KJK: Kadın karşıtı politikalar terk edilmeli
Kadın Haberleri —
- İran’da kız öğrencilerin “zehirlenme” olaylarına ilişkin açıklama yapan KJK Koordinasyonu, olayın devlet organizeli olduğunu, örgütlemelerin pasdarlar tarafından yapıldığını belirterek “Bu bir katliam girişimidir” dedi. KJK, İran devletini kadın ve toplum düşmanlığını bırakmaya çağırdı.
Bir süredir İran’da kız öğrenclerin devlet eliyle zehirlendiklerine ilişkin basında çıkan haberler üzerine Komelên Jinên Kurdistan (KJK) Koordinasyonu yazılı bir açıklama yaptı. KJK Koordinasyonu açıklamasında, “İran’da 16 Eylül 2022 tarihinde Kürt kadını Jina Amînî’nin devlet tarafından katledilmesi ile birlikte “Jin jiyan azadî” sloganları temelinde başlayan ve halen çeşitli biçimlerde sürmekte olan ayaklanmalar devam etmektedir. Bu ayaklanmalara Kurdistan, Ortadoğu ve Dünya’nın dört bir yanından çok büyük destekler verilmiştir. Öncelikle İran’da gelişen “Jin jiyan azadî” serhildanlarında yer alan kadınlara, halklara destek veren tüm kadın hareketlerini, halkları, demokrasi ve özgürlük güçlerini, sanatçıları, aydınları, gençleri, siyasetçileri, sporcuları selamlıyor ve kutluyoruz” dedi.
İran devleti kadın ve toplum karşıtıdır
İran’ın insanlık tarihinde derin bir kültüre sahip olduğunu hatırlatan KJK Koordinasyonu devamla şunları belirtti: “Başta kadın özgürlüğü olmak üzere, halkların bir arada eşitlik, adalet ve özgürlük temelinde yaşayabilmesini geliştirirse bunun etkisi Ortadoğu ve dünya kadınlarına, toplumlarına çok güçlü bir şekilde yansır. Oysa ki; günümüzde İran devleti, kadınlar ve halklar düşmanlığı temelinde biçimlendirdiği toplum politikalarını çok zalimane bir şekilde uygulamaktadır. Bu uygulamalar yaşanan son serhildanlarla birlikte ciddi bir artış göstermiştir.
İdam, gündelik uygulama oldu
Örneğin; insanlığın en vahşi cezası olan idam cezası şimdi İran’da normal günlük bir uygulama haline getirilmiştir. Bunun yanında kadınları tümüyle yaşam dışına itme, halkları iradesizleştirme, tutuklamalar, ağır işkenceler, sürgünler, para cezaları, işsiz kılma vb. birçok uygulama kadınlara ve halklara karşı uygulanmaktadır. İran, ne zaman bir ayaklanma ve başkaldırış olsa bunu dış güçlere bağlamaktadır. Oysa ki İran’daki ayaklanmaların temel sebebi kendi politikalarıdır. İran devleti kadınlara, toplumlara karşı ne kadar sert davranırsa o kadar sonuç alacağını, devletin otoritesini böyle sağlayacağını düşünüyor. Oysa ki yaşananlar tam tersini göstermektedir. Baskı ve zor politikaları kadınları ve toplumu çok daha fazla öfkelendirmekte ve isyana kaldırmaktadır.”
Koordinasyon açıklamasında son günlerde İran ve Kurdistan’daki üniversitelerde okuyan binlerce genç kadının gazla zehirlenmesi olayı ve en az 4 genç kadının yaşamını yitirmesine ilişkin olarak da “Kürt kadınları ve halkımız kimyasal silahların tarihte nasıl kullanıldığını ve bunun ne anlama geldiğini iyi bilmektedir” dedi. Koordinasyon, Türk devletinin 1938 Dersim Katliamı’nda, Irak Baas rejiminin Halepçe’de, yakın tarihde Türk devletinin Medya Savunma Alanları’ndaki Zap ve Avaşîn bölgelerinde kullandığı kimyasal silahları gündeme getirerek, “Onlarca gerilla Kimyasal silah ile şkeft ve tünellerde şehit düşmüştür” dedi.
Zehirlemeyi pasdarlar organize ediyor
Koordinasyon devamla şunları belirtti: “Şimdi de aynı zihniyet İran devleti tarafından hem de sinsi planlanmalarla, örgütlü binlerce üniversite öğrencisi genç kıza karşı gaz kullanmıştır. Binlerce kız öğrenci gaz verilmesi sonucu zehirlenmiş, hastanelere yatırılmıştır. Bu durumun açığa çıkarılmasını isteyen üniversite hocalarına karşı da devlet tutuklayarak, işten atarak, maaşlarını keserek cevap vermiştir. Devlet hiçbir biçimde olayları soruşturmamaktadır. Zaten bu durumların İran’daki tüm üniversitelerde son bir ay içinde gelişmesi tesadüf olamaz. Bu durumdan da anlaşılıyor ki her ne kadar İran devleti bu olaylardan haberi yokmuş ve suçluları arıyormuş gibi yapsa da bu saldırıları bu tarzda ancak devlet organize edebilir. Bu bir toplu katliam girişimidir. Devletin pasdarlarının bu zehirleme olaylarını bizzat örgütlediği biçiminde haberler yayılmaktadır. Tahran, Kirmanşan, Tebriz, Sine, İsfahan ve birçok üniversitede okuyan genç kadınlara bu “zehirleme” eylemleri yapılmıştır. Devlet bir anlamda “tüm toplumun, halkın savunmasını biz yapıyoruz. Ancak bize karşı gelinirse, serhildanlar geliştirilirse biz de çeşitli biçimlerde katliamlara gideriz” demektedir.
“Jin jiyan azadî” serhildanlarına liseli, üniversiteli genç kadınların öncülük yaptığını dile getiren KJK, İran rejiminin genç kadınları bu tür yöntemlerle korkutmak, sindirmek, üniversitelerden uzaklaştırmak, eve kapatmak için zehirleme olaylarını organize ettiğini kaydetti.
Düşmanca politikalar bırakmalı
İran devletinin genç kadınları hedef alarak topluma mesaj verdiğini kaydeden KJK: “Özünde İran’daki farklı inançlar, halklar, Kürtler, Beluciler tehdit edilmekte, susturulmak istenmekte ve tek tip ulus sistemi yaratılmaya ve mevcut faşizan toplum politikaları kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Genç kadınların zehirlenmesi, İdamların geliştirilmesi, binlerce insanın tutuklanması ve işkence edilmesinin de sebebi budur.
KJK olarak İran devletinin kadın düşmanı, halklar düşmanı bu politikalarını şiddetle kınıyoruz.”
Olayları protesto eden öğretmenlerin tutuklanmasının da kabul edilemez olduğunu ifade eden KJK, İran devletini bu düşmanca politikaları terk etmeye çağırdı.
Genç kızlar için meydanlarda olunmalı
Kadınların halklara, inançlara yönelik ayrımcılığı, eşitsizliği, işkenceleri asla kabul etmeyeceğini dile getiren KJK Koordinasyonu şunları ifade etti: “Bu mevcut politikalar sürdüğü müddetçe İran devletine karşı serhildan ruhu ve direniş duruşu her zaman her yerde hâkim olacaktır. Elbette sadece öğretmenler değil toplumun tümü genç kızlara yapılan bu zehirleme olaylarını kabul etmemeli, sürekli meydanlarda olmalıdır. Kadınlar, halkımız kendi içlerinde örgütlü olmalı, öz savunmalarını yapabilmelidirler.”
KJK açıklamasında son olarak, “Kürt kadın hareketleri olarak İran kadınlarının, halklarının, Kurdistan, Belucistan halklarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz” dedi.
ANF / BEHDINAN