Irak’ın belirsiz geleceği ve Kürtler
Fehim IŞIK yazdı —
- Irak’ta Kürt partileri seçimlerin ardından birlikte hareket etmezse, Bağdat’la sorunlar çözülmez, aksine yeni açmazlara neden olur. KDP ve YNK’nin yeni kurulacak yönetimin tüm kademelerinde uzlaşması Kürtlerin elini güçlendirecek.
- Uluslararası güçler, yeni hükümetin kuruluşuna İran yanlısı yapıların etkili olmaması için çaba gösterecek, kilit rolü Sünniler ve Kürtler oynayacak. İran yanlısı güçler karşı hamleler geliştirirse Irak’a siyasi müdahalenin yanı sıra dış bir askeri müdahalenin olması da olasıdır.
Irak Parlamentosu 6. Dönem Parlamento Seçimleri, 9 Kasım günü gerçekleşen özel oylamanın ardından 11 Kasım günü yapılan genel oylamayla tamamlandı. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu, her iki oylamaya 20 milyon küsur kayıtlı seçmenden 12 milyon seçmenin katıldığını ve seçime katılım oranının yüzde 55’i bulduğunu açıkladı. Bu oran 2021 yılında yapılan bir önceki genel seçimde yüzde 42 civarındaydı. Bir önceki seçimde kayıtlı seçmenlerden 8 milyon 800 bini sandık başına giderek oy kullanmıştı.
Seçimlerin Başûrê Kurdistan ayağında da durum pek farklı olmadı. KDP ilk kez 1 milyon oy sınırını aştı. YNK ise 500 bine yakın bir oy aldı. Seçime katılım oranı da Irak genelinden pek farklı değil. 10 Ekim 2021’de gerçekleşen Irak Genel Seçimleri’nde katılım oranı Başûrê Kurdistan’da yüzde 42 civarındayken bu seçimlerde oran yüzde 55’in biraz üstüne çıktı.
Kürt partilerinde durum
Durum Irak Parlamentosu’na gönderilen Kürt partilerinin milletvekilleri sayısı açısından değerlendiğinde ortaya çıkan durum biraz farklı. Örneğin KDP oy oranını artırırken vekil sayısını artıramadı. Oy oranını koruyan YNK’nin ise vekil sayısını artırdığı görülüyor. Resmi olmayan ilk verilere göre, KDP 29, YNK 18 sandalye kazandı. Goran Hareketi’nden ayrılanların oluşturduğu Helwest İttifakı Başûrê Kurdistan’da öne çıkan yeni muhalefet partisi oldu. Helwest İttifakı 5 vekil kazandı. Önceki seçimlerde Goran Hareketi, ardından ise Yeni Nesil Hareketi muhalefet olarak öne çıkmıştı. Goran Hareketi bu seçimlerde YNK’yi destekledi. Lideri hapiste olan Yeni Nesil Hareketi ise ciddi bir oy kaybı ile karşılaştı. Kerkük’te ise tüm engelleme ve kışkırtmalara rağmen Kürtler 6, Türkmenler 2, Araplar ise 3 sandalye kazandı.
Sadr boykotu sonuçları etkiledi
Irak geneline bakıldığında ise mevcut Başbakan Muhammed Şiya Sudani liderliğindeki Şii ittifakın en yüksek oyu alan ve parlamentoya en fazla milletvekili gönderen parti olduğu görülüyor. Bu durumun ortaya çıkmasında elbet Sadr Hareketi’nin seçimleri boykot etmesinin önemli bir payı var. Güçlü muhalif hareketlerden biri olan İran yanlısı olmamakla birlikte sert ABD karşıtlığıyla bilinen Sadr Hareketi seçimleri boykot edince, İran yanlısı Şii hareketlerin oylarını artırabileceği düşünülüyordu. Ancak görünen o İran’ın bölgedeki etkinliğinin İsrail saldırıları ile zayıflaması, etkisini Irak seçimlerinde de gösterdi. Böylece İran yanlısı Şii hareketler istedikleri sonucu elde edemediler. Tabi bu durum İran yanlısı Şii ittifakın zayıfladığı anlamına gelmiyor. Sudani’yi takip eden Nuri Maliki ile Haşdi Şabi adı verilen askeri yapıların kontrolünde de önemli bir etkisi olan Hadi Amiri’ye bağlı Fetih Hareketi gibi Şii yapılar Irak Parlamentosu’ndaki güçlerini büyük oranda korudular.
Parlamento seçimlerinde gücünü koruyan yapılar arasında yer alanlardan bir diğeri de Sünni güçler oldu. Eski Parlamento başkanlarından Muhammed Halbusi liderliğindeki Sünni Teqadûm İttifakı ile yine bir diğer Sünni güç olarak öne çıkan El-Azim İttifakı, parlamentodaki güçlerini büyük oranda korudular.
Birlik olmaları kaçınılmaz
Sonucun Kürtler açısından ciddi bir biçimde değerlendirilmesi gerekir. Kürtler, Irak Parlamentosu’ndaki güçlerini korumakla birlikte ortak hareket etmemekten kaynaklı ellerini zayıflatmış görünüyorlar. Eğer Kürt partileri arasında yeni bir yakınlaşma siyasetine adım atılmaz, seçim propagandalarında görüldüğü gibi birbirlerine dönük sert tutumları devam ederse, bu Bağdat’la sorunların çözümünde yeni açmazlara da yol açacaktır. Bir de kabul etmek gerekir ki seçimlerde Süleymaniye’de YNK, Duhok ve Hewlêr’de ise KDP lehine baskıların yaşandığı ileri sürülse bile seçimlerden elini güçlendirerek çıkan partilerden biri KDP olmuştur. Yine hatırlamakta yarar var; geçtiğimiz yıl yapılan Kürdistan Parlamentosu seçimlerinin ardından bir hükümet kurulabilmiş, parlamento göreve başlayabilmiş değil. KDP ile YNK arasındaki koalisyon görüşmelerinden de bir sonuç çıkmadı. YNK, bu seçimlerden elini güçlendirerek çıkmayı ve yönetimde daha etkin olmayı hesaplıyordu. Bu nedenle seçim propagandası sürecinde KDP’ye dönük sert bir muhalefet yürüttü. Seçim sonuçları açığa çıkardı ki sert muhalefet geri tepmiş; YNK, istediği sonucu alamamış.
Genel seçimlerden sonra KDP ve YNK’nin bölge hükümetinin kuruluşuna dönük yeniden görüşmeleri bekleniyor. Ancak seçim propagandalarındaki sert üslubun bu görüşmelerde zorlayıcı bir durum oluşturacağı da aşikâr. Seçim sonuçlarına uygun hareket edildiğinde halkın beklentisinin, partilerin hem bölge hükümetinin ve başkanlık başta olmak üzere yönetimin tüm kademelerinde uzlaşması ve Bağdat karşısında ellerini güçlendirmesi yönünde olduğu açıktır. Bunun olup olmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak bu olmadığında krizin giderek büyüyeceği ve sürecin Kürtler aleyhine yeni gelişmelere neden olacağını da bilmek gerekir.
Dağınıklık Türkiye ve İran’ın elini güçlendiriyor
Irak açısından da seçimin, sürgit devam eden krizi sonlandırıp sonlandırmayacağını değerlendirmek gerekir. Batı’nın etkisinde olduğu bilinen Sudani, bir müdahale neticesinde önceki hükümeti oluşturdu. ABD’nin bu müdahalede payının olduğu açıktır. Yeni hükümetin kuruluşunda da uluslararası güçlerin İran yanlısı yapıların etkili olmaması için çaba göstereceği çok belli. Burada kilit rolü oynayacak güçler ise Sünniler ve Kürtler. Ancak dağınıklık hem Sünnilerde hem de Kürtlerde giderilebilmiş değil. Kürtlerin ve Sünnilerin kendi içlerindeki rekabeti sahaya olumsuz yansıdığı gibi İran ve Türkiye başta olmak üzere bölgesel güçlerin elini de güçlendiriyor. Dağınıklıktan istifade eden İran ve Türkiye sürece dışardan müdahil olarak kendi çıkarları temelinde hareket ediyorlar. ABD ve diğer uluslararası güçlerin derdi ise İran’ın etkisinin tamamen kırılması. Bu politikalarından yeni dönemde de geri adım atmayacaklar. Hatta gönüllerince bir hükümet oluşması durumunda İran yanlısı askeri ve siyasi güçleri etkisizleştirmek için bu hükümetle birlikte hareket edeceklerdir. Böyle olmaz, İran yanlısı güçler karşı hamleler geliştirir ve yönetimdeki ellerini güçlendirirse Irak’a siyasi müdahalenin yanı sıra dış bir askeri müdahalenin olması da her zaman olasıdır.
Süreç nasıl ilerleyecek?
Bundan sonrası ise resmi sonuçların açıklanmasının ardından Irak Parlamentosu’nun 15 gün içinde toplanıp meclis başkanı ve iki yardımcısını seçmesi gerekiyor. Ayrıca 30 gün içinde cumhurbaşkanı ve 70 ila 120 gün içinde de başbakanı seçmeli.
