Kerkük seçimlerinin kazananı Kürtler mi?

Fehim IŞIK yazdı —

  • Kerkük’te Kürtler oy oranı itibariyle çoğunluğu yakalasalar bile il meclisinde çoğunluğu sağlayamadılar. Bu bir kayıptır ve açık demek gerekirse bu kaybın sorumlusu KDP’dir.

Bir önceki yazımda “Kerkük Kurdistan’ın kalbidir, ancak…” demiş, ardından özellikle Kürtlerin Irak yerel seçimlerinde birlikte hareket etmemesinin ciddi kayıplara yol açma olasılığından söz etmiştim.

Nedenlerini de yazmıştım. Çünkü görünen köy kılavuz istemiyordu. Kerkük valiliği için kendi adayının desteklenmesini bir koşul olarak öne süren KDP, bu olmayınca yönünü Türkmen grupları ile Sünni Araplara vermişti. Bu, Türkiye’nin de desteklediği bir tutumdu. Söz konusu tutumun Kürtlere kaybettirme, en azından Kürtler açısından zorlayıcı olma olasılığına dikkat çektiğim bu yazı seçimden hemen önce kaleme alınmıştı.

Bu tür yazılar esasen risklidir. Risk, olgu yaşanmadan olgunun olacaklarını öngörmektir. Kalem erbabları kolay kolay bu riske girmezler. Genellikle yuvarlak cümlelerle geçiştirirler. Ben öyle yapmadım. Gördüklerimi, hissettiklerimi içimden geldiği gibi yazdım. Sonuç olarak da umarım yanılırım, diye ekledim.

Yanlış anlaşılmasın, yazıya başlarken yaptığım bu hatırlatmayı “ben demiştim” demek için tekrarlamadım. Bu tür yaklaşımları sevimsiz bulurum. Nihayetinde yanılabiliriz de. Nitekim öngörülerimde yanıldığım çok zamanlar oldu. Ancak bu kez öngörümde yanılmadığım hissindeyim. Örneğin Kerkük’te kazanmış gibi görünen Kürtlerin esasen bir kayıp ile karşı karşıya olduğu görüşümü koruyorum.

Nasıl mı?

Irak Yüksek Seçim Komisyonu'na göre, Kerkük’te 813 bin 590 seçmen biri Hristiyan kotası olmak üzere 16 sandalye için oyunu kullandı. Kerkük'te, oy kullanan seçmenlerin oranı ise yüzde 64 olarak açıklandı. Bu Irak yerel seçimlerindeki en yüksek orandı. Mart 2023’te değişen seçim yasası ile birlikte Kerkük İl Meclisi’nde temsilci sayısı 41’den 16’ya düşürülmüştü. Bu sandalyelerden 15’i parti ve ittifaklara ayrılırken bir sandalye ise kentte yaşayan Hristiyanların kotası olarak ayrılmıştı.

KDP'nin tutumu nedeniyle Kürt partileri seçime tek liste ile giremedi. Kerkük seçiminde Kürtler 5 ayrı ittifak ve bir bağımsız liste ile yarışmak zorunda kaldı. Her şeye rağmen Kerkük'te Kürtler en yüksek oyu alırken, bir ittifak içinde olunmaması nedeniyle ciddi bir kayıp da yaşandı. Seçim sonuçlarına bakılınca Kürtlerin en az yüzde 45-50 civarındaki bir oyunun Kerkük'te heba olduğu görülüyor. Bu durum Kürtlerin Kent Meclisi’nde tek başlarına çoğunluğu yakalamalarına engel oldu. Örneğin bu oylar heba olmasaydı, Kürtler 16 kişilik il meclisinde en az 9 üye ile temsil edilecekti. Öyle olmadı. Kürdistan Yurtseverler Birliği öncülüğündeki "Güç ve İrade İttifakı" Kerkük seçimlerinde 5 sandalye kazanırken, bazı Sünni Araplar ve Türkmen gruplarıyla ittifak yapan KDP ancak 2 sandalye kazanabildi. Seçimlerde Şii ağırlıklı Arap Koalisyonu 3, Kürt karşıtı faşizan tutumuyla bilinen Türkmen Cephesi 2, Sünni Arap İttifakı Kaide 2, Arap ve Türkmen Şiilerin birlikte oluşturduğu Arap Urube ittifakı ise 1 sandalye kazandı. Hristiyan kotası da 1 sandalye elde etti.

Kürtler diğer ihtilaflı bölgelerde de ayrı listeler halinde seçime katıldı. Diyala ve Selahaddin kentlerinin her birinde YNK 1’er üyeyi kent meclislerine gönderirken KDP her iki vilayette de meclis üyesi çıkaramadı. Musul vilayetinde ise KDP 4 üye ile kent meclisinde temsil edilme hakkı kazanırken YNK'nin öncülüğündeki Ninova Halkları Birliği ise 2 sandalye kazandı. Êzîdî partisi PADÊ'nin üyesi Kasım Keşko da Ninova eyalet meclisi üyesi olarak seçildi.

Bu tabloya bakınca Kerkük dışındaki diğer ‘ihtilaflı bölge’ olarak tabir edilen Bağdat hükümetine bağlı Kurdistan topraklarında, neredeyse Kürtlerin esamesi bile okunmuyor. Kurdistan’ın kalbi Kerkük’te ise Kürtler oy oranı itibariyle çoğunluğu yakalasalar bile il meclisinde çoğunluğu sağlayamadılar. Bu bir kayıptır ve açık demek gerekirse bu kaybın sorumlusu KDP’dir. KDP tutumunda ısrarcı davranmasaydı, bugün daha farklı bir tabloyu konuşuyor olabilirdik.

Ortaya çıkan bu tablonun ardından tartışılan konuların başında Kerkük valisinin kim olacağı geliyor. Daha da önemlisi KDP ile YNK ittifak etseler bile Kürtleri destekleyeceğini açıklayan Hristiyan azınlık üyesinin tutumuna rağmen Kürtler meclis çoğunluğunu sağlayamıyorlar.

YNK lideri Bafil Talabani bu konudaki tutumunu açıkladı. Tarafların önüne Kerküklülerin geleceğini güvenceye almak için gocunmadan imzalayacağı beyaz bir sayfa koymaya hazır olduğunu söyledi. Bu tutum önemli elbette. Bunun karşılık bulabileceğini de öngörmek gerekir. Buna rağmen Kerkük valisinin hemen öyle kısa süre içinde seçilemeyeceğini de hatırlatarak, özellikle KDP’nin tutumunu gözden geçirmesi gerektiğini belirtmekte yarar var. KDP, ısrarcı davrandığı için Kürtler kaybetti. Eğer KDP bu yanlış tutumunu sürdürürse bölge devletlerinin, özellikle de Türkiye’nin ekmeğine yağ sürmeye devam eder. Bu da açık demek gerekirse Kerkük’te bir hezimet ile karşı karşıya kalan Kürt düşmanı Turancı Türkmen Cephesi’ni sevindirir. Bundan başka bir sonucu olmaz.

Elbet Kerkük valisiz kalmayacak. Büyük olasılıkla YNK’li bir Kürt kentin valisi olacak. Bu konuda Şii ağırlıklı Arap koalisyonunun YNK ile birlikte hareket edeceğini öngörmek mümkün. Bu kesimlerin uzlaşması halinde diğer Arap grupların bazıları da bu iş birliğine destek verebilir. Kerkük’ün yararına olan budur. Ancak bir kez daha hatırlatmak gerekir ki, KDP’nin tutumu nedeniyle Kürtler tam kazançlı olabilecekken, bunu yapamadılar. Şimdi ise ne yazık ki zorlayıcı bir tablo ile kazançlarını kısmen koruyabilecek bir mecburiyete mahkûm oldular.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.