilmedi.
'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında “Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılan 10 kişi hakkında görülen ilk duruşmada tutukluluğun devamına karar verildi.
Ataşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe, Üsküdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kayğun, Fatih Belediye Meclis üyesi Güzin Alparslan, Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir, Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen, Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Elif Gül, Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday ile Beyoğlu Belediyesi çalışanı İ.P.’nin “Örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması, İstanbul Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.Duruşma salonunda yargılananlar, avukatları ile yargılananların yakınları hazır bulundu.
'Kürdistan' dediği için
Duruşmada ilk olarak Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe savunmasını yaptı. Doğaya, toplumsallaşmaya hizmet eden bir sanat üretmeye çalıştığını vurgulayan Gökçe, yoksul çocuklara sanat üretmeye çalışan bir sanatçı olduğunu söyledi. Gökçe, “Diyarbakır’da bir dernek sanat çalışmaları yapıyor ancak enstrümanları yok. Biz de enstrümanlar yollamış ve buna dair röportaj veriyoruz. Röportajda Kürdistan dediğim için örgüt üyeliği ile suçlanıyorum. Kürdistan kelimesi resmi evraklarda da kelimesi geçiyor. AKP-MHP ittifak yapınca yasal ama DEM Parti ve CHP yapınca yasa dışı oluyor. Yine HDK’nin kendisi de illegalize edilmiş. HDK, yasaldır ve 2011’den beri faaliyetlerini yürüttüğü bir yerdir. HDK, Kürt sorunu için inisiyatif almıştır. Bu çerçevede geniş katılımlı halk toplantıları ve konferanslar yapmıştır. HDK Türk-Kürt ortak yaşamı için mücadele eden bir platformdur” dedi.
HDK legal ve meşrudur
Ardından savunma yapan Fatih Belediye Meclis Üyesi Güzin Alparslan, HDK’nin içinde yer aldığını belirterek, HDK’nin halktan, doğadan, barıştan, adaletten yana olan toplumun ötekileştirilenlerin bir araya gelerek, insana yaraşır bir yaşam için oluşturduğunu vurguladı. Güzin Alparslan, şunları söyledi: “HDK milliyetçi, cinsiyetçi siyasal İslam ve ulusalcılar dışında bir 3. bloku savunur. HDK, insanı kendine yabancılaştıran kapitalist sisteme karşıdır. Bunun için her alanda birlikte mücadeleyi inşa etmeye çalışır. Aşağıdan yukarıya meclisler şeklinde örgütlenir. Kent Uzlaşısı’na Özgür Özel ‘sorumlusu benim’ dedi. Bu iş birliğini kriminalize etmek CHP’yi de kriminalize etmek demektir. Kent Uzlaşası seçimlerde etkili olunca HDK üzerinden yasa dışı bir örgüt oluşturulmaya çalışılıyor. HDK legal ve meşru bir platformdur. Yargı eliyle bunları yapanlar, bir gün buralarda yargılanacak.”
İttifak suç olamaz
Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi Turabi Şen ise uzun yıllardır siyaset yaptığını ifade etti. Şen, ilk olarak HDK’nin yapılanmasına değindi. DEM Parti olarak 'Kent Uzlaşısı', Özgür Özel’in ise 'Türkiye ittifakı' dediği bir strateji uyguladıklarını ve ittifak kurduklarını belirten Şen, bunun suçlama konusu yapılamayacağını söyledi.
Ufuk Uras ile çalışıyormuş
Beyoğlu Belediyesi çalışanı İ.P. de HDK toplantılarına katıldığını, ancak bir delegesi ve yöneticisi olmadığını söyledi. “Örgüt üyeliği” iddialarını reddeden İ.P., Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden (ÖDP) olduğunu ve eski milletvekili Ufuk Uras ile birlikte çalıştıklarını dile getirdi.
Üsküdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kayğun, HDK’li olmak ve Kent Uzlaşısı kapsamında seçilmek üzerinden suçlandığını anımsatarak, HDP ve DEM Parti’de çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Kayğun, HDK içerisinde faaliyet yürütmediğini sözlerine ekledi.
Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, DEM Parti üzerinden seçimlere girdiğini ve illegal bir durum söz konusu olmadığını söyledi. Yüksel, HDK üyesi olmadığını belirterek, sendikacı olduğunu ve isminin HDK listesinde nasıl yer aldığını bilmediğini sözlerine ekledi. Tüm suçlamaları reddeden Yüksel, beraat talebinde bulundu.
Seçmek ve seçilmek suç mu?
Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi Elif Gül ise şöyle konuştu: “HDK ile ilgili çalışmalar yasaldır. Ben de zaman zaman kadın sempozyumlarına katılıyordum. Aktif bir çalışmam yoktur. Kent Uzlaşı da bir ittifaktır. Tüm partiler ittifak yapabilir. Ben de Meclis üyesi olmak için DEM Parti’ye başvurdum. Seçilmek ve seçmek suç değildir. Bir de 2013 ile 2015 yılları arasında çözüm süreci vardı. Devlet ailelerin gitmesini istiyordu. Ben de o çözüm sürecinde bir anne olarak gidip kızımı gördüm. Bunun suç sayılmaması gerekiyor. Bir anne olarak hep barışı savundum. Ben kızımın hatırası olduğu için sakladım. Gözaltındayken fotoğraflar basına verildi. Bu süreçte maddi ve manevi yıpratıldık.”
Cevap vermekten utanıyorum
Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir, DEM Parti üzerinden ‘Kent Uzlaşısı’ ile seçildiğini belirtti. HDK’de üyeliğinin bulunmadığını söyleyen Özdemir, “10 yıllık HST kayıtlarım incelenmiş. 232 kişiyle kaydıyla görüştüğüm belirtilmiş. Ben bir siyasetçiyim ve herkesle konuşurum. Ben bu iddialara cevap vermekten utanıyorum. Ben halen niye 100 gündür tutuklu olduğumu anlayamıyorum. Diğer meclis üyeleriyle görüştüm evet çünkü onlarla aynı siyasi partide çalışma yürütüyoruz” diye konuştu.
Ataşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Livan Gür de suçlamaları kabul etmediğini söyledi. DEM Parti üzerinden meclis üyesi olduğum için üç aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Gür, "Ben hayatımda karakola bile gitmemiş biriyim. Meclis üyesi olmam kriminalize ediliyor” dedi.
Çalışmalarım şuç değil
Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday ise siyasetçi, yazar ve grafiker olduğunu söyledi. HDK’nin yasal olduğunu ve HDK’nin konferanslarına katıldığını, bunun da suç olmayacağını vurgulayan Aday, 'Kent Uzlaşısı' nedeniyle tutuklandığını belirtti. Aday, “Ben ilkyazımı 1990'da yayınladım. Yakın zamanda yayınlanan ilk makalem Doğu Batı dergisine yazmıştım. Ondan sonra Ada Yaşam sitesi, Demokratik Modernite de bir yazım vardı. Polis bu yazımı alıp suçlama konusu yapmış. Ben Demokratik Modernite’nin çoğu kapak tasarımlarını yapıyorum. O yüzden evimde bulunmuştur. Ben aynı zamanda bu dergiyi okuyorum” ifadelerine yer verdi.
Savunmaların ardından mütalaasını açıklayan iddia makamı, yargılananların tutuklamalarına devam edilmesini talep etti.
Tamamen siyasi saiklerle
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Serhat Çakmak, 'Kent Uzlaşası' ve HDK’nin birleştirilip “Örgüt üyeliğine” gerekçe yapıldığını vurguladı. Çakmak, “İddianamede isnat edilen suçlar üzerinden delillere baktığımızda daha çok varsayımlar üzerinden kurulan bir iddianamenin olduğunu görüyoruz. Müvekkillerin tutuklanması tamamen siyasi saiklerle yapılmıştır. Soruşturma baştan yanlış başlatılmıştır. Siyasi rekabetin yeri siyasettir, ceza yargılaması değil. Siyasi rekabette elde edilmeyen sonuçlardan dolayı bugün burada bir yargılama yapılıyor. Bu dosyada örgüt üyeliğini oluşturacak hiçbir delil yoktur. Müvekkillerimizin beraatlarını talep ediyoruz” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme, yargılananların tamamının tutuklanmasına karar verdi. Duruşma 18 Eylül'e ertelendi. İSTANBUL