KJK: Tutum almak ile sınırlı kalmamalı

Kadın Haberleri —

  • Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi saldırı ile suç işlendiğini ifade eden KJK: “Bu mücadele sadece tutum almak ile sınırlı kalmamalı, cinsiyetçi-ırkçı saldırılar hukuki yaptırıma götürecek yasal mücadele ile tamamlanmalıdır.”

 

Komalên Jinên Kurdistanê (KJK), Bursaspor-Somaspor maçında tribünlerden yükselen ve Kürt siyasetçi Leyla Zana'yı hedef alan örgütlü cinsiyetçi saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırının Kürt halkına ve kadın özgürlük mücadelesine yönelik sistematik bir nefret suçu olduğunun altını çizerek yasal mücadelenin yürütülmesi gerektiğini vurguladı. 

KJK, Ortadoğu'daki köklü değişimlerin halkların ve kadınların ortak çıkarları temelinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, Önder Apo’nun bir yıla yakın süredir yürüttüğü "Demokratik Çözüm Süreci"nin bu fırsatı barış ve demokrasi lehine dönüştürmeyi amaçladığını ifade etti. Ancak fırsatçılık, ırkçılık ve milliyetçilik gibi tutumların süreci riske attığı uyarısında bulunuldu.

Açıklamada, Kürt sorununun çözümüyle tüm ezilenler için demokratikleşmenin sağlanacağı vurgulanırken, statüsüzlük politikalarının Türk halkına da ağır bedeller ödettiği belirtildi. Açıklamada, “Ortadoğu’nun kördüğümü olan Kürt sorununun çözümü tüm ezilenlerin lehine sonuçlanacak bir demokratikleşmeyi sağlayacaktır. Kürt halkını statüsüzlük konumunda tutmanın bedelini sadece Kürtler ödememiştir. Antidemokratik rejimleri, savaş ekonomisini, milliyetçilik ve cinsiyetçilik ideolojisinin en ağır biçimlerinin yükünü yaşamaya mahkûm edilen Türk halkı da büyük kayıplara uğramıştır. Düşmanlık, açlık, yoksulluk, ahlaki çöküş ve büyük insanlık kaybı adeta kaderi haline getirilmiştir” denildi.

İki halk için de son şans

Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: “Ancak, tarihsel olarak her iki halk için de son şans olan ‘Demokratik Çözüm Sürecine’ yaklaşımda temel sorunlar bulunmaktadır. Bir yandan müzakere, diğer yanda ırkçılık ve milliyetçilik hareketinin diriltilmesi süreci büyük bir tehdit altına almaktadır. Sürecin doğası barıştır ve barışa uygun bir iklimin yaratılması öncelikle iktidarın sorumluluğundadır. Ancak, Kürt halkının siyasi iradesine saygısızlık, itibarsızlaştırma ve saldırganlık adeta normalleştirilmektedir. Irkçılığı ve milliyetçiliği sürece yedekleme siyaseti halkların ortak kaderi ile oynamaktır.

Demokratik muhalefet alanında görülen, iki kutuplu dünya ekseninde şekillenen statüko ve dogmatik kavrayış, beklentili duruş ve büyük düşünememe, süreci doğru değerlendirme, barış ve demokrasi hareketine dönüştürme de edilgenliğe neden olmaktadır. Süreci demokratikleşme ve barış hareketi temelinde sahiplenme ve kendi çözüm gücünü açığa çıkarma da yaşanan zayıflıklar, ırkçı ve faşist cephenin saldırı ve provakasyonlarına tavırsız bir duruma neden olmaktadır. Yeterli tepki ve tedbirin alınmadığı bu şartlarda, ırkçı partiler kendine alan bulmaktadır.

Örgütlü ve cinsiyetçi saldırı

Savaş ve soykırım sürdürücüleri süreç karşıtlığını Kürt ve kadın düşmanlığını tehlikeli biçimde örgütleyerek göstermektedir. En son, Sayın Leyla Zana’yı hedefleyen örgütlü cinsiyetçi saldırı gerçekleşti. Bu kadın ve halk düşmanlığını lanetliyoruz ve kabul etmiyoruz. Tüm kadınların ve halkımızın onuruna yönelik bir saldırıdır. Kürt halkına düşmanlık siyasetinden beslenen faşist ve ırkçı odaklar, Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi saldırı ile suç işlemiştir.  Kadın örgütlerini ve demokratik kamuoyunu, düşmanlık üreten provakasyon ve sabotajlara karşı halkların ortak demokrasi mücadelesini ve barış tutumunu geliştirmeye davet ediyoruz. Bu mücadele sadece tutum almak ile sınırlı kalmamalı, cinsiyetçi-ırkçı saldırılar hukuki yaptırıma götürecek yasal mücadele ile tamamlanmalıdır.” HABER MERKEZİ

 

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.